Diego Goldberg, Arjantinli, ödüllü bir fotoğraf sanatçısı. Onu asıl duyuran ve 2006 yılında Gabriel Garcia Marques Derneği'nin "Hayâlinin Peşinden Gidenler" ödülünü almasını sağlayan ise; 1976'dan beri her sene 17 Haziran'da düzenli olarak çektiği vesikalık fotoğrafları; yani The Arrow of Time Projesi.
İnsan düşünmeden edemiyor; acaba onları bunca sene bir arada tutan şeyler içinde, bu projenin devam ettirilmesinin de büyük bir yeri var mıdır? Bu projeye baş koymasalardı, onlar da birçok çift gibi ayrılır ve kendi yollarına devam ederler miydi? Peki ya çocuklar; kendi ailelerini de projenin içine çekerken bu projenin getirdiği güven ya da gücün / bağlayıcılık ve zorunluluğun bilincinde miydiler? Ya da hayatlarına daha önce girip çıkan tüm o insanlar, mutlaka projeye alınmış ve projeden ayrılmış olanlar, onlar da projeye devam etselerdi neler görecektik kaderlerinde? Söz gelimi, sadece proje için oynamalar olur muydu ya da yıllar sonra geri dönmeler, başka bir açıdan projeye girmeler? Yüzüne aşina olup benimsediğimiz birini yitirmek ama yıllar sonra birden yeniden görmek ne hissettirirdi bize? Ya da 2020'deki maskeli fotoğrafların yerine bir boşluk bulsaydık peki? O boşluğa takılıp kalmaz mıydı gözlerimiz? Bir haksızlık hissetmez miydik?
Yaşam bir ya da birden çok projeyse ve Goldbergler için yaşamın anlamı bu projenin devamıysa eğer; peki bizim projelerimiz ne? Amaçlarımız ne? Anlamımız ne?