“Seni tanıdığım güne şükürler olsun!” yazmış gecenin saat 03.05’inde ouzo.
“Asıl seni tanıdığım güne şükürler olsun be!” diye cevap verdim. En huysuzundan bir de foto ekledim.
Huysuz ve tatlı kadın’ı yollamış youtube’dan cevaben..
Doğru galiba. Çünkü sabah da annemle babam “seni bi öpebilir miyiz?” diye çekine çekine kutladılar. Somurtuk ifademi hiç değiştirmeden yanağımı uzattım şımarıkça. Bu evde daimi ergen rolüne bürünüyorum.
Gün boyu “ne istersen yap” dediler diye yokoldum, tek başıma şu bankın tepesine, bir başka huysuz ve tatlı kadına ait bir romanla (tabii ki Tomris!) tüneyip, denizin karşı yakasına bakıp durdum. Bir iki satır birşey yazmış ama yollamamış da olabilirim tabii.
Totom donunca kalkıp eve döndüm. Şarkısız ve hitapsız olma şartıyla pastayı kestim, itirazlara rağmen herkese kalın dilimler kendime ise bıçağın ucuyla koklatılmış kadar ince hatta görünmez bir dilim verdim. Sonra yine odamıza çekildik Tomris Hanım’la.
Gece saat 8.45 sularında ananemden kalma uzun ve bembeyaz ve çok güzel sabun kokan geceliğin üzerine, annemin bir Japonya seferinden gururla ve ganimet bulmuş edasıyla getirdiği ve “bir gün büyüyünce giyersin” dediği kimonoyu, yeterince büyüdüğüme kanaat getirerek giymiş ve günü nihayetine erdirmek için banyoda dişimi fırçalar haldeyken kapı çaldı. Fakat dış kapı değil, bildiğin banyo kapısı ve güm güm! Diş fırçasını yanağımın sağına kıstırıp iki elimle birden kapı koluna asılmak suretiyle ancak açabildiğim kapının önünde Burcuk, o halde boynuma atılıverdi. Bir yandan da gülüyor, “kızmazsın di mi kızmazsın dayanamadım” diye.. Ardında da daha beteri: beyi! Kimonolu kimonolu indim aşağıya tebaasına seslenen huysuz premses gibi. Pasta yok allahtan, leblebi getirmiş sevdiğimi bilir. 39 yıllık arkadaşım - ki her sefer konu bu “anaokulunda tanışma hadisesi”ne gelmese olmaz.
Homurdanarak çayımı içtim. Gece gece uyuyamam dediğim halde, uyumayıver diye kikirdeşip durdular hepsi birden. Dünya üzerinde en yakınım olan 7 kişiye karşı 1 oyla uykuyu kaybettim.
İş bu nedenledir bu yazım. İlerleyen saatlerde ne olur bilmem.. Büyük ihtimal silerim çünkü yine, hiç bu bloğa uymuyor, avam avam işler hem de kişisel foto eklenmiş! Hiç olacak iş değil ya, görmezden geliverelim.
Bugün bu “huysuz ve nedense buna rağmen birileri tarafından çok sevilmeyi başarmış kadın”ın doğum günüydü. 43 yılı geride bıraktı.. Hayattaki en önemli zenginliğinin bugün ona - istemediğini ve dâhi kızıp homurdanacağını bile bile - güzel şeyler söyleyen, şu bir avuç insan olduğunu bilerek.. Doğum günümü kimseye söylemem, sadece en yakınlarım bilir, bir de şimdi sen bildin ama hiiiiiiç kutlamaya falan kalkma, huysuz ve tatlı kadından okkalı azarı yersin ;) Benden uyarması..
Haydi şimdi yatalım zıbaralım..