Bugün ayaklarımla düşünmeye ihtiyacım vardı.
600 metreden, kıvrıla kıvrıla, 1685 metreye tırmandım. Bir adamın uçtuğuna şahit oldum. Ve iki genç kızın ellerinde yarısı dolu bir şişe beyaz şarapla, güle oynaya dağdan inişlerine. İki köpeğin bir köprüde karşılaşıp birbirlerini kokladıktan sonra neşeyle hoplayıp koşturmalarına ve bir sincabın ağacın tepesinden merakla bana bakışına da.
Ama en güzeli de; yolun ortasındaki Alm'in (Alplerdeki birbirinin neredeyse aynısı, binlerce tahta kulübeden birinin yani) kapalı olmasına rağmen, "yalak"ın tepeleme dolu oluşuna şahit oldum! Hani sana geçenlerde bahsetmiştim ya, buzz gibi akan suyun içine bölgede yaşayan köylüler gelip geçen dağcılar için meyve suları ve bira koyarlar, yanında da kumbarası bulunur, parasını oraya atar, içeceğini alırsın diye.. Hah işte! Bir fotoğraf bulamadım diye üzülmüştüm, bugün buldum!
Sen yoktun, yalnızdım, aklım da her zamanki gibi karışık ve doluydu ama; bir "yalak" mutlu etmeyi başardı bugün beni. E hadi o zaman, seni de etsin istedim!