Henüz 1980’lere gelebildim ve kahramanlarımızdan biri teknik bir arıza nedeniyle ayda tek başına - yani Rusları saymazsak, Amerikan üssünde tek başına kaldı. Ara sıra çıkıp yürüyüşler yapıyor ve o sessizlik, yalnızlık hissini bize de çok iyi yansıtıyor..
Korkutucu hattâ dehşet verici bir şey aslında! Senden başka hiç kimsenin olmadığını bildiğin karanlık ve sessiz bir yerde olmak; sevmesen de görüşmesen de başka insanların da olduğunu, yalnız olmadığını bildiğin bir yerde olmaktan çok daha korkutucu..
Şimdi sen de herşeyi Sait Faik’e bağlıyorsun bu sıra demezsen :) dizinin tam bu noktasında aklıma geleni yazmak istiyorum: “Nereden gelirse gelsin, dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de, nereden gelirse gelsin!.. Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena.”