İçerik

29 Haziran 2022 Çarşamba

Oslo, 31 Ağustos

Hirondelle'e söz vermiştim bu yazıyı. Biraz gecikti.. Kusura bakacak biri değil. Ama yine de. Öyle işte..

Daha önceden yazmıştın demişti. Blogda aratmış, bulamamış, silmiş olduğuma kanaat getirmiş. Sonra ben de arattım, hem burada hem K.Ç.'da.. Evet silmişim. Niye böyle yapıyorum bilmiyorum, halbuki güzel yazıydı. İçindeki bir cümle irrite edebiliyor bazen..

Sözü verdim vermesine ama 31 Ağustos'u bekleyeyim yine izler, yine yazarım da dedim içimden. 

Sonra dün gece ne oldu bilmiyorum. İzledim yeniden Joachim Trier'in üçlemesinin ortanca kardeşini. Bence kardeşlerden en güzelini. Oslo, 31 Ağustos.

Güzel diyaloglar var. Derin. İnsanî. 

Biri bu: "İnsanları kontrol etmenin bence iki yolu var. İlki, onları korkutmak, ikincisi umutlarını ellerinden almak."

Biri de - hem, en bilineni - bu: "Evlenmek istiyorum, çocuklarımın olmasını. Dünyayı gezmeyi. Bir ev almayı. Romantik tatillere çıkmayı. Bir gün boyunca sadece dondurma yemeyi. Başka bir ülkede yaşamayı. İdeal kiloma ulaşıp onu korumayı. Şahane bir roman yazmayı. Eski arkadaşlarımla görüşmeyi. Bir ağaç dikmek istiyorum. Tek başıma lezzetli bir yemek yapabilmeyi. Kendimi başarılı hissetmeyi. Buz dalışı yapmayı ve yunuslarla yüzmeyi. Gerçek bir parti, bir doğum günü partisi vermeyi. 100 yaşıma girmeyi! Ölene dek evli kalmayı. Bir şişenin içinde ilginç bir mektup fırlatmayı denize ve aynı derecede ilginç bir cevap almayı istiyorum. Tüm korkularımdan ve fobilerimden kurtulmayı. Tüm gün sırtüstü yatıp bulutları izlemeyi. Orasından burasından sesler gelen eski bir evim olmasını. Maraton koşmayı. İçinde yazılanları hayatım boyunca hatırlayabileceğim derecede muhteşem bir kitap okumayı. Nasıl hissettiğimi gösteren şahane tablolar resmetmeyi. Boş bir duvarı kalbime dokunan kelime ve resimlerle doldurmayı. En sevdiğim dizinin tüm sezonlarına sahip olmayı. Önemli bir konuda konuşmayı ve herkesin beni dinlemesini sağlamayı. Paraşütle atlamayı, çıplak yüzmeyi, helikopter kullanmayı. Hergün gitmekten zevk alacağım bir işimin olmasını. Daha önce kimsenin yaşamadığı, romantik bir evlilik teklifi almayı. Yıldızların altında uyumayı. Besseggen dağına tırmanmayı. Bir filmde ya da Ulusal Tiyatro'da rol almayı. Piyangonun bana çıkmasını. Hergün yaşananlardan bir şeyler çıkarabilmeyi. Ve sevilmeyi..."

Daha çok var aklımda kalan cümleler ama, sen bana bakma, kendininkileri bul isterim.

Fakat. İnsanî yönü de şu aslında. Diğerlerinin empatisi için kıvranan bir yürek.. 

Kimse de duymuyor..