İçerik

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Sophia

Sophia Loren demiş ki, "hiçbir şey bir kadını, kendisinin güzel olduğuna inanmasından daha güzel yapamaz". 

Doğrusu bence; her kadın kendini güzel hissettiği ölçüde güzeldir olmalıydı.

Çünkü konu his değil de inanç olunca işler biraz karışıyor. Sophia'yı güzel olduğuna inandıran da sonuçta diğer insanların sözleri, iltifatları, yorumları yani kendi dışında yazılıp çizilen, konuşulanlar yine.. Onlarca hayranı olmasa, İtalya'nın bir köy yerinde keşfedilmeden yaşayıp gitse, Sophia yine de kendini güzel hissetmeyi başaracak mıydı, hattâ bunu düşünecek zamanı olacak mıydı, güzelliği hakkında kafa yoracak mıydı acaba?

Diğer insanların tanımlamaları olmadan güzel hissetmek, daha doğrusu güzel miyim değil miyim diye bile düşünmeden yaşamak.. Güzellik kıstasına bu derece anlam yüklememek; üstelik sadece kendin için değil, karşındaki insanın güzel olup olmadığına da kafa yormamak.. İnsanı sıfatlarından bağımsız, insan olarak güzel bulmak. Hem insanı asıl güzel yapan da o değil midir ki?

Peki benim güzellik tanımım? Insta güzelleri ya da sürekli sosyal medyaya selfie bombardımanı yapanlar meselâ, benim en az güzel bulduklarım genelde. Sanırım güzellikte saklanılan, sakınılan, fazla gözün değmediği, korunup kollanan bir şeyler olduğunu düşünüyorum ben. Sürekli önümüze sürülmeyen, arka planda kalan bir şeyler.. Saflık mı? Sadelik mi? Doğallık mı? Kendi halindelik mi? Özgünlük mü? 

Hepsi galiba.. Ama inanmak değil, o kesin.