Bu çiçeğin, çok sıradan oluşundan kelli, çok meraklısı yoktur. Bense sıradanlıkları severim, rutinleri ve alışkanlıkları sevdiğim gibi. Beni yatıştırır ve her şeyin yerli yerinde olduğu, dolayısıyla endişe ve korkuya yer bırakmayacak güvenli bir alanda olduğumu kanıtlar.
Akşam sefası benim çiçeklerimden biridir. En’e oynamaz, sıradanlığı içinde özel oluşu ona yeter. Bana da. Benim çiçeklerimden biri..
Ya da öyle sanardım. Ama sonra o girmişti hayatıma ve o beni güldürmüştü bir defasında, akşam sefaları akşam açan mıydı yoksa sabah açan mıydı? diye sorarak bir öğle vakti.. Çok gülmüştüm, sonra ne zaman akşam sefası görsem onu hatırlamaya başladım. Ne zaman sabah çok erken kalksam ve geceden kalma akşam sefalarını öbek öbek açmış görsem, onu hatırlayıp gülümsemeye başladım..
Artık sadece benim değil onun da çiçeği olmuştu.
Bundan hiç haberi olmadı.
Hamiş.
Geçen yıl bir avuç tohum topladım, hem de en sevdiğim rengi olan sarısı ve kavuniçisinden karışık. Fakat Almanya’da yetişmedi.. Her yerde, yol kenarlarında bile yetişen akşam sefası orada yetişmedi.. Bir iki yaprak çıkarttı, anında böcekler gelip yediler. Olmadı.
Bu sene yine topladım!
Vazgeçmiyorum :) Saksıya dikip üstünü de telle örteceğim gerekirse. Ekosistemi bozana dek!
Ben adam olmam.