Karl Ove Knausgaard’ın 6 ciltlik Kavgam’ının ilk sayfalarında, Rembrandt’ın onuncu (ve ölmeden bir sene önce yaptığı son) otoportresinden bahsediliyor.
Çok etkileyici bulduğum bir otoportre değildir açık söylemek gerekirse fakat Rembrandt genç yaşından yaşlılığına dek o kadar çok otoportre yapmış bir ressam ki, bu portreleri yanyana gördüğümüzde, ressamın yaşlanma serüvenini de birkaç saniye içinde adım adım görebiliyor oluşumuz ilgimi çekiyor; ki ressamın da aynı amaçla bu kadar çok otoportre yaptığını düşünüyorum, yaşlanma sürecini anlayabilmek adına.
Birkaç sene içinde beliren, derinleşen çizgiler, izler, sarkmalar aslında hepsi çok güzel geliyor bana. Estetik operasyonlara (kişinin psikolojisini etkileyen bozukluklar dışında elbette) çok karşıyım çünkü yaşlanabilmek bir gurur olmalı..
Bir yerde okumuştum (sisli beyin, hatırlayamıyorum kusura bakmayın, Auster olabilir) insanın karakterinin yaşlanana dek tam anlamıyla ortaya çıkmadığını, bu nedenle en karakter sahibi bulduğumuz yüzlerin aslında hep 65-70 aralığına ait olduğu söyleniyordu..
Galiba doğru. İlginç..