Evimden çıktım bu sabah. Ilık bir gün henüz başlıyordu, güneşli. İnsanlar kıpır kıpırdı, devingen, sıcak kanlı. Çoğunun bir mes'elesi var gibiydi hayatta ya da hayatla. Hep bir koşturmaca, yetişememece, iç çemberler, dış çemberler...
Sonra. 2500 km uçtum.
Evime geldim. Eksi on derece, her yer bembeyaz, gök uçuk bir mavi. İnsanların gözleri de aynı maviden, cam gibi. Sakin, yavaş ama ak düşünceli insanlar. Çoğunun düşünceleri hafif, ağır olanlar da var mutlaka ama yansıtmazlar. Çemberler yok ama kopuşlar var.. Ait olamamalar. Yalnızlıklar. Çok mesafe var....
Hangisi benim gerçek evim, bir türlü anlayamıyorum.. Güneşli günlerde, ikisi de!
ama bazen de hiç biriymiş gibi geliyor..