Günlerim endişe, yorgunluk ve sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi, güzel şeyleri bulmaya ve yazmaya çalışmakla geçiyor. Oysa bu bloğa kişisel yazmayacaktım..
Ama buz pateninden, şarkılardan, filmlerden söz ederken - ki aslında hepsi de geçen haftaya ait, yedekler stoğundan otomatik yolladığım günle alâkasız yazılar - sanki başka bir evrende, başka bir hayatta gibi hissedeceğim oyununu oynuyorum. Sen de yiyorsun sanki..
Dün Oz bana "sen küçük, basit ve aşırı güzel detayların kraliçesisin!" dedi..
Düne dair tek güzel şey buydu aslında. Ha bir de H.'nin "dur arıyorum" deyişi ve "azgın teke sendromu" denen bir şeyi anlatıp, beni kahkahalarla güldürüşü.
Bu zor günler de geçecek elbet. Yine güzellikler olacak, sonra yine zorluklar, yine güzellikler, yine.. Hayat böyle çünkü. Ama ne bileyim, geçerken de birşeyleri alıp götürüyor sanki........