Sabah erken ya da akşam geç trafiğini; saatlerce dur kalkı değil tabii, ama kısa mesafe ve yarım saati geçmeyen “tıkalı” yolları; severim. Gecenin karasına, kırmızı farların ışıltısının katılmasını, egzost buharlarının hayalet danslarını ve iyi bir radyo programının (Türkiye’de TRT3, burada Avusturya radyosu FM4, çocuklar yoksa Klassik Radio Bayern) tüm bunlara tatlı tatlı eşliğini severim.
Bugün önümdeki araçta, bana her zaman aşırı itici gelmiş olan “dikkat bebek / preMses” yazısının sevimli bir versiyonu vardı. Dikkatli bakarsan göreceksin; “iki ebeveynli, iki çocuklu ve bir köpekli aileyiz biz” demiş araç sahibi. Sabah sabah, kırmızı kırmızı, sevimli mi sevimli buldum.