İçerik

26 Kasım 2025 Çarşamba

Sabah sabah felsefe

Hayatım ilginçleşmeye mi başladı nedir, inşallah? Dünkü evlilik teklifinden sonra, bu sabah da başıma şu geldi:

Parmağımı incitmiştim ya geçen ay, bu sabah kontrole götürdüm kendisini ve çıkışta da parmağıma kahve ve kruvasan ikram edesim geldi. 

Voltaren sponsorluğunda kahvaltı

Oh mis gibi eczane yanı bomboş kafe! Tabii ki ben boş bir dükkana, kafeye girdiğiysem, beş dakika içinde orası insan dolar, işletme-uğuru falan gibiyimdir (ayağını sürdün derdi bir arkadaşım), yine öyle oldu. Müşterilerle tıklım tıkış oturuyoruz, içeriye bir de adamcağız girdi. Süklüm püklüm “şu poğaçadan bi tane veriverseniz” falan diyor.. 

Ben böyle şeylere hiç kıyamam, işi uzatmadan işaret ettim ben ödüyorum anlamında. Gittim sessizce halletmeye çalışıyorum, malum sağ elin verdiğini sol el bilmesin.. 

Adam demez mi “bir de kahve alıversem”, “hayhay” dedim, “burda yiyiversem”, cafe sahibi biraz duraksayarak da olsa “hayhay” dedi. Siparişi hazırlanıyor, adam bana döndü ve dedi ki: “küçük kahve mi aldınız büyük kahve mi?”

:))) 

İşte sorun tam olarak burda canım benim. Yetinememek. 

Bendeki sorun da şurada: herkese yetmeye çalışmak. İnsanları, sorunları, sosyal sistemleri, dünyayı iyileştirmeye çalışmak..

Eğ başını, parmakcığınla başbaşa, iç kahveni keyifle ve umarsızca diyememek….. Bilmem ki böylesi mi iyidir, öbür türlüsü mü.... Vallahi bilmem; welcome to very baba ethical problems yani. Sabah sabah.