Sonra ekvatorda koşarcasına, hızla kararışını, havanın. Yıldızların tek tek belirişini. Sana Orion takım yıldızının sol kolumdaki birebir ölçekteki aksinden hiç bahsetmedim, onu hatırladım. Orion’un kuşağı denen, alt alta duran üç yıldızdan ve ucundaki Sirius’tan daha doğrusu.. Orion’un hikâyesini hatırladım sonra. Savaşçı Orion’un bir akrep tarafından öldürülüşünü. Buna dayanamayan tanrıların, onu göğe yerleştirip, Akrep burcunu da ceza olarak onun tam karşısına denk getirmesini. Bu ikisinin sürekli birbirine bakışını ama asla bir araya gelemeyişini. Tuhaf hikâyeler bunlar, mitolojik. Yıldızları izlemeyi ve mitoloji okumayı bunca seven ben, burçlara ve astrolojiye hiç inanmam oysa.. Yine de kolumdaki bu Orion işi benler bir tuhaf.
Bunları düşünerek, tanıdığım tüm yıldızların bir bir belirmesini ve yumuşacık, simsiyah battaniyenin üzerimize iyice örtülmesini bekledim önce. Aysız gecede, göz gözü görmez hâle geldi. Sonra saçlarımı özenle topuz yaptım, üzerimdeki upuzun elbisemi sessizce çıkarttım. İç çamaşırlarımla yüzmekti niyetim ama hem kumsalın ıssızlığı hem de çamaşırlarımın tuzlu suyu yemesine kıyamayışım :) nedeniyle, onları da çıkarıverdim ve yavaşça suya girdim. Tek bir hışırtı yapmadan, göğe bakarak yüzdüm yüzdüm yüzdüm. Arada ufak dalgalarla bir açığa, bir kıyıya salındım. Öyle mutluydum ki, öyle mutlu! Donup kalmasını istediğin anlar vardır ya, öyle mutlu..
Yalnız değil de, tek başıma. Düşünceler, hayâller, özlemler dört yanımda..
Sonra nereden çıktı bilmiyorum - büyük olasılıkla açıklardan geçen bir tekneden - önce 60cm’lik ufak üç dalga geldi. Oralı olmadım. Sonra öyle bir dalga geldi ki, sen de 1,5 ben diyeyim 2mt! Bu dalgaların önünde duramazsın, üstünden aşamazsın; yapılacak tek şey, dalga senin önünde kırılmadan hemen önce suyun altına dalmak ve üzerinden sakince geçmesine izin vermektir.. Ben de öyle yaptım. O koca kütlenin tüm ağırlığı ve gücüyle üzerimden geçişini hissettim. O kırmak için programlı, müthiş enerjiyi.. Su yüzüne - kırılmadan - geri çıktığımda dalga büyük bir gümbürtüyle sahile vurmuş, köpük köpük dağılıyordu bile..
Muhteşem bir andı! Biraz daha yüzdüm karanlık ve hareketli sularda.. Sonra çıktım, elbisemi geçirdim üzerime, saçlarımdan ayak bileklerime doğru inen su damlalarının serinliğinde geri tırmandım yokuşu ve eve vardım.. Serin bir duş, sakin bir yemek ve huzurlu bir uyku beni bekliyor şimdi.. Bu geceyi asssssla unutmayacaklarım klasörüne arşivledim elbette!