İçerik

29 Ekim 2023 Pazar

Anlamı korumak

Diyorlar ki.. Zaten kavramların da içini boşalttılar..

Doğru olabilir ama bu bizim "hatırladıklarımız"ı yok etmeye yetmez.. Yüzbinlerin birleşip ortak bir amaç için, vatanlarını korumak için yaptıklarını meselâ, unutmak, onların sayesinde edindiğimiz özgürlükler için, tüm o insanlara, harcanan hayatlara müteşekkir olmamak mümkün mü?

O nedenle, hatırladığımız kadar, hatıralarımız kadar insan olduğumuz için; Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.. Bir gün yine hep birlikte, yine "biz" olarak da kutlayabilmek umuduyla...


Fotoğraflar: Annemle babam sitede bayramı kutlarken.. 

28 Ekim 2023 Cumartesi

Anlamak

Arada bir.., biri (bazen de ben tabii) onu çok bunalttığında, avuçiçlerini göğsüne koyar ve "Allah canımı alsa da kurtulsam" derdi. Önce korkar, sonra çocuk aklımla "öyle demek istemedi, bu da onun sahnesi işte.. oynaması gerekiyor arada. birazdan geçecek" diye düşünürdüm. Hem korkar, hemen ardından da kendimi rahatlatırdım. Sevmezdim bu cümleyi, bu tiyatro oyununu.

Ciddiyetle söylenmeyip, bir tür boşalma mekanizması olarak kullanıldığını, 90 yaşına dek yaşadığı ve hakikaten de güzel yaşadığı, kanırta kanırta yaşadığı için biliyorum.

Ama bugün... Bugün belki de bazı anlarda gerçekten istedi bunu diye düşündürttü hayat bana.. Bir danışanımın bir zamanlar demiş olduğu gibi "buharlaşmak istedim, kendimi öldürecek göt yok ama hiç varolmamış olmak istedim işte..."

Herkes hayatta bir ya da birkaç defa yaklaşıyor o cümleye işte. 

İnsan olmak, böyle..

26 Ekim 2023 Perşembe

Psikopat yol işaretleri üzerine kısa hikaye egzersizleri - 1

Herkes bir şeylerin koleksiyonunu yapıyor.. Eksik kalmak istemedim.


Hikayeye girmeden önce; bu yol işaretinin şehrin biraz dışında, tek tük tahta çiftlik evlerinin olduğu, toprak yollu bir alanda karşıma çıktığını belirtmeliyim. 

Bu durumda; bu yol işaretini yakınlardaki bir köy evinde yaşayan ve altın saçları iki at kuyruğuyla yanlarından bağlanmış şipşirin bir kız çocuğu, pek sevdiği kedisini "hızlı geçen arabalardan" koruma amaçlı çizip çivilemiş olabilir. Ya da.......

(............)

Sonuçta hangi araba bu toprak yoldan hızla geçebilir ki?

25 Ekim 2023 Çarşamba

Disleksik mutluluk

Beyaz kısa saçlı, hafif bükük belli ama dinç bir kadın, iki küçük kızı, hiç konuşmadan ama sakit bir ifadeyle, yavaş yavaş arabasına bindiriyor. Hareketlerinde bu işi yıllardır yaptığına ama ve yaparken de keyif aldığına dair o tatlı ahestelik, rutine dair güven ve sık şükreden insanlara özgü bir huzur var..

Küçük kızlardan biri "büyükannem tammmm 37 yaşında!" diyor diğerine. O an kadınla ben gözgöze geliyor ve ben muzipçe tek kaşımı kaldırınca, gülümseşiyoruz. Kadın küçük kıza "ahhh keşke tatlım, keşke 37 olabilsem, ama sen rakamların yerini karıştırdın, ben 73 yaşındayım" diyor... 

Disleksi bazen ne tatlı bir durum. 37 yaşa ah keşke demek ne tatlı bir durum. 73 yaşında dünyaya karşı bu sevecenlik, şefkat ve sakinliği koruyabilmek ne tatlı bir durum. Ananeler ve torunları ise.. kelimeler kifayetsiz......... <3


Bu arada disleksisi olan bir çocuğun varsa senin de, endişelenme e mi.. Biri doktor, diğeri ressam, öteki sistem analisti olan üç disleksik tanıyorum yakınen :)

24 Ekim 2023 Salı

Çay kokulu seyahat planları

Söyle bana üstadım; şu hayatta, tazecik çay kokusunu içine çeke çeke, seyahat planları yapmak kadar insanı mutlu eden başka bir şey var mıdır?

O seyahatler ki belki son dakika hastalık golüyle iptal olacak :)) Ama belki de olmayacak? 

Tüm bir sabahı hayâl kurmaya ayırmak kadar güzel bir aylaklık var mıdır şu hayatta? Yanına alacağın kitapları planlamak, görmek istediğin o müzeyi, yürümek istediğin o uzun ve sakin yolu, belki hasret gidereceğin o dost gözleri düşünmek, ahhhh özlemek de hayata dahil değil midir? Ve dahi, pek yakında kavuşma olasılığının o heyecanı?

Çayın o kekremsi kokusunda ve ümitvâr sıcaklığında, tüm bunlara dair bir şeyler yok mudur a üstadım?

23 Ekim 2023 Pazartesi

Mizah

Havuz problemlerini hatırlar mısın? Ne anlamsız, nerede kullanacağım ki, ne saçmalık diye öğrenmişsindir büyük ihtimalle. Nerede kullanabileceğimizi buldum sanırım.


Kocaman bir havuz olarak düşün kendini. Üstten sürekli dolduruyorlar; işte mobbing, evde koca baskısı, karı dırdırı, sevgisizlik, çocukların mızmızlığı, talepkarlığı, sokaklardaki insanların saygısızlığı, bencilliği, hava kirliliği, hayat pahalılığı, dost kazığı.... Kendin olmana izin vermemeleri, herkese senin koşman ama ihtiyacın olduğunda kimseyi yanında bulamaman, kaygıların, korkuların, çaresizliklerin... Bunlar o havuza oluk oluk akan su.

Bir de alttan açılan musluklar var. Yazmak, sanat, spor, sıcacık köpüklü bir banyo, kendine aldığın çiçekler, bir dostun sıcak eli, sıcak bir tas çorba, mis gibi kokan bir kahve, sevdiğinin ellerinden bir bardak demli çay, mizah.. Bunlar da seni boşaltıyor. 

Sanırım hayat denen şey, o havuzu taşırmamaya uğraşmak... 

13 Ekim 2023 Cuma

Kişisel kuru otlar üstüne'm

Kaç sabahtır bu güzelliğin tam yanından geçiyordum da, yanımda telefon olmayınca seninle paylaşamıyordum. Al işte bu da benim bu haftaki "kişisel kuru otlar üstüne"m... 

Sabah güneş yeni yeni yükselirken, bir zamanlar arıları meftun etmiş yaz çiçeklerinden geriye kalan kuru otların benim üzerimde bıraktığı etki, N.B.C'ninkiyle aynı mıdır henüz bilmiyorum çünkü film bu coğrafyaya henüz gelmedi.. Ama her sabah şu fotoğrafın sol alt köşesinde, karanlıkta kalmış banka bir beş dakika olsun oturuyor, kuru otları izliyor, hayat hakkında işte hepimizin düşündüğü soruların cevaplarını düşünüyorum... Şimdilik bu da yetiyor.... 

Bu da “seslisi”:

12 Ekim 2023 Perşembe

Kadınlar ve erkekler

Bugünkü tırmanıştan, efsane bir fotoğraf bence..

zirveye çıkmış her erkeğin peşinde;
bir kadın kollarını kavuşturmuş, yerini bilmiş, oturmaktadır :P

Teyzecik günün birinde aniden aydınlanıp amcayı uçurumdan itiverecek gibi durmuyor mu sence de? 

Momentos'un çok sevdiğim "Kadın Mucitler" yayınlarını da hatırlatan bir fotoğraf oldu.. 

5 Ekim 2023 Perşembe

Turuncu.

Akşam güneşi, güzele vuruyor..


4 Ekim 2023 Çarşamba

Pepeçura tarifi ve bazı domestik özlemler

Annemle babam bu haftasonu bahçelerinde üzüm hasadı yapmışlar. Garajın üstünü sarmaşık gibi saran, yazın gölgelik veren, sonbaharda kilolarca meyve veren ve Pepeçura yapımına da uygun, kara, kokulu, şahane bir üzümleri var. Küçük Joe'm da bu üzümü çok sever, Ada'daki çocukluğunu hatırlar.. 

Bu sene bana denk gelmedi ama fotoğrafları ve tarifi seninle de paylaşayım istedim.

O kokulu kara üzümün bir kilosuna 6 bardak su, 1 bardak şeker katıp (şekersiz de yapabilirsin, hafif kekremsi daha bile güzel oluyor bence) üzümler yumuşayana dek kaynatıyorsun. Sonra süzgeçten geçiriyor, içine yarım çay bardağı nişasta, yarım çay bardağı mısır unu katıyorsun. Biraz daha pişiriyor sonra kâselere alıyor, soğutuyorsun. Enfes bir şey oluyor. 


Sanatçı (annem) eseriyle bir örnek renklerdeki elbisesiyle :))

Yaparsan benim için de ye. Eline sağlık.. Afiyet olsun..

2 Ekim 2023 Pazartesi

Yağmura bulanmış bir yaz

- küçük harfle - küçük İskender; bir şairden çok fazlasıydı. Kelime arkeoloğuydu. Sözcük cambazıydı. Hızlıcevap uzmanıydı. Lafı gediğine koyucuydu. Uzun süreli bellek madencisiydi. Büyüse bir Can Yücel bir de Bukowski kulağı arasından geçip yükselerek bir "tek-boynuz" olacaktı. Hiç büyümedi ama çok da büyüktü.. Dilemmaların çocuğuydu. 

İki defa karşılaştım. Biri kitap fuarında, adımın altına anlık yazıverdiği muzip ve müstehçen satırlara imzasını atarken. Diğeri birkaç yıl sonra, oldukça sıkıcı bir kutlama yemeğinde şans eseri yanıma oturunca. küçük İskender'le büyük büyük konuşmalar.. 

Ne doğum günü, ne ölüm günü. Sıradan bir gün bugün ama..

Özledim işte olm..! 

İnsan en çok böyle sıradan günlerde özlemiyor mu, hem?

Günlerdir durup durup yeniden başlayan, yapışkan, inatçı bir yağmur yağıyor. Bilimciler El Nino diyorlar ama ben şairlerin, özellikle de küçük İskender'in ağzına bakıyorum. O bu yaza "her şeye rağmen, yağmura bulanmış, güzel bir yazdı" diyor.... Yıllar öncesinden, bu yaz için diyor. 

Dünya kendini hep tekerrür ediyor.

.

.. seni birkaç saniye düşünürsem;
sessem, sersem bir heceysem eğer
seni bir kelime edersem diye korktum
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum.

Hamiş. Haziran'da yazmış ama yayınlamamışım. Yağmurlu dedin diye, zamanıdır dedim..

1 Ekim 2023 Pazar

İlham perisi

Bu benim ilham perilerinden biri olduğum ikinci kitap! Dün heyecanla getirdi.. Yeni bebeğini gösteren bir ebeveyn gibi haklı bir sevinç ve gururla.. Kurdelesi bile var baksana :)

Geçenlerde ünlü bir yazarla yapılan söyleşiyi dinlerken “herkesin içinde yazılmayı bekleyen bir kitap vardır” dediğini işitince irkilmiştim. Bu fikre katılmıyorum. Herkes kitap yazmamalı bence, bazısı edebiyat değil kitap ticareti oluyor.. 

Bu onun 4. romanı, yazılırken komşusuydum, neredeyse her gün yürüyüşten dönüşte uzun uzun konuştuk, kahveler içtik, kitabı içinden çıkartana dek yaşadıklarına şahidim. Ama asla “nedir?“ diye sormadım çünkü yazılan yazılana dek yazanın içinde diye düşünenlerdenim. Her ne kadar, kitabın içinde olduğumu bilsem de :) Belki de en güzeli bu; beklemek!

Şimdi tam zamanı.. bakalım neler yazmış ;)