- küçük harfle - küçük İskender; bir şairden çok fazlasıydı. Kelime arkeoloğuydu. Sözcük cambazıydı. Hızlıcevap uzmanıydı. Lafı gediğine koyucuydu. Uzun süreli bellek madencisiydi. Büyüse bir Can Yücel bir de Bukowski kulağı arasından geçip yükselerek bir "tek-boynuz" olacaktı. Hiç büyümedi ama çok da büyüktü.. Dilemmaların çocuğuydu.
İki defa karşılaştım. Biri kitap fuarında, adımın altına anlık yazıverdiği muzip ve müstehçen satırlara imzasını atarken. Diğeri birkaç yıl sonra, oldukça sıkıcı bir kutlama yemeğinde şans eseri yanıma oturunca. küçük İskender'le büyük büyük konuşmalar..
Ne doğum günü, ne ölüm günü. Sıradan bir gün bugün ama..
Özledim işte olm..!
İnsan en çok böyle sıradan günlerde özlemiyor mu, hem?
Günlerdir durup durup yeniden başlayan, yapışkan, inatçı bir yağmur yağıyor. Bilimciler El Nino diyorlar ama ben şairlerin, özellikle de küçük İskender'in ağzına bakıyorum. O bu yaza "her şeye rağmen, yağmura bulanmış, güzel bir yazdı" diyor.... Yıllar öncesinden, bu yaz için diyor.
Dünya kendini hep tekerrür ediyor.
.
.. seni birkaç saniye düşünürsem;
sessem, sersem bir heceysem eğer
seni bir kelime edersem diye korktum
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum.
Hamiş. Haziran'da yazmış ama yayınlamamışım. Yağmurlu dedin diye, zamanıdır dedim..