31 Ocak 2025 Cuma

İşin sırrı

Dün bir danışanıma söyledim, bu sabah kızıma, şimdi de sana söylüyorum. Önemli bu, dinle.

“Başarılarını şansa ya da diğer insanların davranışlarına, başarısızlıklarını ise kendine mal etmek yerine; tam tersini,; yani başarılarını kendine, başarısızlıklarını ise şanssızlığa ya da diğer insanlardan kaynaklanan sorunlara mal etmeyi dene. Mutluluğun ve huzurun sırrı bu..”

Dinle bence bu önerimi.. Faydasını göreceksin.

Şans, yeni yılda birbirimiz için dilediğimiz inatçı bir domuzdur çünkü..

30 Ocak 2025 Perşembe

Hemen ve acilen


Ayşen Aksakal’ın “Lakin iyi yaşadık” isimli kitabında da görünce, düzeltmek ihtiyacı duydum. Paragraf şu:

“İstesek belki güzel yaşarız da, ayıbımıza gidiyor. Aynı çayı boğaza bakarak içmek, sıcaktan damda yatan memleket insanına ayıp etmek gibi.”

Bu kafayı acilen değiştirmemiz, hak ederek ya da şansla sahip olduğumuz güzellikleri, sindire sindire (göstere göstere demedim) yaşamaya kendimizde hak görmek, memleketçe başımıza bela olduğunu düşündüğüm “ayıp olur”un sonsuz geniş anlamını yeniden yazmak zo-run-da-yız!

Memleketçe melankoli ve hatta depresyondan çıkmanın tek yolu bu! Hemen ve acilen!


29 Ocak 2025 Çarşamba

Şakır şakır yağmur

Bugün şakır şakır yağmur yağıyor, sabahtan beri durmadan, dinmeden. 

Tavşancıklar tüm gün küçük kulübelerine tıkışıp burunlarını dahi çıkartmadan uyudular. Hasta olduklarından endişe duydum önce. Sonra bu endişeme güldüm, kapkaranlık bir günde yapılabilecek en güzel şey; uyku çünkü.. 

Bazen onları kıskanıyorum, birbirlerine karşı öyle şefkatli, öyle yumuşaklar ki... Üstelik kendi seçimleriyle bir araya da gelmediler. Biz o ikisini bir araya koyduk ve "sevin birbirinizi" dedik.. Sevdiler. Hayat insanlar için de böyle basit olsaymış keşke.....

Belki de öyledir, yukarıdan biri bizi bir şekilde birbirimize uygun görüyor, aşık olun diyor, oluyoruz. Şimdi evlenin diyor, çocuk yapın. Çalışın diyor, ekmeğinizi hak edin. Kulübenizi kurun. Birbirinize şefkat gösterin. Bazen de küçük kavgalar edin. Oyun da oynayın arada. Hayatı ve yaşadığınız alanı merak edin. Bir de anlam bulabildiysek, ne âlâ.... 

Hayat basit aslında.

Fotoğraflar. Tam 17 yıl önce Laos. 

28 Ocak 2025 Salı

Bir ağaç

Bir ağaç tanıdım.

Bir anlamı olmalı bunun.

(Tanrıyla konuştuk belki de.)

- İlhan Berk.

Tanıdığım en güzel ağaçlardan biri 💚
Şimdilerde çıplak, baharı bekliyor.. 
Herkes gibi.

27 Ocak 2025 Pazartesi

Pazartesi Masalı - 5

Gömülü Hazine Masalı

Yaşlı çiftçi, tembel oğullarını ölüm döşeğinde yanına çağırır ve der ki: "bu çiftlikte gömülü bir hazine var". Oğullar daha nerede olduğunu söyletemeden de ölür. O öldükten sonra, oğullar büyük bir hırsla tüm tarlayı kazmaya başlarlar ama bir türlü bulamazlar hazineyi.. Hazır kazmışken de, bari babamızdan kalan tohumları atıverelim derler..

O sene öyle güzel ürün verir ki tarla, oğullar hasat zamanı oldukça iyi para kazanırlar. O zaman anlarlar ki; asıl hazine; çalışma, sabır ve sevgiyle ortaya çıkıyor..

Kıssadan hisse: Yola kendini tamamen vererek, mümkün olduğu kadar da keyifle ve eğlenerek devam et, emeğinin karşılığını eninde sonunda alacaksın. Hem alamasan bile, en azından yolda eğlenmiş, bir sürü deneyim edinmiş olacaksın..

Haftanın ödevi: Zen bahçesi. Bir tepsiyi tuzla doldur, üzerine bir çatalla çizgiler çiz ve bir süre sonra tepsiyi sallayıp, tüm çizgilerin yokoluşunu izle. Ya da bir kumsalda, bir ağaç dalı ile kuma desenler çiz ve dalgaların onları yok edişini izle.. 

Filipinler, 2012.

Çünkü; “sonuç değil, süreç….”

26 Ocak 2025 Pazar

Masal Terapi

Bir oyun oynayalım mı seninle? Upuzun, 47 hafta daha sürecek bir oyun? Oynar mısın benimle?

Kuralımız şu; her Pazartesi sabahı o haftanın masalını okuyacağız (ya da Gevezenin sesinden dinleyeceğiz) ve hafta boyunca üzerinde düşünecek, önerilen ödevi yapacağız. Tamamen kişisel, tartışma falan yok, hepimiz kendi yolumuzda..

Misal bu haftanın masalı, bence kitaptaki en anlamlı, bana en iyi gelen masallardan biriydi: Bölüm 4: Kırık Testi. 

Bir adam, çeşmeden köye her sabah omzuna astığı bir sopaya bağladığı iki testi ile su taşımaktadır. Sağında yeni bir testi, solunda ise eski ve çatlak bir testi ile.. Sonunda çatlak testi dayanamaz ve der ki: ne olur bırak beni, hem sana yorgunluk, hem işimi doğru yapamıyorum, kusurluyum diye bana üzüntü.. Adamsa ona bakar ve der ki: geçtiğin yola bak, sağ yanı kurakken, sol yanı nasıl da çiçeklerle dolu.. Senin çatlağından sızan suyla oldu bu..

Kıssadan Hisse: Olduğun halinle mükemmelsin. Çatlakların seni biricik ve eşsiz yapan şeyler, onları kucakla.. 

“Bir çatlak var her şeyde. Işık oradan girer içeriye” - Leonard Cohen.

.

:) Sevdin biliyorum.. Ben de çok sevdiğim için, tüm bir yıla yaymak istiyorum. Sevdiğim, bana iyi gelen şeyleri paylaşıyorsam burada, bunu da paylaşmalıyım bence.. - Bunun da 4. haftanın sonunda aklıma gelmesi :))

Yarından tezi yok, her Pazartesi, yeni bir masal ve ödeviyle görüşmek üzere.. 

25 Ocak 2025 Cumartesi

Yoğunbirazyorgun

Kera Till’in çizgileri.. Minimalizmin gücü..

Bu hafta normal dışı nedenlerden ötürü, normalin iki katı danışan görmem gerekti. Bu hafta kariyer çocukların önüne geçti. Ve sevmedim bunu..

Oysa daha geçen hafta diyordum ki, hata mı yaptım çocukları kariyerin önüne koymakla….

Hata orada değil demek ki. 

Peki nerede?

24 Ocak 2025 Cuma

Küçük hanım, belki de bey.

Fikir. Çoğulu efkâr. - diyor, Behçet Çelik.

Haklı olmasına haklı, ama, bu bir karakter meselesi. Değişmiyor..

Ben yapamıyorum işte. Bu mevsimde, -7'de, bir köşede kıvrılmış bulduğum yeşil tırtıla "aptal, bu mevsimde çıkarsan donarsın" deyip de geçebilmeyi.. Alıyorum bir kutuya, sebzeler ve fısfıs suyla, üstüne birkaç delik açtığım streç filmle, bir de ahududu koyuyorum baharın anısına. O da gidiyor, o ahududuyu "kucaklıyor".. 


Şehrin botanik bahçesine gidecek haftasonu, orada 20 derecede belki - umarım - bir yaşam şansı olur.

23 Ocak 2025 Perşembe

Milat ve miad

Her şeyin, bir miladı ve bir miadı var.

Miladı kolay fark ediyoruz ve iyi de hatırlıyoruz ama, miad bazen karışıyor, sürünüyor, sündürülüyor..

Bunu düşünmek lazım.

Bir de; bugün iki saat arayla, önüme, iki farklı eldiven teki giymiş yaşlıca bir adam ile, iki farklı çorap teki giymiş yaşlıca bir kadın çıktı :) Bunun mutlaka bir anlamı olmalı?

22 Ocak 2025 Çarşamba

Dört mevsim

Dün gece, ailemle ve bizim gibi yetmiş kişiyle birlikte, St. Marko kilisesinde, yerlere atılmış lazyboy’lara kimimiz yatarak, kimimiz oturarak, Vivaldi’nin Dört Mevsim’ini, ışık gösterisi eşliğinde, izledik ve dinledik. 

Buralardaysan, kaçırma. Tanrının bir evinde, bu sefer de bir başka tür dua etmek gibiydi.. 

Telefon gözün ve kulağın algısına yaklaşamasa da, ufak bir kuple buraya:

Ah bu renkler..

Eserin en sevdiğim bölümü de iyiydi

Bizim ibadethanelerde de böyle yanyana yattığımızı ve ne bileyim sanat müziği falan dinleyerek de ibadet edilebildiğini görmek için, daha kaç dört mevsim geçmesi gerekecek acaba?

21 Ocak 2025 Salı

Kadınları anlama kılavuzu

Bir kadın, bir erkek için “düzgün bir adam, çok düzgün” diyorsa, asıl demek istediği, “fazla düz”dür. Düz; sıkar bazılarımızı.


Ananem gülerek ve şaka yollu derdi ki: “bakıyorum da bi’ tane bile normal yok arkadaşların arasında..” :) Gelinim sana diyorum, kızım sen anla.. 

Şimdi hatırladıkça gülümsetiyor bu cümle, iyi ki’lerimden biridir hep bu anormallikler, eğrilikler, düz olmayan çizgiler.. Hiçbir şeyi başaramamış da olsam, sırf bu sayede, en azından ilginç biri olmayı başardım şu hayatta…. 

Aferin bana :)

20 Ocak 2025 Pazartesi

Fata morgana

Bugün 8 yaşındaki oğlumdan bu kelimeyi öğrendim. Hiç duymamıştım daha önce ama o anlatınca, ne olduğunu anladım. Hani otobanda giderken sanki ileride göl varmış gibi görürsün, serap deriz biz Türkçede.. Sıcaklık farklı çok olduğunda, ufuk çizgisindeki cisimleri optik ilüzyon ile havada asılı olarak görmek anlamına da gelir, şöyle güzel örnekleri var bak:



Bir de bu çocukta dil gelişim geriliği var ha…..

Neye göre kime göre.

19 Ocak 2025 Pazar

Deli deli bakma öyle..

Şu sözü duymuş muydun: "Delisi tepesinde kadın.."

Ben dün duydum ve çok sevdim çünkü ara sıra benim de delim tepemde oluyor. Daha doğrusu tepemde acaip bir şeyler oluyor da, ne oluyor tam bilemiyorum, ifade edemiyorum, nasıl başa çıkacağımı da bilemiyorum, üstelik bir de endişeleniyorum. Halbuki, meğerse delimmiş tepemde olan..

Ara ara insanın deli deli bakması gerekiyor bence olaylara ve dahi kişilere, çünkü akıllı kafayla ve mantıkla çözülmüyor bazı şeyler. Yani, en nihayetinde, delimizin tepemize çıkmasına bazı günler izin vermeliyiz diye düşünüyorum..

Her gün değil.

tam olarak öyle, bugün.


18 Ocak 2025 Cumartesi

Mutluluk ve özlemle ağlamak

Şu an. Tam şu an hüngür hüngür ağlıyorum, ve mutluluk ve özlemle.. 

Çünkü çok uzun zaman sonra, çok uzun zaman aradıktan ve vazgeçtikten ve hattâ öyle bir melodinin hiç olmadığına, onu benim uydurduğuma inanmaya başladığımda, tam şu an radyoda çalmaya başladı.. Ve ben bunca zaman sonra, kulaklarıma inanamadım, arabayı hemen sağa çekip durdum, gözlerimden yaşlar sicim gibi dökülerek dinliyorum tam şu an..!

Teşekkür ederim sevgili hayat, uzun zamandır aradığım bir puzzle parçasını bana geri verdiğin için…..


Hamiş. Tabii ki şarkıya ağlamıyorum, şarkının bana hatırlattığı varlığa olan özlemime ağlıyorum..

17 Ocak 2025 Cuma

Ilık

Bir danışanım "hayatı sıcak ya da soğuk seviyorum, ılık hiç bana göre değil" dedi. Kimimiz böyleyiz, uçlarda yaşamayı, ya da siyah / beyaz, 1-0, var / yok, başarılı / başarısız gibi dualist sistemlerde düşünmeyi ve hareket etmeyi tercih ediyoruz. Oysa asıl renkler, yaşam, duygular; genelde iki uç arasındayken güzel, anlamlı..

Bazen bu 1-0 sistemine ben de kapılıp gidiyorum. Sonucunda da, mutsuz olunca fark ediyorum hatamı. Yorucu bir şey bu dualizm..

tek saksıda üç renk <3

16 Ocak 2025 Perşembe

Eve kadar eşlik..

“Tek yaptığımız, birbirimize eve kadar eşlik etmek.”

- Ram Dass, Harvard psikoloji profesörü ve doğru yaşamak düşünürü ve uygulayıcısı.

Sağda. 
Eve gidişteki yoldaşı ve yakın dostu Reb Zalman ile..

15 Ocak 2025 Çarşamba

Söyle. Bize bir küçük söyle..

Söyle Küçük Saadetini

Söyle saadetini, çekinme
Bir ekmek, bir kadın, birkaç çocuk.
Tatlı gerinmelerin peşisıra sabahleyin
Evinle işin arasında bir tatlı yolculuk..

Cigara içerekten alacakaranlıkta
Kapını çalmışsın.
Alınterin, göznurun, el emeğin, karın.
Turfanda portakal görüp çarşıda
Tadımlık birkaç tane almışsın..

Alırsın kardeşim, almalısın
Dünyadan o kadar az ki, istediğimiz
Senin, benim, hepimizin, çocuklarımızın
İki olmamalı bir dediğimiz.

Turgut Uyar

Söylüyorum o zaman, dinle, bu da benimkisi:

Hırs ve mutsuzluk, işte bu “küçük” mutlulukları, “var, ama çok küçük” bulduğunda, “daha büyüğü olabilir mi” dediğin anda başlıyor. Kitaplığım ve bahçem ya da ekmeğim ve kadınım ve birkaç çocuğum var, ama.. dediğin anda. 

(Anlamadığım) Şiirin, tek kelimelik gücü bu işte. 

Söyle KÜÇÜK saadetini.. 

14 Ocak 2025 Salı

Seramik

Kil ve toprağa şekil vermek hoşuma gidiyor ama o “şekli” bir de günlük hayatta kullanmak, yani estetiği fonksiyonellikle çoğaltmak, çok daha keyifli bir his.. 

Akşam çayı için girdiğim cafenin el yapımı seramik tabakları çok hoşuma gitti ve “acaba evde yapılabilir mi bu tabakların bir benzeri?” diye düşündürdü. 


Kil alıp evde yoğursam.. Sonra bir atölyenin ocağı kiralanabilir belki.. Sadece pişirme aşaması için. Çünkü kurslar hem cep yakıyor, hem de tam istediğim türde çanak çömlekler yapılmıyor nedense.. Benim istediğim basit, yamuk yumuk, amatör işi, kusurlu şeyler..

Hayat gibi.

13 Ocak 2025 Pazartesi

Ah o sofrada

Şunu okudum: “Ben yaşamadım, bilmiyorum, ama Yaşar Kemal şimdi anlatır der ki, bir gece Bedri Rahmi’nin Narmanlı Hanı’ndaki işliğinde Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabahattin Eyuboğlu, Bedri Rahmi ve kendisi bellekten okumaya başlamışlar, Ahmet Hamdi ile Sabahattin Divan edebiyatından, Bedri ile Yaşar da Halk edebiyatından söyledikçe söylemişler, sabaha kadar hiç durmadan dökmüşler, sermişler şiiri hiç tükenmeyen bir şölen sofrasında birbirlerine.” - Sabahattin Eyüboğlu, Gökyüzü mavi kaldı.

Şunu düşündüm: “Ah o masada tuzluk falan olmak vardı..”


Masa demişken.. Şunu da sevdim:


12 Ocak 2025 Pazar

Film önerisi

Relatos Salvajes (Wild Tales) on sene arayla iki defa izlediğim ve yine çok sevdiğim, çok güldüğüm, ara sıra da "aslında gayet gerçekçi bu" diye düşündüğüm "öc hikayeleri" :) Çok tavsiye ederim bu kasvetli Pazar gününde....

11 Ocak 2025 Cumartesi

Genç ya da yaşlı, "Yazar Kişi"ye öneriler.

Rilke'nin ünlü "Genç bir şaire mektuplar"ı aslında sadece genç değil, her yaştan, şair de değil, genel anlamda yazaN kişilere öneriler niteliğinde.

Şu paragraf; özellikle kulağa küpe.. Belki yazmak değil yaşamak anlamında bile.

"Search for the cause, find the impetus that bids you write. Put it to this test: Does it stretch out its roots in the deepest place of your heart? Can you avow that you would die if you are forbidden to write? Above all, in the most silent hour of your night, ask yourself this: Must I write? Dig deep into yourself for a true answer."

"And if it is a simple, "I must", then build your life upon it."

Bunu düşünerek, yaz(MA)sa ne iyi olurdu dediğim öyle çok yazaR var ki........

Ben de bu soruya "Hell Yes!" ;) diyemediğim için yazaR değilim işte. Keyfimce yazaN'ım....

.

Kışın en umutsuz noktasındayız; yazı özleyenlere gelsin:

henüz ağaç evim yok ama doğduğumdan beri kaçtığım "deniz evim" var
<3

10 Ocak 2025 Cuma

Hell, yes! diyemiyorsan.. Hayır! dır.

İki gün önce Aylin Balboa’nın ağaç evini gördüğümden beri, iki ay önce reddettiğimiz, bahçesinde bir ağaç evi olan ev konusunda pişmanlıklar duyuyorum.. Halbuki reddederken eşime “söz, geri dönüp pişman olmayacağım bu karardan” demiştim.. 

Ama 700 metrekarelik bahçesinde bir ağaç evi olan bir eve taşınmayı reddetmiş olduğum gerçeği, Aylin Balboa’nin güzelim ağaç evini görüp imrenmemle, yüzüme bir tokat gibi çarptı ve bu öğlen ortası karanlığında lamba yakmak zorunda kaldığım çalışma odamda beni “hassss.. çok yanlış bir karar verdim!” ayarına getirdi. 

Ve. Ama. Sonra aklıma şu geldi: 

Hayatımdaki “doğru karar”ların istisnasız tamamında hissettiğim “hell yes!” ya da Türkçesi “kesinlikle evet!” geldi ve bir güneş gibi doğdu içime. Ve dedim ki: “kesinlikle evet!” diyemememin bir anlamı vardır mutlaka. Hayır, bazen de en hayır(lı) olandır.. 

Hem Balboa yaptıysa, ben neden yapamayayım? Sadece az sabır, zamanı gelecek.. İnşallah hızlı gelir!

Hamiş. İnşallah dersen, gönülden, düşünsene seninle içeceğimiz çayları o evde! “Çayı koy, geliyorum” diyeceksin sen, ben de “yanına üzümlü kurabiye getir” diyeceğim. Oturup saatlerce ağaç evimde, ne güzel sohbetler edeceğiz değil mi? Evet!

9 Ocak 2025 Perşembe

Porselen ve Dantel

Lâkapları çok severim, çok sık ben de takarım..

Eşimin kuzeni ve ailesi kızıma "porselen" lâkabını takmışlardı. Çünkü çok ince, narin ama aynı zamanda da kıymetli biri M. Hanım. Doğru, yerinde, hoş bir lâkap.

Dün de Momentos bana "sen tam bir dantelsin" diye kızdı. "Her şeyi böyle ince ince düşünüyorsun, ağ gibi örüyorsun, böyle kendi içinde bir mükemmelcilik, ufacık bir yer olmadı söküyorsun falan filan. Tam bir dantelsin". Kahkaha attım. Hakikaten öyleyimdir, yine çok yerinde bir lâkap.

Porselen, dantel, tam bir anane evi ya da "english home" olduk gidiyoruz bakalım..... 

Foto: Alıntı. Anneli kızlı biz..

8 Ocak 2025 Çarşamba

İki uçta düşünceler

Dün, şans eseri bir videosuna rastladığım eski idolüm ve "ekibin beyni" dediğimiz M., bir saatlik konusu da gayet teknik bir videonun ortalarında bir yerinde 2 dakika kişisel konuştu ve tüm bir saatten daha değerli bir şeyler söyledi - farkında olmayarak. 

Dedi ki: "Kendi içimdeki dengemi bulamıyordum çünkü olaylara beynimle yaklaşıyordum. Bunu bırakıp kalbimle yaklaşınca gördüm ki, hiçbir şey tek boyutlu değil, tek bir doğru yok hiçbir alanda. Bu beni o kadar sarstı ki, tüm yaşamımı değiştiren bir aydınlanma oldu.."

Dün akşamı ve bu sabahın büyük bölümünü bunu düşünerek geçirdim. Biraz daha düşüneceğim.... 

Olaylara tek taraflı bakmayı bırakalı onyıllar oldu fakat beynimle değil kalbimle bakmayı her zaman beceremiyorum ve evet, belki içimdeki dengesizliğin nedeni bu. Sadece kalbimle de bakmak istemem, o zaman dünya çekilmez bir yer olur. Fakat, dengemi bulmak istiyorsam, neye neyle bakmam gerektiğini ayırabilme yetisi kazanmam lazım, bu çok mühim. Evet.

bir denge tahtası edinmeyi düşünüyorum, ne dersin?

7 Ocak 2025 Salı

Bir zamanlar Montana'da

Hastalığın en iyi yanı, birkaç film izlemek oldu. Bunlar arasında "Certain Women" beni oldukça etkiledi. Filmi, Nuri Bilge Ceylan filmlerinden diyerek önüme koysan, inanırdım. Allah Allah demek ki sonunda Amerika bozkırında ve son derece ünlü Amerikalı oyuncularla bir film çevirmiş bizim Ceylan derdim. Sadece, "bu sefer nasılsa kısa tutmayı başarmış" diye düşünür, biraz o noktada işkillenirdim. Ama evet bana yutturabilirdin..

Sinemadan pek anlamıyorum :) 

Fakat merak ettim, anlayan da aynı şekilde mi düşünürdü.....?


İlgini çekerse, filmin konusu Montana bozkırındaki günlük sıkıntılar ve "bok gibi kalmalar" üzerine..

6 Ocak 2025 Pazartesi

hastayım çok şükür

Bazı insanların biraz yavaşlaması ve durması için ancak hastalanmaları gerekir..

Yataktan burnumu bile çıkartamadığım bikaç gün geçiriyorum, daha da biraz sürecek gibi.. Her şeyi bırakmam gerekti ve bu bana iyi geldi. Hiçbir sorumluluk, görev ve ilk günden sonra endişe bile kalmadı üzerimde. Uyku ile uyanıklık arası, lucid biryerlerdeyim. 

ve nane çayı çok güzel bir şey...

5 Ocak 2025 Pazar

Güverteden biri

GÜVERTEDEN BİRİ

Suyu bir araç diye kullanan gemiye yaklaşık olarak otuzbin kişi bindi

Ormanlar bölgesinden onbin, yağışlı topraklardan sekiz ve tuz göllerinden onbeşbindi

Dolunay, salkımsöğüt, elverişli rüzgâr, şişe mantarı, yoğun uykusunda şehir, deniz ve gemi

Herkes tanık, işte bir daha söylüyorum, gördüm usul ve karanlık, yemin bile ederim

O da bindi.

Ne kadar sürer bir kurdun özgürlük rüyası, pençeleri yabancı güvertede aşınırsa şimdi

Hele gemi zâbitleri ve tayfalar, kokulu büyük sigaralarını gülüşerek birbirlerinden yakıyorlarsa

Ne kadar sürebilir ölümün en son düşünülmesi gereken bir kurtuluş olduğu

Bazıları susmayı aldılar, kimileri “evet” demeyi, avunup yansılamayı, herkes bir türlü silâh

O da bir silâh edindi.

Ey bir yelkende kurutulmuş güneş anısının giderilmez akşamsızlığı

Elimden en son alacağın işte bu, soyuma yaraşan doğurgan coşkunluktur

Karanlık kendi kuytularına ve yaz, baygın dalgınlığına çağırsa bile özlemli ellerimi

Otuzbin kişinin yarısını ve zâbitanın ve tayfaların tümünü ergeç yenerim

O yendi.

Şimdi bir geminin kıç kasarasında biliyorum

O, bir yolcuya bir savaşı anlatıyordur

Kanın bir cephe olarak kullanıldığı

Ve ölümün bir silâh olarak.

Banksy’nin mülteci kurtarma gemisi projesi ve Turgut Uyar’ın bu şiiri yaklaşık aynı zamanlarda önüme geldi, yeniden, bugün.. Bir anlamı olsa gerek..

4 Ocak 2025 Cumartesi

Gece ya da gündüz

Franz Ferdinand'ın yeni albümü gerçekten iyi. Bir kuple bırakayım bugüne..

3 Ocak 2025 Cuma

Albernheit

Amerika'daki kuzenim oğluma şahane bir noel hediyesi yolladı bu sene; duygu güncesi. Her gün, o güne ait bir cümle yazıyor ve o gün hissettiği duyguları işaretliyor. Duygular böyle resmedilmiş:

Bu duygular içinde birkaçı dikkatimi çekti. Misal "düşünceli" olmak yani başkalarını düşünmek, onların iyiliği için uğraş vermek bir duygu olarak ele alınmış; Dankbarkeit. Yine benzer biçimde insanlar arasında olmaktan keyif almak, yani sosyal yakınlık da bir duygu olarak ele alınmış; Zuneigung. Ben bunları "davranış" olarak düşünürdüm.. 

Yine de ennn sevdiğim "şapşallık" duygusunun (Albernheit) da temel duygu olarak bu listede yer bulması :)) Bu duyguyu büyüdükçe ne kadar az yaşıyoruz ve hemen utançla falan ilişkilendiriyoruz. Oysa kitapta da dendiği gibi; şapşal olma hali, her insanın her gün mutlaka birkaç defa yaşaması gereken bir duygu, çünkü insanı ve çevresini en çok neşelendiren, mutlu eden duygulardan biri gerçekten :)) O zaman yaşasın şapşallık!

Meraklısına: Kitabın tam künyesi: Ein Gutes Gefühl - Gefühltagebuch für Kinder.

2 Ocak 2025 Perşembe

Hakikat ötesi durumlar

Yılbaşına yakın çin yemeği ısmarlamıştım. Malum, yemek sonrası "kader kurabiyesi" adetleri var. Bana da bu çıktı:


"Hayattaki en güzel şeyler, pahalıdır."
?!?

İlk bakışta yanlış okuyorum diye düşündüm ama dört farklı dilde aynı yanlış yapılmaz sanırım, bu tasarlanmış bir "bilgi dönüştürme" demek ki.. Böyle böyle tüm bildiklerimiz, değerlerimiz, dalge geçtiklerimiz tam tersine mi evrilecek acaba? Bir yanı komik, öbür yanı korkutucu bir çağ bu "hakikat ötesi".......

1 Ocak 2025 Çarşamba

Zaman

2025'e bununla başlamak istiyorum.

Çok açık ve net. 

Haydi bakalım.... Bu sene farklı kaydolsun..