29 Temmuz 2024 Pazartesi

Teşekkür

Tarladan kopartırken kırılmış belli ki; atıvermişlerdi yere. Ben de aynı tarlada başka renklerden toplarken, gözüm ilişti. Daha üzerinde tomurcukları.. Kıyamam öylece yere atılmış.. Henüz açamadan solmaya..  

Eve getirince seloteyple kırılan yerinden bağladım, fotoğrafta belli oluyor bak. Diğer arkadaşlarının arasına vazoya yerleştirdim. Henüz hiçbiri tam açmamıştı iki gün önce. İncecik, çelimsiz saplar..

Bu sabahki hâle bak!

Aklınca teşekkür ediyor zilli… :) Diğerlerinden bile coşkun bir renk cümbüşüyle..

Canım benim; nasıl güzel varlıklar arasında yaşıyoruz.. Ömürleri toplasan bir ay, bizimki toplasan 90 yıl.. Böyle ifade edebiliyor muyuz kendimizi, kendi dilimizde; böyle anlaşılabiliyor muyuz….?

28 Temmuz 2024 Pazar

Pazar: Hayran olmak

Sana bir sır vereyim mi... Ben deli bir Kurt Wallander (Henning Mankell'in ünlü dedektif karakteri) hayranıyım. Ama öyle böyle değil. Deli gibi. Tabii ki beni iyi tanıyorsan, bu senin için sürpriz değil; Wallander'daki 'varoluşsal krizin' anında tutkunu olacağımı kolayca tahmin edersin.. :)) 

Romanlar bir yana, tv'deki versiyonlarını da tutkuyla izledim, hatta vakti zamanında Kenneth Branagh'ya platonik aşklar falan bile besledim :)) Fakat Emma Thompson gibi muhteşem bir yaratığı boynuzlaması ve üstüne de Hercule Poirot'u oynamaya kalkması, bu hislerimi puf diye söndürdü.. Fakat evet, Wallander olarak Kenneth Branagh'yı da, her şeye rağmen tek geçerim. Geçer..dim.

Ta ki geçenlerde tutkuyla izlediğim Genç Wallander serisinin yıldızı Adam Pallson'a denk gelene dek. Bence Wallander'i Wallander olma yolunda çok ama çok iyi canlandırmış - ve yine bir İsveçli'ye geri ide ederek karakteri, çok da iyi yapmışlar.... Tırnaklarını yiyişi, Josef'ten öğrendikleri, opera müziğine tutkusunun gelişimi, alkol problemi, hepsi adım adım şahane işlenmiş; aynı İsveç sinizmi de devam ediyor. Pallson'un genç ve deneyimsiz genel duruşu ve masum maviş gözleri, Barnagh'nın olgun ve oturmuş duruşu ve derin mavi gözleriyle şahane uyumlu... E daha ne olsun? Vallahi tebrikler. Çok sevdim. Wallander tutkunuysan, şiddetle öneriyorum... 2 sezoncuk olması ve Josef'i fazla göremememiz dışında hiçbir eleştirim yok.

Bu arada değinmezsem çatlarım;  Poirot'nun gözleri 'bir kedininki gibi pırıl pırıl parlayan bir yeşil'dir yahu, Agatha defaatle, kafamıza çaka çaka tekrar eder kitapların her birinde; asla mavi değildir, olamaz..... Mavi gözlü Poirot!!! Hiç olmamış, Barnagh bu işe girişmeyip gönlümüzün Wallander'ı olarak kalıverseymiş keşke.... Ah keşke. 

27 Temmuz 2024 Cumartesi

Cumartesi: Yine kafana eseni yapmak?!

Sabah 8.45’te kimsecikler yokken gidip göle girmek.. Hayırlara vesile ola, üstelik iki gün üstüste?! Hiç de huyu değildi ama ne oldu bu kadına :)) 

Su.

“Always stay hungry, never act thirsty!” - Kim demişse doğru demiş..

26 Temmuz 2024 Cuma

Cuma: Kafana eseni yapmak

Kafama esti geldim :) İnsana “hayat aslında güzel bir şey yahu” dedirten bir yer burası, üstelik adı da Hermann Hesse Yolu..

Kilise çanları saat 19 olduğu için böyle gürül gürül..

O zaman Hermann’ın Rosshalde’sinden ufak bir pasaj, rastgele, neyse hâlim çıksın fâlim niyetine:

Hahaha zalimsin hayat, çok da matrak :))

25 Temmuz 2024 Perşembe

Perşembe: Değişmek

Dün hem Leylak Da, hem de Ekmekçi Kız yazınca, yoğun bir şekilde değişen kentlerimizin dramına takılı kaldı yüreğim.

Her şey değişmek zorunda; bu yaşamın ve zamanın bir kuralı; fakat bu kadar hızlı, yoğun ve kökten değişmeli mi? Değişime direnmek sağlıklı değil; fakat bu kadar yoketme, yerine bambaşka bir şey koyma olunca, nasıl kabul edebilir sağlıklı herhangi bir beyin bu olanları?

Bilemiyorum.. Kafamı kuma gömmek gibi oluyor belki ama görmemek, bilmemek ve en azından kendi anılarım ve gerçekliğim içinde hâlâ muhafaza etmek istiyorum o kentleri, yemyeşil bahçeleri, şırıl şırıl akan sokak çeşmelerini..

Hüzün basıyor.

Burada ise tam tersi; 35 sene geçiyor, aynı tahta bank aynı parkta duruyor. Burada da hayat hiç akmıyor. Herşey asırlık ve yaşlı geliyor insana. Ve herkes.

İkisinin ortası….. Denge….. 

65 yaşındaki komşumun 87 yaşındaki evi.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Çarşamba: Sinirlenmek

Neden sinirlenmek ve öfkelenmek iki farklı kelime diye düşündün mü? Çünkü öfkelenmek sanki duygunun davranışa dökülme anını ifade ediyor. Demek ki duygu ve davranış arasındaki farka dikkat etmemiz isteniyor. Duyguları kontrol edemezsin ama davranışları edebilirsin deniyor.

Dili özenle kullanmak bak psikoloji ve sosyal ilişkiler açısından ne kadar önemli…. İnsan düşünen bir varlık değil, bence canlıların hepsi bir şekilde düşünüyor; aksine, insanı ayrı kılan konuşan bir varlık olması. 

Fakat çoğu insanın konuşmayı henüz öğrenemediğini düşünüyorum ben……..

Çiçeklerin masaya dökülmüş hâli o kadar şiirsel geldi ki, toplayıp atamıyorum 🤷🏻‍♀️


23 Temmuz 2024 Salı

Salı: Bir şey yapmak

Dün Sait Faik’ten bir alıntı yapan babama, tabağı boş göndermemek için sevdiğim bir cümlesini yazmıştım: “İnsanı dolu günleri değil, boş günleri dolduruyor..”

Sonra, yahu buna benzer bir cümleyi yakınlarda okudum ben, neydi neydi diye düşünürken, birden aklıma Behçet Çelik’in Herkes Kadar’da yazdığı şu cümle geliverdi: “İnsanın hiçbir şey yapmadığı günlerde dinlenmesi daha zor oluyor..”


Bu iki cümleyi aldım, heybeme kattım ve şunu düşündüm: “Durağanlığın iki zıt anlamı var; ilki yerinde saymak, cesaret edememek, katılaşmak. İkincisi ise o ânın akışı içine girmek, çevredeki akıştan sıyrılıp anla bütünleşmek. Sait Faik’in kastettiği ikincisi, Behçet Çelik’in kastettiği ise birincisi. Birinciyi yöneten duygu korku ve zoraki uyum dayatması, ikinciyi yönetense sevgi ve kendiliğinden gelen bütünleşme arzusu.

Bu çok ilginç değil mi?! 

22 Temmuz 2024 Pazartesi

Pazartesi: paylaşmak

Haftasonu ağırdı, az ara verdim ama bugün yepyeni bir haftaya güzelliklerle başlamak istiyorum ve okuyan herkes için diliyorum!

Bence dünyadaki en güzel şey; güzelliği paylaşmak. Bahçemdeki böğürtlenler bu haftasonu ilk defa yenebilecek kadar ballı hale geldiler. 

Bu kadarcık ilk mahsülü kaç kişi yedik bak sayayım: biz 4, iki misafirimiz, oyuna gelen 3 komşu çocuk ve karşı komşumuz :) Çünkü her güzel şey paylaşılınca daha güzel…

19 Temmuz 2024 Cuma

Arslan

Arslan mı Aslan mı? TDK Aslan’da diretse de, Moğolca’dan geçen kelime “Arsıl” yani vahşi olan av hayvanı anlamına gelen Arslan’mış.

Sık geçen ve sahibini bazı önemli belgelerde zorlayan bir soyadıdır :) 

18 Temmuz 2024 Perşembe

Tavşanlar

İki saattir, dişi olan erkeğe bildiğin “naz” yapıyor! Saklandı üst tarafta heryeri görebileceği bir yere, bile bile arattırıyor kendini. Erkek olan da garibim, dört dönüyor.. Ağacın arkasına bakıyor, ahududuların arasına giriyor, sık çalılıkların gerisini görmeye çabalıyor, panik içinde arıyor.. 

Bunu gördüğü halde adeta bile bile eziyet çektiriyor yahu. Tepeden izliyor, kıpırdamadan Kadın milleti :)) Kesin bir şeye takmıştır, cezasını çeksin demiştir.. Kesin. Ama erkek milleti düşünce okumayı henüz öğrenemedi ki….. :))

Paradox of choice 😍

17 Temmuz 2024 Çarşamba

Ayıcık

Ne ev, ne anne baba vardır, ne de sevgi;

varsa yoksa oyun arkadaşları..


ALAIN-FOURNIER / JORGE TEILLIER

💚💛

16 Temmuz 2024 Salı

Sincap

Dünkü kuş dokundu.. Çok küçük, sevimli bir şeydi. Onun için, bu haftayı küçük sevimli şeylere ayıracağım. Her gün o günden bir fotoğrafla..

Ellerine bak!!! 
Bahçedekilere kardeş geldi bugün, tohumları aldı gitti
Ne şanslıydım ki yakalayabildimbu ânı.

“Duymak isteyenlere hayatınızın iyi şeylerini anlatın. Dünyanın ruhunun sizin neşenize ihtiyacı var.” - Coelho, Mektub.

15 Temmuz 2024 Pazartesi

Kuş..


Sabah 5.30’da kuş sesleriyle uyandım. Fakat her günkünden farklıydı bu sabahki. Saksağanlar bir çalı bülbülünü kıstırmış, saldırıyorlardı. Gecelikle fırladım sokağa ama çok geç kalmışım; ellerime aldım, az sonra iki çırpınıp öldü.. Belki de hiç müdahale etmemeliydim, belki insan elleri yırtıcı kuşun gagalarından daha korkutucuydu.. Bilmiyorum ki….. 

Kimse yalnız ölmemeli, biri elini tutarken ölmek şans diye düşünüyorum ama, belki de değil. 

Bu sıra Bahailik hakkında okuyorum. Bu son okuduklarımdan: 

At first it is very difficult to welcome death, but after attaining its new condition the soul is grateful, for it has been released from the bondage of the limited to enjoy the liberties of the unlimited. It has been freed from a world of sorrow, grief and trials; to live in a world of unending bliss and joy. Into a world superior to this. From darkness to light.”

Belki de.

Şimdi izninle kuşu gömeceğim.. Bahçe hayvan mezarlığına döndü :/ Beni çok buluyor bu işler…. Bir anlamı olsa gerek.. Henüz anlayamıyorum.

Video: Ev deneylerinde dün, kırmızı boya üstüne sıcak su dolu ufak tüpü, soğuk su dolu bir kavanoza daldırılınca….

14 Temmuz 2024 Pazar

Bakış açısı önerisi

Ve bu haftayı ve bu seriyi, bence haftanın en güzel önerisi ile bitirelim:


;)

13 Temmuz 2024 Cumartesi

İçecek önerisi

Çilek artık yavaş yavaş bitiyor. Çilek ve çilek sezonu yılın ennnn güzel dönemi bence.. Bitiyor.. Onu güzel uğurlayalım mı? İşte bir içecek önerisi buzzz gibi ve istersen şekersiz!

Tarladan! 🍓 

Üç malzememiz var: çilek, limon (az şeker ister tabii) ya da portakal suyu (şekersiz alternatif) veeee fesleğen! Evet fesleğen. Daha önce de beyaz peynirli fesleğenli karpuz salatası önermişrim ve yapanlar enfes oldu demişlerdi. Şimdi de bu içecek :) Afiyet olsun!

12 Temmuz 2024 Cuma

Ağlama önerisi

Böyle hüngür hüngür ağlama hissi gelir ya bazen.. Tutma onu. Ben çok tuttum, hatta tutmayayım dediğim zaman bir de baktım, ağlayamıyorum. Oysa çocukluğun en güzel hislerindendi hüngür hüngür ağlayabilmek.. 

Çocuklara da kızmamak lazım ağlıyorlar diye.. ki öğrenmesinler kendilerini tutmayı. Bitmesin çocuklukları.

Bir ağlayabilse, böyle sürekli mızmızlanmayacak…. 

Ağlayamadığı(m) için, çocuk değil(im). Çekilmiyor(um).. Bıktık. Bıktırdım.

Ama tüm bu olan biten sırasında, duvardaki bu fotoğrafa bakmaktan bıkmadım :) Tüm bu deneyimin bana kattığı tek güzel şey bu fotoğrafla yeniden ve yeniden karşılaşıyor olmak belki de.

11 Temmuz 2024 Perşembe

Genel bir öneri

Eskinin hatırası benim için hâlâ canlı, ondan vazgeçmek istemiyorum diyenlerimiz var.


Coelho Mektub’ta minimalizmdeki dönemsel eşya temizliği ve yer açma alışkanlığına paralel olarak şunu diyor: “Eskiyi saklayacak olursan,yeniye yer açılamaz ve yeni sana ulaşamaz”..

Doğru bir öneri. 

Sen şimdi bana deme; öneri hayatın kuramıdır, uygulama ise çok farklı bir boyutu.. 

O da doğru.

10 Temmuz 2024 Çarşamba

Ülke önerisi

Birkaç senedir Suudi arabistan NEOM gibi çılgın projelerle dikkat çekip, kendini dışarıya açmaya çalışıyor. Sanırım petrolün bitiyor oluşu, bir nevi yorgan gitti kavga bitti etkisi yaratıyor. Dini kısıtlamaların gevşemesi ve çağı 200 sene geriden takip ettiklerinin farkına varıp bir sosyolojik atılım yapma ihtiyaçları da elbette etkili bu açılımda. Mutlaka zengin zenginliğinden vaz geçemeyeceği için; turizm pazarına göz dikmiş de olabilirler. Neyse ne, Suudiler dünyaya açılıyor. Açık söyleyeyim ben bile bir gidip görmek istiyorum, eğer “kadını aşağılayan politik sistemleri desteklememek” takıntımı yenebilirsem.

Bu kızcağız da açılımın önde giden genç liderlerinden biri; sinema, sanat ve kadın hakları konusunda baya bir uğraşıyor. 

Fatima Albanawi, adeta bir Suudi “Amelie”

Merak edip bir filmini izledim: Basma.

Açık söyleyeyim, Arabistan konusunda ne kadar klişe varsa hepsini Tabu Deviren misali devirmiş geçmiş. O kadar çok klişe yerlerde sürünüyor ki, adeta bir “bakın bakın biz de çağı yakaladık, amerika’da avrupa’da nasıl dejenereyseniz, biz de aynen öyleyiz, hiç geri değiliz” çığlığı. 

Feci kulak tırmaladı..

Bilmiyorum ki beni Suudilerin bu “açılımı” niye böyle rahatsız etti? Toplum genelindeki kast sistemi düşünülünce inandırıcı gelmemesi mi, kör göze parmak durumları mı, nedir ne? Dilimin ucunda ama çıkartamıyorum. Sen en iyisi kendin karar ver.

Son kalemde; yine de kızcağız iyi niyetli bir tür kültür ateşesi tabii. Bloğu da var bakarsan.

9 Temmuz 2024 Salı

Kitap önerisi

Bunu arıyorum bir süredir:

Elinde olup ödünç verecek ya da pdf. sini paylaşacak var mıdır aramızda? (15 euro’ma kıyamadım, yalan yok). Türkçe İngilizce Almanca fark etmez.. 

Ekleme. Dört farklı kişiden geldi kitap; bazıları açılmadı, bir tanesi açıldı, okundu ve bitirildi bile :) Çok teşekkür ederim! Tavsiye de ederim.

8 Temmuz 2024 Pazartesi

Film önerisi

Bugün danışanım “yeterince zaman bir arada kalırlarsa, dünyadaki her bir insanın birbiriyle anlaşacağına inanıyorum” dedi.

Katılıyorum ama bir kuralım var: yalnız kalmalılar, baş başa. Başka insanlar girmemeli aralarına. Başkalarının fikirlerinden etkilenmemeli aralarındaki etkileşim. Bire bir dinlemeliler, konuşmalılar.

Günün filmi 💕

7 Temmuz 2024 Pazar

Dizi önerisi

Bak bu diziyi herkese önermiyorum, espri ve konular +18 biraz; o nedenle herkese komik gelmeyebilir. Fakat biraz alternatif bakabiliyorsan hayata, kesin seversin!

Vampirli mampirli diye burun kıvırma (çünkü ben de hiç sevmem normalde), izle derim. Hiç beklemediğin anda (ağzında sıcak çayla falan) sesli kahkaha attıran, hafif, eğlenceli bir mockumentary. 

What we do in the shadows

Favorim Osmanlı İmparatorluğu vampiri Nandor. Kan çekiyor tabii.. :))

İlk sezonda en çok güldüğüm bölümlerden biri “Suberb Owl” oldu. Bir diğeri de teknolojiden hiç anlamayan burjuva vampirlerimizin, “bu emaili 10 kişiye yollamazsan öleceksin” temalı spam emaille sınandıkları “The Curse” bölümü.

Tadımlık bakayım dersen bu ikisinden biriyle başlamanı şiddetle tavsiye ediyorum! ;) 

Ve son zamanlarda sürekli dilimde olan şarkısıyla bitirelim:

6 Temmuz 2024 Cumartesi

Dikkat eğim tabelası - 3 (belki son, belki değil)

Gelelim vitesi küçültmek kısmına…

Bu metaforu, çok sevdiğim bir blogdaşım olan E. Bey, geçen sene, zor dönemlerden geçerken nasıl davrandığını anlatmak için kullanmıştı. Kendi “vites küçültme” deneyimini anlatmış, benim de anladığımı ummuştu. Doğrusu bu ya, ben de anladığımı sanmıştım.

Anlamamışım.

O zaman vites küçültmek bana bir şeylerden vazgeçmeyi çağrıştırmıştı. Biraz umudu yitirmeyi, biraz artık inişe geçildiğini kabul etmeyi. Kısmen doğru; bir iniş var fakat bu başka çıkışlar olmayacağı anlamına gelmiyor. Aksine, vitesi küçültmek, aslında seyir halini yavaşlatarak, manzarayı daha iyi görmeyi, daha güvenli ama aynı zamanda daha içine girerek yaşamayı başarmak anlamına geliyor.

Artık anladığıma göre (ya da yine anladığımı sandığıma göre), uygulayabilirsem bu yazdıklarımı, daha da genişleyecek bu anlam sanki. Göreceğiz… 

Zugspitze

Bir zaman sonra belki 4. yazı da gelir, bilemeyiz..

5 Temmuz 2024 Cuma

Dikkat eğim tabelası - 2

İnsan yaşamının bir çok dönemi, dağlık ve ormanlık bir alanda araç kullanmaya benziyor. Bir dönem yükseliyorsun, bir dönem platodasın, bir dönem de inişe geçiyorsun. Ve bu sürekli tekrarlanıyor aslında; hayat tek bir çıkış (gençlik), düzeni kuruş (orta yaş) ve iniş (yaşlılık) değil. Bazen 18’inde ruhun yaşlı ve inişte, bazen orta yaşta hiç beklenmedik bir hayâlin, umulmadık bir tutkunun peşinde yükselişte, bazense yaşlılıkta enfes bir manzaranın eşliğinde platodasın. Belli olmaz.

Berchtesgaden

Fakat hepsinin bir güzelliği olduğu kadar, bir de bedeli ve zorluğu olduğunu kabul etmeli insan. Gençlik; yükseliş, umut, tutku. Zorluğu; sürekli emek sarfetmek, sürekli güç sarfetmek, bazen ahmaklıklar yapmak.. Güzelliği ise; elbette umut, tazelik, ilk defaların heyecanı.. Platonun güzelliği; geniş bir görüş açısı, onca zorluğu aşmanın gururu, imkanların ve başarılarının önüne serilmesi. Zorluğu ise rutinleşme, sıkılma.. İnişin güzelliği ise; artık yolu tanımış, bilmiş olmak, yolu almış olmak, bilgelik.. Zorluğu ise inişlerin çıkışlardan hep daha hızlı olduğunu bilmek belki, belki yolu sevmek, bırakmak istememek, yeni yollar umud etmek..

Bu metaforla hayat; sanki inişli çıkışlı bir yolculuğun da ötesinde, kolay ile zor, uğraşma ile dinlenme, emek ile ürün arasındaki denge de…. 

4 Temmuz 2024 Perşembe

Dikkat eğim tabelası - 1

Başkalarına “evet” derken, kendine “hayır” dememeli insan.. 

Bu sabah içsesim bu cümleciği fısıldadı kulağıma. Belki bir zamanlar bir yerlerde okumuştum, belki de kendi içimden çıkarttım, bilmiyorum.. Ama bunun çok doğru olduğunu ve dengeyi yeniden kurmam gerektiğini hissediyorum..

Bugünü tarihe not düşmeli: 4.7.24. Yaşamımda; eğim tabelasını gördüğüm ve vitesi düşürdüğüm(*) gün…..


(*) devam edecek..

3 Temmuz 2024 Çarşamba

Bura.

Buraya sadece çok sevdiğim insanları getiriyorum, özel insanlarla gidiyorum. Benim nevi şahsıma münhasır, özel kaçış rotalarımdan biri bura. Bir Rum köyü..

kadraj eğik ama, sizi böyle de seviyorum :)

Dün akşam bu özel insanlardan ikisi, bu fotoğrafları 'bak neredeyiz' diye yollamış....

Bana özlemin resmini yapabilir misin Abidin?

.

Hamiş. ara sıra bana fotoğraf yolluyorsunuz, içimizden birkaç çok özel insan, teşekkür ederim sizlere..... Bazen farkında olmadan bir fotoğrafla günümün enerjisini değiştiriveriyorsunuz....

2 Temmuz 2024 Salı

Barry Seal

Film eğlenceliydi. 

Fakat asıl tuhaf olan, yahu bu Tom Cruise nasıl bir adam, yaşlanmıyor hiç? Bu adam 1980'lerde Top Gun'ı oynarken de aynı değil miydi yahu? Kafam fena halde karışık, scientology'nin işi midir bu :)))

1 Temmuz 2024 Pazartesi

Sam Berns'ten yaşam önerisi

Sam, progeria genetik hastalığından muzdarip bir çocuk. Yaşamının 17. senesinde, ölümünden de sadece bir ay öncesinde, bir Ted Talk yapıyor ve mutlu bir yaşam sürmenin ona göre - ve dinledikten sonra, evet aslına bakarsan, çok özet olarak hepimize göre de - 4 koşulunu paylaşıyor:

1. İyi olduğun şeylere odaklan, yapamadıklarınla zaman kaybetme.

2. Nicelik değil nitelik: çevrende sadece sevdiğin ve birlikte zaman geçirmekten keyif aldığın insanlara yer ver.

3. Geriye bakma düşersin, her zaman ileriye bak. Zor zamanlarda, güçlü, sabırlı ve cesur olman gereken anlarda, zihnini meşgul edecek bir planın olsun. 'Tüm bunlar geçince .... yapacağım' diye düşün. Bu sadece zor zamanların görece hızlanmasına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda da geleceğe dair umut duymana neden olur.

Ve en önemlisi :)

4. Davetlisi olduğun bir partiyi asla kaçırma :))