Beraber çalışmaktan çok zevk aldığım ve kendi gelişirken beni de çok geliştiren bir danışanım, bundan birkaç ay önceki bir seansımızda "ben psikoloji kitaplarını asla okumam çünkü edebiyat oku daha iyi, orada zaten her şey var.." demişti. Bu önermesini ben de doğru bulurum. Fakat edebiyat da psikoloji kadar yetersizdir..
Psikoloji, edebiyat (mitoloji de dahil), sanat ve hatta din aslında hep bir "anlama yöntemleri" hatta daha da temelde "düşünme yöntemleri", bu nedenle aslında hepsi felsefenin çocukları ve torunları.. Dolayısıyla bu bilimlerden herhangi biriyle ilgiliysen, temelde mutlaka iyi bir felsefe eğitimi de alman şart.
Mark Twain'in İnsan Nedir?'ini taze bitirdim ve Kant sonrası daha da tamamlayıcı bir ekleme gibi oldu. Aslında Kant'ın tipik akılcılık ve deney(im)cilik akımlarına tepki olarak "durun beyler, ikisinin ortak noktaları da var" tepkisini, biri yaşlı diğeri genç iki insan üzerinden tartışıyor Twain ve tabii ki Kant'dan çok daha "okunabilir", çünkü edebiyat sıradan insana odaklanıyor.. Dili daha şiirsel, daha hikayeci, daha az didaktik.. Her ne kadar amaç son derece didaktik olsa da :) Çaktırmadan öğretiyor, sevecen, tonton bir öğretmen gibi... Okuruna şefkat duyuyor edebiyat, oysa felsefe okuru umursamıyor, anlayan anlar, anlamayan elenir, zaten herkese göre değildir felsefe canım......
İlginç. Ben felsefeyi edebiyata da psikolojiye de tercih ederim ama edebiyat olmadan felsefe de çok kuru, soğuk kalıyor doğrusu..
Üşenmesem ikinci üniversite olarak felsefeyi okuyacağım ama hali hazırda durum aynen bu olunca: