İçerik

16 Kasım 2023 Perşembe

Ev

Havalar soğuyalıberi tavşanları bahçedeki yazlık evlerinden, ev içindeki kışlık yuvalarına aldık. Bir 15 gün oluyor.. Her gün tuvaletlerini temizliyor, mama ve sularını yeniliyorum ve haftada bir onları salona salıp odalarını dipköşe temizliyor, halılarını yıkayıp yedek halıları seriyor, sonra da onları yeniden evlerine alıyorum. Salonda koşup oynayacakları kocaman bir alan varken, onlar etrafı biraz kolaçan ettikten sonra, gerisin geriye evlerinin önüne geliyor, benim ne yaptığımı izliyor ve fırsat buldukları ilk anda evlerine geri girmeye çalışıyorlar. Öyle ki, sonunda Tessi, hepimizi şok eden uzun bir atlama ile plastik çiti aşıp içeriye girmeyi başardı bile... "İçeri girmeyi başaran dışarı atlamayı da başarır" dediysek de, dışarı atlamayı denemedi, demek ki içeride olmak ona güven hissi, "evde olmak" hissi veriyor.....

Evde baktığımız tavşanlarımız kadar olsun "evde ve güvende" hissi duymayı bazen başaramıyorum.. "Ev" neresi, bazen bilmiyorum. 45 yaşındayım, bir evim, ailem ve çocuklarım var ama kendimi hâlâ ait hissetmiyorum. Ait hissedersem, alışır ve güvenirsem, sonunda daha çok zarar göreceğimi düşünüyorum (belki de, bilmiyorum).

Bana ev neresi? dersen, sırf bu nedenle, herhangi bir koltuk köşesinde sevdiğim bir kitapla olmak diyebilirim.... Belki de demem. Bilmiyorum.