Kavuniçi ve pembenin her tonuyla doğan güneş, yarım saat sonra kayboldu ve yerini dünkü lodosun getirdiği şakır şakır yağmura bıraktı. Tüm bunlar bir saat içerisinde olup bitti. Şu an sakin, durgun, nefis bir hava var. Belki birazdan yine inceden başlar yağmur ama şu an muhteşem bir sakinlik, sessizlik var.
Kimse ağlamıyor. Kimse acı içinde kıvranmıyor. Kimse mutsuz değil şu an.
Bu ânı idrak edebilmem, önceki günlerin sıkıntısı sayesinde. Karşıtı yaşanmadan, hiçbir kavram anlaşılamaz.....
Bu ânı idrak edebilmem, bir sonraki ânın, iyi kötü, nasıl olacağını kestirememekten.
Bilmemenin, bilmek istememenin huzuru.
Alâkasız Foto: Haydar Ergülen'in ismiyle ve mahlaslarıyla (Lina meselâ..) yazdığı Şiir Atı dergisini hatırlar mısın, bilmem.. Birkaç nüshası var bende hâlâ.. Eski kitaplara ve eski insanlara düşkünlüğüm var, bilirsin. Biraz karıştırayım dedim, sayfalar elimde kalacak gibi oldu, çekindim, yerine koydum. Halbuki, eski kitaplar ve eski insanlar, dokunulmak, açılıp okunmak ister. Bunu bekler. Anlatmak ister.....