Fakat uzun zamandır yürümüyorum. Kilometreler değil, birkaç adım bile yürümüyorum. Durdum. Kaldım. İlerleyemiyorum. Ve bu yeni düşünme şekli, durağan düşünce, hoşuma gitmiyor.
Ve durdukça, sanki yürümeyi unutuyorum. Bisiklete binmediği uzun bir kıştan sonra, bisiklete binmeye cesaret edemeyen bir çocuk gibi, korkuyorum. Oysa yürümeyi unutabilir mi insan?
Sanki bir savaştan çıkmış gibi, sanki bir hastalıktan kalkmış gibi, bu hafta 5 gün boyunca kısa ve yavaş da olsa yürümeye ve yürürken de, sanki ayarlamışım gibi, 5 saat süren Yürümenin Felsefesi'ni (Frederic Gros) dinlemeye niyet ettim. Evet bunu yapmak istiyorum.
Pazartesi akşamı biraz Nietzsche, biraz da Rimbaud ile yürüdüm. Ve şu, çok hoşuma gitti:
"Burası olmayan tek yer; yollar, patikalar ve raylar üzerindedir."