İçerik

31 Mart 2022 Perşembe

Proje

Yetemediğim, yetişemediğim bir hafta oldu ama elim kolum güzelliklerle dolu.

Ukrayna'dan gelen mülteciler her yerde. Bir işe yarayacak potansiyelim varsa, boş durmayı kabul edemiyorum. Bir proje hazırladım, haftabaşı sundum, kabul aldı. Önümüzdeki hafta tüm ayarlamaları bitirip, paskalya tatili sonrası başlıyorum. "Teenie"ler, yani 13-19 yaş grubu kız çocukları :) Eminim çok keyifli geçecek bir dönem.. 

Koşturmacada yazamadım. Yazmayınca özledim. Burayı, bu bloğu yani, en çok sevdiğimi söylemiş miydim? :)

Laos kızları, 2007

30 Mart 2022 Çarşamba

Siyah oyunu terk eder - 5

"Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum.."

                                                   - Tehlikeli Oyunlar, sf. 82

29 Mart 2022 Salı

Çıldırtan Sarışın

Yine yılın o çıldırtan günleri......

Bu sabah buna uyanınca: 



Bir de bizim oralarda buna çok benzeyen ama buram buram misler gibi kokan yabanî bir güzel vardır; katır tırnağı.. Bu o değil. Bu onun daha sarışın ama kokusuz bir akrabası. 

Alttaki manolyayı yarına saklıyorum.. Az bekle.

28 Mart 2022 Pazartesi

İsim şehir ân

Sana da olmuş muydu?

Çok küçüksün. Dün yediğini, saatlerce oynadığın arkadaşının adını unutuyorsun, o yaştasın tam. Fakat ilk defa bizim psikolojide "benlik algısı" dediğimiz o ilk "farkındalık" ânını yaşıyorsun. Bir şey - çok da sıradan - dikkatini çekiyor hayatta (benimki ananemin kalın güneşliklerinin ardından sızan ışık hüzmesiydi) ve kendi kendine bir oyuna girişiyorsun; diyorsun ki "bu ânı asssla unutmayacağım. Ne kadar yaşlanırsam yaşlanayım tam bu görüntüyü asla kat'a unutmayacağım, ara sıra kendime hatırlatacağım ve her yaşımda bakacağım unutmuş muyum, unutmamış mıyım! Unutmayacağım!"

Yaptın mı sen de böyle bir şey? Bir..

.. tehlike'siz oyun?

Peki hâlâ yapıyor musun? 

Bir ânı "unutmayacaklarım" klasörüne yani, atıyor musun? 

27 Mart 2022 Pazar

Siyah oyunu terk eder - 4

Nasıl Tanrı’nın varlığı bizim kanıtlarımıza dayanmıyorsa, duyduğum aşkın sürmesi de ille bir sevgiliyi gerektirmiyordu.

Ben demiyorum. 
Mehmet Bey* diyor..

Bir gün..

* Mehmet Eroğlu - KHÖV sf. 224.

26 Mart 2022 Cumartesi

Tatlı şeyler düşünmeli

Yaklaşan tehlikeyi düşünmek yalnızca mutsuzluk ve acı vereceğine ve zaten insanın olacakları tahmin edip olayların genel gidişatını değiştirmeye gücü yetmeyeceğine göre, en iyisi, insanın başına gelene dek korkunç olaylara gözlerini kapatmak ve tatlı şeyler düşünmektir.. 


Lev Tolstoy, Savaş ve Barış.



Merak ediyorum; sen de çocukken yaptığın resimlerdeki evlerin çevresine tahta çit örer miydin?

25 Mart 2022 Cuma

Gün içinden notlar

Neden yazıyorsun? sorusuna açık ara verilmiş en iyi cevap sanırım yaşamak için oldu.. Bu cevabı, bu mes’eleye noktayı koyan cevap olarak kabul edebilirim. Evet.

*

Bir şeyle gurur duymak için onun sahibi olmak gerekmiyor. Sabah radyoda duyduğum kısacık bir haberle, insanlık adına gurur duydum. Annem böyle durumlarda “demek ki isteyince oluyormuş..” derdi. 

Demek ki yaşlandıkça ben de herkes gibi anneme benzeyeceğim..

*

Mutsuzluğunun ve kendinle mücadelende hep yenik düştüğünü sanmanın nedeni, her zaman tamamen kendinle meşgul olman aslında, ilgini kendin dışında bir varlığa çevirdiğinde, mutsuzluğun da geçecek. Dedim birine. Pişman değilim.

*

Akşam çocuklarla gökkuşağını kavanoza sığdırmayı başardık. Ne zaman istersen ödünç alabilir, kavanozun kapağını açıp ona dokunabilirsin.. 

Sorman yeter :)

24 Mart 2022 Perşembe

Şarap

Kavda toplasan beş şarap var. 

Artık dört.

Gözüm gibi sakladığım beş şişeden birini açtım, kadehe koydum. Chateau de la Charriere - Bourgogne. Pinot Noir. Enfes bir şarap. Yumuşacık ve gövdeli. Tütsü tütsü bir tadı var, kekremsi bir kokusu.

Bu gece de böyle.

23 Mart 2022 Çarşamba

Siyah oyunu terk eder - 3

Gereğinden fazla iyi insanlarda rastlanılan sorun: kendini suçlama yeteneği.

- Mehmet Eroğlu

*

İnsan kendini kendine karşı savunmayı bilmeli.

- Stephen Zweig

Bu sabah kendi kendimi kahvaltıya davet ettim. 

Güzel bir sabahtı.

22 Mart 2022 Salı

Beklenen

Sonra belki çay içeriz.
Şansımız varsa yağmur da yağar.
Damlalara huzur yüklemece oynarız.
Benim damlam seninkini alnından öper.
Güzel şeyler olur belki.
Sen gel bence.

diyordu dün gece Lâle Müldür, uyku öncesi güzel bir şeyler duymak için, kucağıma rastgele açılı kitabının, tam denk gelmiş satırlarında.. 

Henry ile tanışın. 57cm, 3700gr.


Birilerinin seni böyle beklemesi, böyle karşılaması ne büyük şans sevgili Henry..

21 Mart 2022 Pazartesi

İçinin tahammülleri azalmış

Günümüz insanlarının tahammülsüzlüğü, aceleciliği, çabucak sıkılmaları, kullanıp atıp yenisine geçmeleri ve onu da kısa süre içinde tüketmeleri konusunda söylenebilecek en güzel sözü yine Murathan Mungan çoktaaaan söylemiş bile:

"İçinin tahammülleri azalmış”. 

“Her çeşit hasretini dindirmeye birkaç dakika, birkaç saat yetiyor artık." - Kadından Kentler.

Oysa beklemek.. güzeldir.

*

Yaklaşık bir senedir, sabah kahveme, öğlen salatama, akşam ev işlerine, çocuklarla aktivitelere, rapor hazırlamalarıma, arabada geçirdiğim tüm zamanlara ve bazen de spora eşlik eden FM 4 İngilizce Almanca karışık yayın yapan Avusturya Radyosu'nun linkini eklemek istedim buraya. Özellikle hafta içleri Türkiye saatiyle 15.00 civarına denk gelen yayınları çok iyi geliyor bana.

20 Mart 2022 Pazar

Yavaşlık

Komşunun kedisi, sabahtan beri aramızdaki ortak duvarın üzerinde dolaşarak, dışarıya çıkabileceği bir yol arıyor, hareketlerindeki ağırlık bana şu muhteşem cümleyi çağrıştırdı: bedenin ve zihnin gücünü gösteren bir yavaşlık..

Adam Cooper, 2000.
Matthew Bourne’un Kuğu Gölü
yorumundan bir sahne (prem.1995)

Gerçekten öyledir, değil mi? Baletlerde de hissedersiniz; 80 kiloluk vücudu tamamen kaslarla kaplı, görkemli kelimesinin çok yakışacağı bir erkeğin havada tüy gibi süzülüşünü gördüğünüzde ya da japon samurayların hareketlerinde, bazen Magnus Carlsen’in hareketlerinde.. Bedenin ve zihnin gücünü gösteren o yavaşlık, tüm ihtişamıyla gösterir kendini. Bu yavaşlığa hayranım ben ve kendimde asla sahip olamayacağım bir eksiklik olarak da inanılmaz düzeyde imreniyorum..

Enerji dolu, sıcak, hareketli biriyim. Mizacım bu. Ama asıl olmak istediğim kişi sakin, yavaş, gücünü bilen ve kontrol edebilen bir kadın..

Yavaşlamayı, bu güce sahip olmayı acaba nasıl öğrenebilirim? Ya da öğrenilebilen bir şey midir bu? Bireysel midir, toplumsal mıdır, kişi kendini bu yolda geliştirebilir, yetiştirebilir mi? Yoksa tamamen doğuştan sahip olduğumuz karakterle mi gelir………. Bilmiyorum.

19 Mart 2022 Cumartesi

Eşit sevmek, eşit vermek

"Ölüm döşeğindeki bir çiftçinin iki oğlu varmış. Ne yaparsa yapsın eşit bölünemeyecek de bir arsası. Kimseyi üzmeden bu arsayı iki oğluna nasıl paylaştırmış biliyor musun? Büyük oğluna arsayı ikiye bölecek çizgiyi çekmesini, küçük oğluna da iki parçadan birini seçmesini söyleyerek.."

                           - anonim.

Bir kalbe iki çocuğun sevgisini sığdırma konusunda aldığım en iyi ders olduğunu düşünüyorum.. Belki senin de zorlandığın, iki arada bir derede kaldığın tam bugün, tam da bunu duymaya ihtiyacın vardır.. Yoksa da sakla, elbet zamanı gelecek..



18 Mart 2022 Cuma

Kadınsal güzellik

Bu sabah duştan çıkıp kurulandıktan sonra, her sabah yaptığım gibi hızlı hızlı kıyafetlerimi giymek yerine, aynanın tam önünde durdum ve çıplak bedenime uzun uzun baktım. Bu, hayatım boyunca belki 2 belki 3 defa yapmış olduğum bir davranış.. 43 yaşımdayım.

Kadın bedeni üzerine Clarissa Estes’in cümleleri geliyor aklıma. “Sorun hangi biçim, hangi büyüklük, hangi renk, hangi yaş değil, ama bu beden hissediyor mu, zevkle, yürekle, ruhla bağlantısı var mı, mutluluğa, sevince sahip mi, amaçlandığı gibi çalışıyor mu, tepki verebiliyor mu, bir duygular yelpazesi algılıyor mu, sorunudur”.

Bedenime uzun uzun baktım. Boynumdan başladım, türlü düşüncelerin ağırlığını taşıyan incecik boynuma, sadece pazar poşetlerini değil, sevdiklerini de sıkıca kucaklayan güçlü kollarıma, tam ihtiyaçları olduğunda başkalarının omzuna, başına, yanağına dokunan yumuşak ellerime, üç bebeği taşıyan karnıma, iki bebeği dıştan hiçbir müdahale almadan tek başına doğurabilen kalçalarıma, onları ikişer sene boyunca besleyebilmiş göğüslerime, sürekli burkulan narin bileklerime ve yere tok tok basan, parmak uçlarında yükselmeyi ve boş kaldığında tempo tutmayı pek seven ayaklarıma.. Baktım işte. 

Fabrice Monteiro “Little Ninny” 2017 link

Böyle bakmamıştım kendime şimdiye dek.. Ya güzel ya çirkin diye bakmıştım. Burnumu pek sevmiştim mesela fındık gibi diye ama onun sayesinde şu nergislerin enfes kokusunu alabiliyor oluşumu düşünmemiştim. Ya da basenlerimi ve kalın ve kaslı üst bacaklarımı hiç sevmemiştim ömür boyu ama onlar sayesinde kilometrelerce yürüsem de yorulmadığımı düşünememiştim. Her kış başı aldığım iki kiloyla aman göğüslerim sarkacak, göbeğim yağ tutacak diye aklım çıkmış, saçma sapan açlık rejimleriyle kış boyunca beni soğuk ve açlıktan içgüdüsel olarak korumaya çalışmak dışında bir amacı olmayan vücudumu, acımasızca cezalandırmıştım! “İğrenç” bulmuş, her kış bahara dönerken, gereğinden fazla yuvarlaklaşan hatlarımı düzleştirmek için sürekli acımasız savaşlar vermiştim, oysa “kadınlar La Tierra’ydılar, yeryüzünün kendisi gibi yuvarlak yapılmışlardı, çünkü yeryüzü çok fazla şeyi içine alıyordu”.

Bu sabah, aynaya bakarken, kendimi dış görüntümden bağımsız bir şekilde, çok güzel buldum. Üstelik sanırım ilk defa, kendimi genel-geçer güzellik belirteçleriyle ya da başka kadınlarla karşılaştırmadan, yaptım bunu..

43 yaşındayım ve bu duyguyu ilk defa hissediyorum; bu vücut hissetmeyi de sevmeyi de biliyor.

17 Mart 2022 Perşembe

Gece sürüşü

B.’yi bir kadeh beyaz şarabın tatlı sohbeti ardından evine bıraktım. Şimdi ikimizin arasındaki karanlık ormanlık yolda yavaş yavaş sürüyorum arabayı. Keyfini çıkartarak. Daha önce bu saatte hiç dinlemediğim Industrial, Metal and Punk with Christian Fucks und Co. programı Viyana radyosu FM4’ın eşliğinde, benden başka kimsenin olmadığı sessiz ve karanlık sokakların, kafamda ötüşen gece kuşu misali düşüncelerin. Ya da düşünmemelerin.. Saat tam 23.57 ve ben eve dönmeyi elimden geldiğince geciktiriyorum, biraz daha keyfine varabilmek için tam şu anın.

İşte tam o an. 23.58 yani. En gürültülü şehrin bile böyle sakin, huzur veren noktaları elbet vardır, arayıp bulmak senin görevin..

Neden bir fotoğrafını çekmiyorum ki bu anın, diye düşündüm birden ve sağa çektim. O kadar ıssız ki, dörtlüleri bile yakmama gerek yok. Oysa şehrin ortasında sakin bir mahalleyi diğerine bağlayan, sabah saatlerinde insanların bebek arabalarıyla geçtiği, haftasonları yaşlı çiftlerin el ele tutuşup yürüyüş yaptığı ağaçlık bir alan sadece.. İnsana bu ıssızlık, bu sakinlik ve kuytu alanlarda hissedilen huzur duygusunu yaşatması - şunca küçük alanın - şaşırtıcı değil mi?

Ve 00.01. Yeni bir gün….

16 Mart 2022 Çarşamba

Sekiz tanecik daha, ne olur!

Anne baba ve kız evlât çekirdek üçgeninin, o çok iyi bildiğim sevgi anlarından birine dair yazılmış en güzel satırlarından birkaçına denk geldim ve hemen sana, buraya da aktarmak istedim. Leylâk Dalı’ndan, adıma imzalı, çok kıymetli “Mutfağın Hatıra Defteri” isimli kitaptan. Sayfa 95’in tam orta noktasından:

O gün ana yemek barbunya-pilavdı. Baba en sevdiği bu yemekten iki tabak yemiş, üçüncüye de niyet etmiş, anne “rahatsız olacaksın, gaz yapacak” diye tabağı mutfağa götürmeye yeltenince de “sekiz tanecik daha, ne olur!” diye yalvarıp, aile arasında yıllarca anlatılacak bir mevzuuya sebep olmuştu”.

*

Tam o anın içinde ben de vardım sanki! Belki tuzluktum, belki duvardaki guguklu saat, hattâ naylon masa örtüsü bile olabilirim mavi-beyaz, ama vardım. Bundan da hiç bu kadar emin olmamıştım.. 

İşte kanıtı..

15 Mart 2022 Salı

Andy

Daha yeni okumuştum ama Netflix dizi olarak da etinden sütünden.. Fakat ilk bölüme baktım, güzel. Aslına sadık, renkli, Andy-varî..

Birkaç alıntı - kitaptan - diziye de alınmıştır muhakkak.

"After you stop wanting something (someone), is when you can handle having them. Or before. But never during. If you get things when you really want them, you go crazy. Everything becomes distorted when something you really want is sitting in your lap."

"If you'd decided to be stubborn and ordered a cookie, you'd wind up having to talk about why you want it and your philosophy of eating a cookie for dinner. And that would be too much trouble, so you order lamb and forget about what you really want.."

"Even when the subject is different, people always paint the same thing."

"B. said: You are at "war and peace" with yourself!"

14 Mart 2022 Pazartesi

Dön(eme)mek

 "Bir noktadan sonra insanlar barışamaz, ayrılamaz, dönemezler.."

diyordu ya 
Kadından Kentler'de, Murathan Mungan.

İlk okuduğumda doğru, diye düşünmüştüm. Fakat aradan zaman geçince.. Dünyadaki herşeyin, dünyanın kendisinin ve üzerindeki tüm yaşamın döngüsel olduğu bir gerçekken, mümkün mü bu?

Ne yaparsan dönüp dolaşıp karşına gelmesi, neden kaçarsan ona yakalanman, neyi eleştirirsen tam onu yaşarken bulman kendini.. Dünyada her şey “dönmek” üzerine kurulu.

Değil mi?

günün kalp'i. 

Burada evlenenler böyle köprülere ya da çitlere üzerinde kalp olan kilitli anahtarlar asıyorlar (evet ben de merak ediyorum aklına gelen şeyi ama hadi gel biz yine olumlu düşünelim..)

13 Mart 2022 Pazar

Nasıl..?

En kötüsü rüyalar aslında. Çok hazırlıksız yakalanıyorsun.

Sen gittikten sonra, elimde artakalan sevgiyle ne yapacağımı bilemedim uzun süre. O kadar fazla geldi ki, nereye, kime, nasıl verip de rahatlayacağımı bilemedim. Çıplak ayakla çimenlere basmakla, mevsim çiçeklerini dikmekle ya da parmaklarımın arasından dökülen ipek gibi sarı bebek saçlarını okşamakla olmadı. Kitap satırları ya da notalar arasına da serpemedim. Öylece elimde kaldı, haraç mezat satışı yapılamayacak kadar değerli ama bir ömür boyu sırtımda taşınamayacak kadar da ağır..

Ufak parçalara bölüp yönetmeyi denedim bir süre. Veresiye ufak incelikler adı altında elden çıkarmayı. Ters tepti, arttıkça arttı.. Ana maldan daha fazla sevgiyle kalakaldım bir süre sonra. Ne yapacağımı, nasıl yöneteceğimi bilemedim bu süreci. Sen gelseydin, hepsini kucağına atıp, koşarak kaçacaktım. Gelmedin.

Hani hatırlar mısın, bana "nasıl oluyor bu?" demiştin de, ben de sana "kalbimde sanki yeni bir bölüm açıldı, genişledi kalbim seni severken" diye açıklamaya çalışmıştım beceriksizce. Anlatamamıştım. Tabii sen de anlayamamıştın, bir şeyleri kalıplara doldurarak taşıyabilen insanlardandın. Bense hava gibi, su gibi, elime koluma, çiçekli elbisemin eteğine doldurup da taşıyamayacaklarımı anlatmaya çalışan beceriksiz bir kadındım.. Kadın bile sayılmayabilirdim aslında. Bir düşünceler ve hisler bulutuydum, gelip başının tam üstüne çöken. Sisli bir akşam vakti kadar güzel..

Neyse olan oldu. Geçti günler aylar yıllar. Fakat bu rüyalar işte.. Çok hazırlıksız yakalıyor. Ne yapacağımı, nasıl yöneteceğimi bilemiyorum, tutup en baştan seni özlemeye başlıyorum. 

Bunları diyorum, nasıl..?

12 Mart 2022 Cumartesi

"Şey"ler - 2


- Ayna karşısında küpe takarken, asla küpeye değil de gözlerimin tam içine ya da yanaklarımdaki çillere bakmak. Küpeyi ise en kolay gözlerimi kapatarak takmak.

- Yeni aldığım kahve poşetini açıp, kahve kutusuna dökerken, o ilk andaki taze kokusunu içime çekmek ve bunu yaparken istisnasız her sefer gözlerimi kapattığımı fark etmek.

- At kuyruğu yapılmış uzun saçın, koşarken ritmik şekilde bir o yana bir bu yana gidip gelmesi ve arada boynunu gıdıklaması.

- Sebzeler farklı şekilde doğrandığında tadını çok farklı hissettiğimi söylediğimde bana gülen tüm tanıdıklarıma, Japonların sebze kesme sanatına dair bir video yollamış ve haklılığımı kanıtlamış olmak = Uzun sürmüş bir maçın sonundaki galibiyet hissi!

- Uzun yolda uyuyan birini, yakalanma ya da yanlış anlaşılma korkusu olmaksızın, bir sanat eserini izler gibi, uzun uzun izlemek.

- Topuklu pabucun tıkırtısı. Özellikle çocukken, anneminki..

- Arabayla tünele girildiğinde bebeklerin gözlerini kocaman açma refleksi.

- Bebek demişken.. Kesinlikle unutmamalı. Çıplak bebek ayakları.. Parmaklarını sürekli oynatıp durmaları, sanki el gibi birşeyleri yakalamaya çalışma hareketleri.

- Birbirlerinden ayrılıp aksi yönlere giderken, geri dönüp son bir defa bakanlar.

- Pandemi dönemi sonrası bile, hapşıran birine çok yaşa demeye devam eden insanlar.

- Çok yüksek katlı binalardaki asansörün aşağı inerken yaşattığı G-şok hissi ile, aşık olduğum adamı gördüğüm anda tam midemde hissettiğim hissin birebir aynı oluşu ve bunu acaba her kadın mı hissediyor yoksa bir tek ben miyim koca evrende, çünkü kimse bu hissi nedense dile getirmiyor diye düşünüp duruyor oluşum (şu yaşımda bile!)

İlk şeyler burada
..devam ederim elbette!

11 Mart 2022 Cuma

Ses ve karşı ses

Bu sabah, beni saat tam 06.00’da çalan bir alarm gibi uyandıran sesi kaydetmek istedim senin için. Sen de benim için iyice aç sesi, e mi?

Biliyorum! Muhteşem! Üstelik bugün ilk! İlk “merhaba!”yı dinleyebildim bu sene. Henüz çok ürkek, çok cılız, bir melodisi yok, inip çıktığı oktavlar sınırlı; bildiğin acemi işi.. Fakat dikkat edersen, karşı taraftan cevap geliyor! Oldukça uzaktan, o da ürkekçe, çip çip yapıyor bizimkinin “es” aralıklarında.. Daha da anlat diyor, susma, konuş benimle.. Aaaaah. 

Âh mine’l aşkı ve hâlâhitî,
ahraka kalbî bi harârâtihî..

Mevsim sonunda öyle âhenkli, uzun, kendinden emin bir hâl alacak ki şarkısı; tüm bunların hepsi, ona cevap veren o karşı sesle mümkün olacak işte…… 

10 Mart 2022 Perşembe

Yapraktı / Yeşildi

O "Yapraktı" demiş adına, ve şöyle okumuş:

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere,
Yaşadığından uzun;
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere.

Ağacın yüksekliğince,
Dalın yüksekliğince, rüzgârda.
Ve bir yeni ömür,
Vardığın çimen yeşilliğince.

Ben "Yeşildi" dedim adına, ve şöyle fotoğrafladım:


Sanırım hissettiğimiz aynıymış, onlarca yıl arayla..

* O; Can Yücel.

9 Mart 2022 Çarşamba

Hayâlci; mevsimlere ve yalnızlığa karşı..

"Hayâlci, eylem insanına göre hayattan çok daha büyük, çok daha zengin bir zevk alır" diye fısıldıyor  kulağıma Pessoa, tam da bahçedeki tüm ahududuları avcuma toplamışken. Yüzümde çocukça bir gülümseyiş. Basit sevinçler. Keşke paylaşabileceğim biri olsa....

diye yazmışım, Ağustos sonunda.

*

Ahududu kış uykusunda şimdi. Bense artık paylaşacağım kimse olmamasına üzülmüyorum. Belki böylesi daha az üzüyor insanı..

diye yazmışım, Aralık başında.

*

Bu sabah otları yolmak için çıktığımda, ahududunun sert dalları arasında gözle zor seçilecek kadar küçük tomurcuklar vermeye başladığını görünce, kalbim öyle hızla çarptı ki! Tomris Hanım görse gurur duyardı; içime üç beden fazla gelen aşkı nasıl da hayata yayıyorum ama.. Dünya üzerinde bundan sonra tek başıma da kalsam, bahar oldukça yalnız hissetmeyeceğimi biliyorum..

Paylaşacağım kimsem yok belki ama içim çok kalabalık..

diye yazdım, bugün, 9 Mart 2022’de.

Ve yeni bir mevsim, yeni bir devir, yeni bir hayâl bu ilk tomurcukla resmi olarak, yine, yeniden başladı..

8 Mart 2022 Salı

Tam tanımı

Sonra bir telefon gelir, "her şey yolunda, ameliyat başarılı geçti" der karşı uçtaki hiç tanımadığın o ses, tuttuğun, sırtlandığın, göğüslediğin her şeyi yavaşça yere bırakır, beyninin arka planında tınlamaya başlayan o müzik sesinin görünmez ses düğmesini sonuna dek çevirir ve başlarsın dans etmeye.. 

Yolun ortasında, sana bakıp gülümseyen insanların arasında, kimseye ve hiçbir şeye aldırış etmeden :)

Mutluluk işte tam olarak budur. Ve şükretmek de..



7 Mart 2022 Pazartesi

Çiğdem hanım ile Süsen hanım!

Süsen Hanım (diğer adı Iris) ile tanışın:


Bu da Çiğdem Hanım:


İkisi de birbirinden beş dakika arayla karşıma çıktı. Biri sokağımızdaki tatlı çiçekçide minik minik saksıların içinde, diğeri hemen köşedeki parkın girişinde, akçaağaçın hemen altında, yerde.

Yalan yok şimdi; benim gönlümü çalan Çiğdem Hanım oldu. Çünkü yabanî. Çünkü sıradan ve tam bu nedenle çok güzel.. Moru ve sarısı sık çıkar karşıma ama bu “eflatununa meftun” olduğumu saklayamam.. İlk görüşte de, son görüşte de aşk!

6 Mart 2022 Pazar

Siyah oyunu terk eder - 2

Hamiyet, her gün yeniden âşık olmak için yaratılmış bir kadındı. Belki yerine gelebilir bir istekti bu ama o, yetmiyormuş gibi söz konusu âşık olma halini, her gün, yeniden, aynı adamla yaşamak istiyordu.

İpek Sabahlık (Suat Derviş Biyografik Romanı) - Osman Balcıgil.

5 Mart 2022 Cumartesi

Uyku sonrası

İki çocukla 16 saatte İstanbul’un “her yeri”ni görmeye çalışırsan, sonuç eve dönüşte 10 saat uyku oluyormuş.. Fakat öyle güzel bir bahar sabahına uyandım ki, içimde bahar dalları açtı resmen! Dinlenmiş, hafiflemiş, neşe içinde..

Sabah insanların birbirine “Günaydın!” dediği bir yerlerde yaşamak istiyorsan, işte sen oraya gidemesen de, o yer sana gelsin:


her güne böyle uyansak keşke.. 

4 Mart 2022 Cuma

Bir sümbülî bahar sabahı

Onsuzluğa dayanamam diye nicedir gelemiyordum ama.. 

İyi ki gelmişim bu sümbülî bahar sabahı* İstanbul'a..




ve de;
 yaşasın blog arkadaşlıkları..!

saat yönünde Ekmekçi Kız, Küçük Joe 
ve bendeniz :) 

* Eski İstanbullular, bulutlu ama yağmursuz bahar sabahlarında oluşan çok özel renklerden hareketle kullanırlar bu benzetmeyi. - İpek Sabahlık, Osman Balcıgil.

3 Mart 2022 Perşembe

Huysuz ve tatlı kadın

“Seni tanıdığım güne şükürler olsun!” yazmış gecenin saat 03.05’inde ouzo.

“Asıl seni tanıdığım güne şükürler olsun be!” diye cevap verdim. En huysuzundan bir de foto ekledim.

Huysuz ve tatlı kadın’ı yollamış youtube’dan cevaben..

Doğru galiba. Çünkü sabah da annemle babam “seni bi öpebilir miyiz?” diye çekine çekine kutladılar. Somurtuk ifademi hiç değiştirmeden yanağımı uzattım şımarıkça. Bu evde daimi ergen rolüne bürünüyorum.

Gün boyu “ne istersen yap” dediler diye yokoldum, tek başıma şu bankın tepesine, bir başka huysuz ve tatlı kadına ait bir romanla (tabii ki Tomris!) tüneyip, denizin karşı yakasına bakıp durdum. Bir iki satır birşey yazmış ama yollamamış da olabilirim tabii.

Totom donunca kalkıp eve döndüm. Şarkısız ve hitapsız olma şartıyla pastayı kestim, itirazlara rağmen herkese kalın dilimler kendime ise bıçağın ucuyla koklatılmış kadar ince hatta görünmez bir dilim verdim. Sonra yine odamıza çekildik Tomris Hanım’la.

Gece saat 8.45 sularında ananemden kalma uzun ve bembeyaz ve çok güzel sabun kokan geceliğin üzerine, annemin bir Japonya seferinden gururla ve ganimet bulmuş edasıyla getirdiği ve “bir gün büyüyünce giyersin” dediği kimonoyu, yeterince büyüdüğüme kanaat getirerek giymiş ve günü nihayetine erdirmek için banyoda dişimi fırçalar haldeyken kapı çaldı. Fakat dış kapı değil, bildiğin banyo kapısı ve güm güm! Diş fırçasını yanağımın sağına kıstırıp iki elimle birden kapı koluna asılmak suretiyle ancak açabildiğim kapının önünde Burcuk, o halde boynuma atılıverdi. Bir yandan da gülüyor, “kızmazsın di mi kızmazsın dayanamadım” diye.. Ardında da daha beteri: beyi! Kimonolu kimonolu indim aşağıya tebaasına seslenen huysuz premses gibi. Pasta yok allahtan, leblebi getirmiş sevdiğimi bilir. 39 yıllık arkadaşım - ki her sefer konu bu “anaokulunda tanışma hadisesi”ne gelmese olmaz.

Homurdanarak çayımı içtim. Gece gece uyuyamam dediğim halde, uyumayıver diye kikirdeşip durdular hepsi birden. Dünya üzerinde en yakınım olan 7 kişiye karşı 1 oyla uykuyu kaybettim. 

Halbuki uykulardan uyku beğenenler..

İş bu nedenledir bu yazım. İlerleyen saatlerde ne olur bilmem.. Büyük ihtimal silerim çünkü yine, hiç bu bloğa uymuyor, avam avam işler hem de kişisel foto eklenmiş! Hiç olacak iş değil ya, görmezden geliverelim. 

Bugün bu “huysuz ve nedense buna rağmen birileri tarafından çok sevilmeyi başarmış kadın”ın doğum günüydü. 43 yılı geride bıraktı.. Hayattaki en önemli zenginliğinin bugün ona - istemediğini ve dâhi kızıp homurdanacağını bile bile - güzel şeyler söyleyen, şu bir avuç insan olduğunu bilerek.. Doğum günümü kimseye söylemem, sadece en yakınlarım bilir, bir de şimdi sen bildin ama hiiiiiiç kutlamaya falan kalkma, huysuz ve tatlı kadından okkalı azarı yersin ;) Benden uyarması..

Haydi şimdi yatalım zıbaralım..

2 Mart 2022 Çarşamba

Ispanaklı kalp

Sabah, ıspanaklı börek için fırını önceden 200 dereceye ayarlayayım dediysem..

Nida “bir instagram hesabı açıp orada paylaşsana önüne çıkıp duran bu kalpleri, çok matrak!” dese de, hiçbir sosyal medya aracını kullanmama inadım nedeniyle düşünmüyorum öyle bir şey. Ama eğlenceli olabilirdi gerçekten; en az 50-60 farklı kalp fotoğrafı oldu arşivimde :)

Ya da İngilizler’in dediği gibi “eline çekiç alan, her yerde çivi görür!”

1 Mart 2022 Salı

Mart 1

Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde 
tedirgin bir çift sarnıç gemisi 
gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı? 
 Can Yücel

Sanırım hepimiz aynı şeyi diledik bu sene..