30 Nisan 2025 Çarşamba
Bekleme yapmayalım.
29 Nisan 2025 Salı
Çocuğunuzun kullanım kılavuzu
Hani derler ya: "ben de bilmiyordum ki, anne olunca öğrendim. Çocuk milleti kullanım kılavuzuyla gelmiyor ki....."
Almanya'da geliyor :))))
İşte bu şekilde:
Doğduğu günden başlıyor, devlet önce her hafta, sonra her ay, sonra yarı yıl ve sonra da yılda bir, çeşitli aralıklarla bu kılavuzu yolluyor anne-babalara. Dün M.'in 12. yaşına 1 ay kala, 12. yaş kullanım kılavuzu geldi postayla. Hemen okudum. Bu yaşa özgü tabii ergenlik sorunları, çocuğun bağımsızlık hissi, öfke nöbetleri, sürekli "ben haklıyım" deme ihtiyacı, okul ve arkadaş gruplarının yapısı, olası sosyopsikolojik sıkıntılar, ekran bağımlılığı ve 12 yaş ergenliğe giriş doktor kontrolünün ve aşıların hatırlatılması gibi bölümler var.
M.'e dedim "geldi kullanma kılavuzun..." :))
Seviyorum sosyal-devlet'i.. Çocuğuna sahip çıkan, vatandaşını tatlı tatlı eğiten, bilgilendiren, destek veren devlet'i.....
28 Nisan 2025 Pazartesi
Pazartesi Masalı - 18
18: Karı koca dağa karşı
Karı koca, evlerini (huysuz) bir dağın yamacına kurmuşlar ve ne bahçelerinde bir bitki yetişiyormuş, ne de dağ onlara rüzgar ve yağmurdan başka bir şey veriyormuş. Yıllarca soğuktan titreyip, açlıktan bıktıktan sonraa, canlarına tak etmiş ve bir bilgeye başvurmuşlar. Bu bilge onlara: dağa bağırın çağırın, öfkenizi gösterip onu korkutun, göreceksiniz dağ kaçıp gidecek demiş. Karı koca bunu günlerce denedikten ve bir sonuç alamadıktan sonra ikinci bir bilgeye başvurmuşlar. O da onlara: öfke hiçbir şeye yaramaz, dağa sevginizi gösterin, ona çiçekler hediyeler sunun diye önermiş. Karı koca bunu da uzun süre deneyip yine sonuç alamayınca, üçüncü bir bilgeye başvurmuşlar (bölgede herkes bilgeymiş maşallah). Bu bilge onlara: yahu öfke ve sevgi işe yarar mı hiç, işe sadece dans yarar, şimdi eve gidin, tüm eşyalarınızı toplayın, gözlerinizi kapayıp, iki ileri dört geri adımdan oluşan dansı edin. Bunu bir gün boyunca yaptıktan sonra açın gözünüzü ve oraya evinizi yeniden kurun demiş :)))
Kıssadan Hisse: O zaman dans! :))
(C) Yiğit Özgür
Yani daha açık olarak: hareket et, etrafındaki koşullardan memnun değilsen, o zaman “etrafını” değiştir. Seni besleyen ortamlara git, seni beslemeyen, sana iyi gelmeyen ortamlardan, insanlardan uzaklaş!
Haftanın Görevi: Sana iyi gelmeyen insanlarla neden hâlâ birliktesin, onları neden hayatından çıkartamıyorsun bir düşün. Sorun gerçekten onlar mı, yoksa senin korkuların mı?
19 Nisan 2025 Cumartesi
Hediye: Zaman
Dün, yazar olan ve son birkaç senedir oldukça yakın bir arkadaşıma dönüşen karşı komşumun doğum günüydü. 65 yaşına bastı. Kocaman bir buket lale aldım ona, koyu mavi kurdeleyle fiyonkladım, bir de kart hazırladım. Çok basit, çok ucuz bir hediye mi sence? Bence değil.. Çünkü "zaman" hediye ettim bu sene komşuma, dedim ki, sana (ve uygunsa kız arkadaşına) hepimize uygun ortak bir zamanımızda, Botanik Bahçesinde birlikte yürüyüş ve birer dilim pasta ile kahve armağan ediyorum :)
Çok hoşuna gitti... Şimdi herkese uygun bir zaman bulma derdindeyiz.....
Bu tür hediyeler vermeyi çok seviyorum ama herkese uymuyor, bazen bir türlü zaman denkleştirip buluşulamıyor ve işi "bedavaya" getirmiş durumuna düşüyorum ve buna üzülüyorum. Üzülüyordum. Artık diyorum ki, ben zaman hediye ettim ama zamanı kullanma yeteneği hediye etmedim, o kendisinin kendisine hediye etmesi gereken bir yeti.... Benim sorunum değil.
Başkalarına ya da kendine "zaman" hediye edebilenlerden misin?
18 Nisan 2025 Cuma
İyi bir şehir
Yenal Bilgici'nin İlber Ortaylı ile yaptığı söyleşilerden oluşan "Bir ömür nasıl yaşanır?" yıllardır kütüphanede beni bekliyordu, birkaç gündür okuyorum. Çeşitli konularda çok güzel görüşler ve öneriler var, hakikaten Bilgici çok güzel sorular hazırlamış, çok keyifli, akıcı bir sohbet olmuş ve kitap çok da güzel derlenmiş.. Benim en sevdiğim bölümlerden biri de "yaşadığımız şehir" başlıklı son bölüm oldu.
İlber Ortaylı'nın "iyi bir şehir" tanımı çok hoşuma gitti: "İyi bir şehir; iyi bir kütüphanede çalıştıktan sonra, iyi bir salonda iyi bir tiyatro oyununu seyredebildiğin ve temsilin ardından güzel bir cafeye gidip sohbet edebildiğin şehirdir".
Benim tanımım da şu sanırım: "İyi bir şehir; seyrek nüfusa sahip, insanların doğaya ve doğala özen gösterdikleri, birbirlerine karşı nazik oldukları, güvenle ve huzurla yaşayabildiğin, kültürel anlamda aktif fakat yaşam hızı anlamında yavaş ve sakin, açık pencerelerden kuş seslerini duyabildiğin, birkaç da iyi arkadaşının ve yakınının olduğu şehirdir."
Peki senin iyi şehir tanımın ne? :)
17 Nisan 2025 Perşembe
Evrene mesaj (yedim ben onu.)
Sabah çektiğim fotoğraf.
Komşum ezoterik bir tip. Bu sabah değerli taşlarını güneşlendirmeye çıkarmış. E bir anlamı vardır mutlaka böyle güneş altında merdivene dizilmiş rengarenk taşların? D vitamini falan depoluyorlardır kesin, evrene mesajları çak çak çakmadan azzzz önce..
Sarı olan gözüme pek tekin gözükmedi (sülfür olmasın o?) fotoyu çekip uzaklaştım hemen..
Anlamsız şeylere anlam yükleyip, sonra onları anlamlandırmaya çalışmamız; ne anlamsız….
Dipnot. Sen inanıyor olabilirsin, sinir de olabilirsin bu yazıya ama açık söyleyeyim böyle şeylerle uğraşıp “huzuru bulan” ya da “eren” kimseyi de tanımadım şunca yılda. Genelde dengesi bozulmuş ve dengesini arayan insanları çekiyor kendine bu ezoterik işler ama daha beter karıştırıp bırakıyor, açıkçası gözlemim bu yönde.. Hiç bulaşmazsan daha hızlı bulursun dengeni gibime geliyor. Nacizane fikrim..
16 Nisan 2025 Çarşamba
Duyduk duymadık demeyin
Gelmiş geçmiş ennn iyi dizinin yeni sezonu başladı ve şimdiye dek izlediğim ilk üç bölüm de şahaneydi.
Duyduk duymadık demeyiiiin.
15 Nisan 2025 Salı
Kaygımı al, şarkı yap
Mart başından beri bu şarkı her yerde ve yediden yetmişe hepimizin de dilinde:
Aslında orijinalini hatırlıyor musun, Gotye’nin “Somebody that I used to know”u bu, o zaman da nakarat kısmı feci dilimize dolanmıştı fakat bu versiyonu hakikaten harika olmuş. Ki çok nadir bir şarkının cover’ı orijinalinden daha iyi olur :)) değil mi ama?
Yoksa bu da mı yaşlılık göstergesi?!
Fakat şunu sormak istiyorum: Gotye versiyonunu ilk dinlediğinde, Sting şarkısı sanmayan var mıdır?! Bu kadar mı Sting kokar bir şarkı?!
Ha bir de, ben bilmiyordum ama orijinalinin de orijinali Louis Bonfa “Seville” imiş, Anxiety bunun kuyruğunun kuyruğunun kuyruğu imiş..
14 Nisan 2025 Pazartesi
Pazartesi Masalı - 16
16: Cebimdeki değerli taş
Sultan, kılık değiştirip şehir gezmelerini yaptığı bir gün, yoldaki berduşların arasında, vakti zamanında saray bilgeliğini yapmış olan birine rastlar ve onun başına gelen bir seri talihsizliklerden sonra, sokağa düştüğünü görünce, ona fark ettirmeden cebine değerli bir taş koyar. Şöyle düşünmüştür; onlarca yıl saray bilgeliği yapan bu adam, cebindeki taşı görür görmez değerini anlayacaktır. Onu satıp, hayatını yeniden eline alabilir..
Fakat birkaç ay sonra aynı köşede aynı berduşu yine yatar halde görünce, kendini tutamaz ve cebindeki taşı neden satmadığını sorar. Berduş ona deliymiş gibi bakar ve der ki: “Yapma beyim, ben ki senelerce türlü talihsizliği yaşadım, benim cebimde değerli taş ne arasın?!”
Kıssadan hisse: Hayat her an değişebilir, talihsizliğini de, talihini de genelleme. Olan bitene değil, önünde olacaklara odaklan. Hayat her gün cebimize farklı elmaslar koyar, bize düşen, onları fark etmektir.
Haftanın görevi: Cebine güzel bir çakıl taşı koy ve onun, kimsenin görmediği bir elmas olduğunu hayal et. Nasıl bir elmas bekliyorsun hayattan?
13 Nisan 2025 Pazar
Mazeretim var
Asabi falan değilim :)) Ama dün ve bugün yazamamamın bir mazereti var: Bahar.
Bahar öyle güzel geldi ki. Birden bire oldu herşey! Her sene aynı şeye bambaşka şekillerde şaşırmak, ne kadar tatlı…..
11 Nisan 2025 Cuma
Memleketten insan manzaraları
Dokunmadan - Nermin Yıldırım.
10 Nisan 2025 Perşembe
Olur öyle
"Hanımefendi size dokunan nedir, niye ağlıyorsunuz?" dedi. Cevap veremedim çünkü hakikaten neydi ben de emin değilim. Belki 3000km ve 20 sene ötesinde bulunduğum ülkede olan bitenler, belki burnumun dibindeki kendi özel hayatım, belki dünkü o zavallı hayvana yapılan işkence, belki de tüm bunlar olup biterken birilerinin keyifle golf oynaması, başkalarının tırnak bakımı yapması... Bilmiyorum bana dokunan neydi.....
9 Nisan 2025 Çarşamba
Aussie
Dün, tam 14 senedir görmediğim bir arkadaşımla buluştum. Avustralya'ya eş zamanlı taşındığımız, iki yıl sonra bizim Avrupa'ya dönme kararı almamızdan sonra da bir daha görüşmediğimiz bir arkadaşımla. Yanında 12 ve 9 yaşında iki çocuğuyla dört günlüğüne şehrime gelince, görüşmek farz oldu. Aslında ilk başta istemedim çünkü bana Avustralya'dan buraya gelişimin aslında büyük hata olduğunu gösterme riski vardı... Bununla yüzleşmek istemiyorum çünkü hayatta aldığım tüm kararların - doğru ya da yanlış - arkasında durmak gibi takıntılı bir huyum var. Ama "buraya gelmek" arkasında dimdik duramadığım bir kararım, biliyorsun.... Öyle ya da böyle, zaten artık çok geç.
Yine de tahmin ettiğim gibi olmadı. Yıllar hem "değiştirmiş" hem de "aynı" bırakmış bizi... Çocukları da çok sevimliydi, güzel vakit geçirdim...
Aussie-land..
Ne kadar geride artık.....
8 Nisan 2025 Salı
Maddiyat
7 Nisan 2025 Pazartesi
Pazartesi Masalı - 15
15. Hafta: İşimiz Allah'a kaldıysa..
Papaz efendi o kadar inançlıydı ki, halkına örnek olmak için, yaşanan sel felaketinde bile kilisesini terk etmemeye, Tanrıdan bir kurtarış beklemeye karar verdi. Cemaatinden birçok kişi onu ikna etmeye, kendileriyle birlikte güvenli bir yere gitmesine yardım etmeye çalışsa da, o Tanrıdan gelecek yardımı beklemeye ve insanları da inançsızlıkla suçlamaya devam etti.
Sonunda da sele kapılıp öldü.
Öbür dünyada meleklerle karşılaştığında da "Tanrı bana neden yardım etmedi?" diye iayan edince, melekler de ona dediler ki, "Tanrı sana üç farklı kişi elçiliğiyle yardım etmeye çalıştı ama sen hiçbirini dinlemedin ki.."
*
Bu sana da şu fıkrayı hatırlatmadı mı? Temel senelerce her gün "Allahım ne olur büyük ikramiye bana çıksın" diye dua ettikten sonra, bir gün ölür, cennete gider ve "Tanrım sana her gün dua ettim, neden ikramiyeyi bana çıkartmadın?" diye hesap sorar. Tanrı da der ki: "Hiç bilet almadın ki be adam!".....
Kıssadan hisse: Bazen kaderin sana bir iyilik yapmasını beklemek değil, kendi kendine harekete geçmek ve işi bitirmek gerekir.... Çözümleri sürekli kendi dışında arama!
Haftanın görevi: Yardım ya da rehberlik beklediğin bir durumu düşün, sonra sana en çok yardımı dokunacağını düşündüğün çözümü bir kağıda yaz. Sonra bu çözümden bilerek vazgeç ve alternatif çözümleri düşün. Bakalım nasıl ışıklar yanacak yolunda..
6 Nisan 2025 Pazar
Öteki Bahçe
Instagram kullanmasam da, bazı güzel fikirler ve projeler, bana (a.k.a. Sağır Sultan) kadar geliyor.
Onlardan biri: Öteki Bahçe.
Farklı ve ayrıksı olmak; bazen göçmen olmaktır, bazen toplumun normları dışında kalmak. Bazen lgbtq+ olmak, bazen sadece sanatçı olmak ya da sadece farklı "düşünmek"... Öteki olmak... Ne güzel ki bu "öteki"leri de gören, seven, koruyan ve "geliştiren, yetiştiren"ler var.... O insanlar iyi ki var, varız <3
5 Nisan 2025 Cumartesi
Universe 25 deneyi
Bu deneyi duydun mu bilmem, bak bu linkte güzel anlatılıyor. Onu oku, sonra gel, aşağıyı oku derim.
Türkiye de dahil olmak üzere, "incel /femcel" kültürü, orijinalindeki "seçim dışı"nın kaldırılıp, "kişisel seçimle" olduğu da kabul edildiğinden beri, dünyada baya hızla yayılmaya başladı. Eskiden, "istediği halde ilişki kuramayan" kişilere acınırdı ya da tercih / huy olarak asosyal ve aseksüel olan bireyler sorunlu görülürdü ama şimdi gençler kendi seçimleriyle de bu şekilde davranabiliyor.
Mesela, Türkiye'de 20'li yaşlarına geldiği halde daha ciddi bir ilişkisi olmamış, ailesiyle yaşayan gençler oldukça fazla ve bu sadece muhafazakar ailelerde değil, bazı modern ve yüksek gelir dağılımındaki ailelerde de görülüyor. Aileden bir kısıtlama olmadığı halde, genç bir ilişki içine girmek istemiyor ya da giremiyor, odasında elinde telefon takılmayı tercih ediyor.. Genelde kendi cinsiyetinden birkaç arkadaşı oluyor ve karşı cinsle flört dışı arkadaşlıkla da çok ilgilenmiyor. Evlilik yaşı da zaten baya arttığı için, aile ve çevreden baskı olmadığı sürece, bu şekilde bir yaşamı tercih edebiliyor. Aile evinden işe gidiyor, ara sıra dışarı çıkıyor, hatta bazıları tinder vs gibi sanal ortamlarda partner de buluyor dönem dönem ama bizim anladığımız anlamda bağlanma içeren romantik ilişkileri ya yürütemiyor ya da hiç o işlere girişmiyor bile..
Bunu "rahatına düşkünlük, aile evinde ekmek elden su gölden, kim evlenir de sorumluluk altına girer" diye basite indirgemek de yanlış bence çünkü sanki gençler arasında yukarıdaki deneydeki gibi bir durum söz konusu.. "Güzeller" denen fareler yani.. Kişisel bakımlarına düşkün, hayatı bazı basit ve temel zevklere indirgemiş ama toplumsal rollerden ve sorumluluklardan kaçınan, kendi içine dönük influencer / influenced ayrımında kutuplaşmış bir topluluk.. Tuhaf değil mi sence de?
Bu şekilde devam edersek Universe 25'ten pek farkımız kalmayacak sanırım.. Bu kötüdür ya da iyidir demiyorum, belki de "yol" bu...... Düşündürücü.
Bir de daha bimbo'lar ve karen'ler var :))) Onları duydun mu?
4 Nisan 2025 Cuma
Ufak çakıllara dair büyük rahatsızlıklar
3 Nisan 2025 Perşembe
Dizi: Ergenlik
Bazıları "binge izleyip aynı günde bitirdim" yazmışlar ama biz ancak 10 günde bitirebildik :)) Elbette ergenlik öncesinde iki evlat sahibi olarak, etkilenmemek, endişelenmemek elde değil. Bu dizi bana System Crasher'i hatırlattı ama o çok daha iyiydi açıkcası.
Fakat asıl, ben kafayı "tek çekim"e taktım! Yahu nasıl olur 1 saatlik bölümler hiç "cut" yapmadan tek seferde tek kamerayla çekilebilmiş!? Bu nasıl bir planlama ve oyunculuktur? Vallahi teknik bakmaktan (hele 2. bölümün sonunda kamera birden havalanıp uçtu ve sonra konup yine kesintisiz devam etti ya!) nasıl yaptılar bunu diye diye, diziye konsantre olamadım..
Bu tür tek sefer çekimler tabii insanı daha bir konunun içine çekiyor.. Genel anlamda çocuk oyuncunun özellikle 3. bölümdeki performansı da çok iyiydi, 1 saat kesintisiz ve doğaçlama rol yapmak, o yaş için bence büyük bir yetenek. Yapılan bir röportajda, çocuk oyuncu "ben aslında çok yorgundum ve esnedim ama karşımdaki oyuncu bana "seni sıkıyor muyum?" diye sorup, bizi sahneyi en baştan çekmek zorunda kalmaktan kurtardı!" diyor :)) Impro yani doğaçlama zaten çok severim, pek hoşuma gitti..
Fakat psikoloğa da, ne bileyim uyuz oldum: dan dan sorular, hiç gerçekçi değildi ama adli psikoloji çok zor bir alan ve çok farklı bir alan. Ben asla yapamazdım.. Öyle oğlan üstüme yürüyecek ve ben sakin kalacağım? Oyyy. Düşünürken bile gerildim. Gerdi beni bu dizi; hem anne, hem psikolog, hem de tek çekim tekniğinin ve kamera arkasındaki dâhinin meraklısı olarak...
2 Nisan 2025 Çarşamba
Bayram da bitti
Bu sene, belki de yaşamımda ilk defa, ailem de dahil, kimsenin bayramını kutlamadım.. İçimden gelmedi çünkü büyük ağırlık var üzerimizde ve böyle bayram olmaz... Başkalarının hakkı yenerken, olmaz. İçimden gelmedi işte.
Tabii kutlayanlara cevap verdim, hatta mutlu oldum beni de hatırladıkları için. Zaten toplamda sanırım 3 kişiydi bunu yapan. İyi ki varlar..
Yani başkaları yaptığında içimi hoşlukla dolduran, mutlu ve müteşekkir kılan bir eylemi, kendim yapamadım, hakkım olarak göremedim. Böyle tuhaf bir ikilem.
Böyle çok ikilemlerim var aslında..... Kendimi ayrıksı hissettiren.
Bayram bittiği için mutluyum, itiraf edeyim, ben bayramları çocukluğumdan beri hiç sevmedim.. Hep bir hüzün duygusu eşlik eder bizim evde bayramlara, nedenini çocukken anlamadığım, huzursuz olduğum, büyüyünce de gayet iyi anlayıp, daha da huzursuz olduğum bir hüzün..
Evet. Bayram iyi ki bitti.
1 Nisan 2025 Salı
Nisaniçka
Marteniçka olur da, Nisaniçka neden olmasın? ;)
Kendimi hayatla oyalıyorum.. Dün gittim renk renk ipler aldım, dedim ki her ay birini yapayım, yanına da bir dilek tutayım, neden olmasın?
Bir de permütasyon kombinasyon sorusu sana; 6 farklı ip, aynı renkler yeniden bir araya gelmeden, beni kaç ay götürür bil bakalım? :)))