20 Nisan 2024 Cumartesi

Söyleyemeyenlerde bugün

Söyleyecek çok söz varken;
“Tuzlu fıstık kaldı mı?” diye soruyorum.
“Git al,” diyor, “mutfaktaki dolapta olacak.”

Kalkıp alıyorum.

..

Of be Barış. Yazdığın kitapların hepsini bitirdim diye üzülürken (bir kitabı henüz okumamış olmanın mutluluğundan bahsediyorum burada, anlıyor musun?), gider ayak, bana bir dostunu hediye etmen! Senin için efendi ve naif bir yazar demeleri boşuna değil..

Behçet Çelik bu dostun ismi. Kallavi bir edebiyatçı ve dostmuş da, ben daha dün, yeni, Kurbağalara İnanıyorum’la tanıyıp merak etmiş de, “Herkes kadar”la keşfetmişim işte şu yukarıdaki satırları. Tam şu anda. Haydi bakalım.. 

Hamiş. Daha da sırada Ayhan var, asıl onu merak ediyorum kaç gündür. Malum derdimiz aynı onunla; varolmak.

Haydi bakalım.

Bir süre kahvaltı artı öğle yemeği, böyle..