Rutin ve Rutin dışı konularda yazmak ve uzun uzun düşünmek bana iyi geldi mi emin değilim, açıkcası bazı yüzleşmekten kaçındığım sorunlarla yüzleştirdi beni. Biraz rahatsız etti, biraz da korkuttu... Belki de amaç buydu.. Bundan iyi bir sonuç çıkarabilecek miyim, sanırım zaman içinde göreceğim; çünkü belki de bu yazılar, artık zamanı gelen bir değişime gebe olduğumu fark ettirdi.... Bakalım......
Dün danışanıma güzel bir metafor kullandım, burada da yazmak istiyorum. Hani bazen koza içinde olduğumuzu ve bir kelebeğe dönüşeceğimizi düşünürüz ya. Hani kelebek olacağız, uçacağız uçacağız...
Ama gerçekte kozadan çıkan kelebek pır pır neşe içinde uçup gitmez, bir süre yerinde sabit ve şaşkın şaşkın kalır. Kanatlarının farkına varması zaman alır, sonra onları temizleme, hazırlama telaşı vardır. Yazık çok savunmasız ve acemi görünür ve düşmanları için de kolay bir av olur bazen.. Ama başarabilirse bu "geçiş dönemi"nden yeterli sabır ile geçmeyi, sonunda uçar gider..
İşte biz bu geçiş dönemini bazen unutuyoruz. Rutin diyoruz bir de rutin dışı, halbuki bir de ikisi arasında bir dönem vardır: farkındalık ve sabır ile gelişen hazırlık dönemi.... İşte o dönem çok kıymetli bence..... Kendine uçmak için yüklenme ama hâlâ bir tırtılmışsın gibi geçmişe de takılma.. Acele etme.. Sabırlı ve gözlemci ol.. En önemlisi de; uçacağına henüz inanmasan bile, uçuş hazırlığını da sakın ihmal etme....
Öyle işte...
Foto. Bu yılın son denizi. Aslında yola çıkmıştık ama ben arabayı durdurup 2dk yüzüp gelicem diyip çıktım, koşa koşa atladım denize.. Veda ettim kulaç kulaç Ege'me... Ne iyi geldi bu rutin dışı an bana ah bir bilsen........ Biliyorsundur ki sen! :)






































