18 Ekim 2024 Cuma

Kırmızı - 5

Bugünlerde sokaklar kırmızıya boyalı..

Bu şehirde sokaklara edebiyat ve müzikten isimler veriliyor, bunu seviyorum. Ama daha çok sevdiğim, bir zamanlar Beyoğlu'ndaki sokak isimleri.. Bilmiyorum hâlâ aynı mıdır, Beyoğlu'na gitmeyeli tam 16 sene oldu! Yolu düşen olursa, benim için Sormagir Sokak ile Pürtelaş Sokağını bulursa, ne güzel olur........

Meraklısına. Beyoğlu ve çevresindeki tuhaf isimli sokaklar için buraya tıktık. "Bu isimleri nereden buldular?" sorusunun cevabını ise şöyle tahayyül ediyorum. Ahmet Efendi; 1960 yıllarında, ortayaşlı, bezgin bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi memurudur ve bir gün amiri ondan Beyoğlu ve çevresindeki sokakları tasnif etmesini ister. Ahmet Efendi de uzun siyah paltosu, tel çerçeveli gözlükleri ve dökülmüş saçlarını gizlemek için taktığı fötr şapkası eşliğinde yola koyulur. Fakat bu bezgin halinin gerisinde, aslında yazar olmak isteyen bir katibin, biraz sisteme küskün, biraz hayata dargın haleti ruhiyesi gizlidir ve Ahmet Efendi özünde esprili bir insandır.. Aklına güzel bir fikir gelir; sistemle dalga geçmek ve bürokrasiye dil çıkarmak ister. Her bir sokağı, o sokakta karşısına çıkan insanlardan feyz alarak, tek tek tasnif eder ve en baştan adlandırır devlet evrakında bu sokakları. Bilir ki; nasılsa devlet içinden kimse bu evrağı bir on onbeş sene kontrol etmeyecektir. Tahmini tutar, 1990’larda tabelalar yenilenene dek kimse bu sokaklara ait evrağı kontrol etmez. Edildiğinde ise artık çok geçtir; tabelalar basılmış, hazırlanmış ve asılmıştır ve yetkili hiç kimse de en baştan tabela bastırmanın maddi yükünü İBB’nin karşılayamayacağıno bilir. İşte bu sokaklar Ahmet Efendi’nin 35 senelik memuriyet hayatında vatandaşlar adına devlet babaya taktığı en güzel kazıktır :))

Budur işte; "çatık kaş sokağı", "merkep bağırtan sokağı", "gece kuşu sokağı" ve nicelerinin hikayesi ;) 

Olamaz mı, olabilir?