Önbilgi. Bu seriye neden başladığımı ve nasıl yazdığımı şurada anlattım.
.
6. Hafta: Hayatın tuzları
Sürekli mızmızlanan, hiçbir şeyi beğenmeyen çırağını bir paket tuzu ikiye bölerek önce bir bardak suya, daha donra da göle eşit olarak katıp, karıştırıp, içiren ustanın hikayesini okuduk / dinledik bugün.
Öykünün anlamı şuydu; hayat hepimize tuzlar yani çekecek dertler verir. Dertlerini seçemezsin ve dertler sadece senin değil, herkesin başına gelir. Dertlerden kaçamazsın, onlardan kaçınmak, örneğin işini, eşini ya da yaşadığın yeri değiştirmek de bir işe yaramaz. Kaçtığın ve kaçındığın her ders, onun sana ne öğretmeye çalıştığını görene dek yeniden karşına çıkar.
Hayatın getirdiği koşullara verdiğimiz tepkiler, psikolojik dayanıklılığımızla da ilgilidir. Dayanıklılığımızı geliştirmek için, henüz yeni dertler ortada değilken, yani o “soluklanma anlarında”, eski zorluklarla başa çıkarken en sık başvurduğumuz ve işe yara(ma)yan üç yolu kendimize hatırlatarak başlayabiliriz.
Meselâ benim dertlerle karşılaştığımda en işe yaramayan ama kişiliğimden gelen mekanizmam: hemen kendimi sorumlu görüp suçlamak ve donup kalmak. Donup kalmamayı da önce bedenimi aktifleştirerek, mesela yürüyüşe çıkarak, evden çıkamıyorsam da evde biraz hareket ederek (yoga, leslie ile yürüyüş vs) aşabiliyorum. Diğer yanlış mekanizmam çikolataya saldırmak (1 kutu nutellayı kaşıklamak). Onun yerine de “yiyebildiğin kadar kuru meyve” dedim mesela, bir noktada böğk geliyor duruyorum. Ya da “şimdi ne gereği var arayıp onu da darlamanın” diye düşünmek yerine, modumu en çok yükselten 3 arkadaşımı belirledim, dönüşümlü olarak (fazla darlamadan) arıyorum ve gerçekten keyfim geri geliyor! Peki sen? Sen nasıl dönüştürüyorsun yanlış mekanizmalarını?
Haftanın ödevi: Su meditasyonu. Deniz / nehir kıyısına git ve her bir dalgaya nefesini ayarla, nefes aldıkça içinin tertemiz bir suyla yıkandığını, verdikçe tüm dertlerin yavaş yavaş içinden akıp gittiğini hayal et. Bu meditasyonun sonunda da 1 bardak su iç ve o suyun sana temiz bir enerji verdiğini düşünerek güne devam et.