31 Ağustos 2025 Pazar

Dedi ki

Ohoooo sen hayatını referanduma açmışsın. Herkese fikrini sormuşsun. Herkes ne der ne ister dersen, mutlu olamazsın. Dedi.

Böyle böğrüme taş gibi oturdu. Doğruluğu.

Nasıl ama; onları da, kendimi de mutlu edebilmenin yolu yok mu bu hayatta?

Garajın yola çıkışındaki ışık;
ters derler ama, aslında düz, bence..

30 Ağustos 2025 Cumartesi

Görmek hissi üzerine

Fotoğraf perşembe gecesinden. 

İnceciiiik bir de yeninay vardı ama telefonumun kamerası mümkün değil, görmedi. Zaten çektiğimiz hiçbir fotoğraf, çıplak gözle gördüklerimizi gösteremiyor.. Günün birinde eminim teknoloji bunu da başaracak ama içinde bulunduğumuz bu yukarıdaki gibi anlar, zaten sadece gözün algıladığından da ibaret değil; işin içine tene vuran tuzlu ve ılık rüzgâr, burna gelen kekremsi iğde ve ılgın kokusu, kulakları dolduran dalga sesi ve en önemlisi de o ânı özel yapan duygular bütünü…

Yıllarca bu kocaman terasın bu minicik köşesinde ananemle oturup denizi izledik, tatlı tatlı sohbet ettik, birlikte sustuk.. 

Şimdi bugün, tam 12 senedir, ben, tek başıma susuyorum…

Evet dostlarla oturup sohbetler etmek de çok güzel, ama şu ânın yalnızlığı, hüznü, şükrü, bambaşka…

Huzur içinde uyu ananem…….

Aynı köşenin, bu sabah gündoğmadan 
dakikalar önceki hâli..

29 Ağustos 2025 Cuma

Rutin dışı - 3

Pek siyah çay, kahve, kola seven bir insan değilim. Dost hatırına severmiş gibi yapsam da, aslında bünyem kaldırmıyor kafein ve tenini.. Fena çarpıntı, hiperaktif hâl ve gecesine de uykusuzluk yapıyor.

Fakat bugün, kahvaltıdan sonra canım çekti acı acı. Sağıma soluma sordum, isteyen olmayınca, vaz geçeyim, ne gereği var şimdi diyecekkeeeeen, hüoop dedim, rutin-dışı’nın anlamı ne o zaman?!

Tek kişilik sade kahvemi güzelce yaptım, içiyorum bak.

Ananemle vefatından önceki gün telefonda konuşurken “haydi çık gel kahveye” demişti bana…. Onun ruhuna da olsun bu kahve-altı keyfim..

Bu arada. Rutin Dışı yazarlarının tamamını sevgili Kum Çocuk bu linkte toplamış, çok pratik olmuş, eline sağlık.

28 Ağustos 2025 Perşembe

Üzerine sabah güneşi vuran perdeler üzerine

Birazdan yeni bir güne kalkacağım. 

Vücudumu yokluyorum. Almanya’nın aksine, tek bir ağrı yok! Bu nasıl olabilir? Almanya’da heryerim sızım sızım sızlayarak uyanıyorum bir buçuk senedir ve sanki bir teknenin güvertesinde uyumuşum gibi bir katılık içinde… Oysa Türkiye’de yumuşacık, sıcacık ve en önemlisi ağrısız başlıyor günüm! Bu nasıl olur???

Güneş; bu kadar mı etkilisin üzerimde?

Sadece güneş değil ama, üzerine günışığı vuran bu perdelerle de ilişkili olmalı.. Bir tür güven, yumuşaklık hissi, okşarmışçasına, sarılıp sarmalanmışlık, kuşatılmışlık..

Bunu düşünmeli…..

27 Ağustos 2025 Çarşamba

Sevdiğim rutinler - 1

İlle bir ayrıksılık yapacaksın C.! 

Ama ne yapayım, arkadaşların yorumlarımda ben aslında rutini severim’i okuyunca üstüste, tamam ilk yazıda rutine gömülmüş yaşamımdan sıkıldığımı söylemiş olsam da, aslında bazı rutinlerimi ben de seviyorum elbette.. Onlara da haksızlık olmasın şimdi, hem Nietzsche ne der: kendiyle en çok çelişen, en bilgedir! ;)

O nedenle sevdiğim rutinleri de yazmak, hatırlamak, müteşekkir olmak istedim.

İlk aklıma gelen bu:

Ne bu :P

Bu benim 26 Ağustos 2025 versiyonuyla “ideal ev”im.. Çocukluğumdan beri sıkıldıkça kuşbakışı ev planları çizmeye bayılırım ben. Benden başka da yapan görmedim, yani elbette mimarlar ve tasarımcılar plan yapıyor ama bu şekilde berbat, karman çorman, orantısız, amatör işi ve amacı tamamen hayâl kurarak vakit öldürmek olan işler yapan kimseyi görmedim - kesin sen yapıyorsundur ama seni de görmediğim için bilmiyorum derim ki :)) 

Fakat, yazıp çizmeyi bildim bileli, yani 5-6 yaşlarımdan beri, eğer yazmıyorsam, elimdeki kağıtlara mutlaka böyle hayâl planlar çizerim ben.. Yazmak bazen hoşaf eder posamı bırakır ama bu planlar bana her zaman enerji, mutluluk ve rahatlama verir..

Böyle de tuhaf biriyim :) Sosyal intihar oldu sanırım :P

Daha tuhafı eşim de benzer şekilde uçak ve gemi tasarlarmış çocukken (büyüyünce geçmiş onunkisi) ve kızımla oğlum da benden görmedikleri halde, bazen kağıtlara böyle evler çiziyorlar (genetik midir nedir?) Hayatımdaki tatlı bir rutin işte… Haydi diğerlerini de bul C.!

26 Ağustos 2025 Salı

Rutin dışı - 2

Tam şu an :)


Hep bloğa yazıyorum ya… Bu sefer kendi kendime, sessiz, sakin. 

Yıllarca bu tahta kamelyada oturup, sayısız mektup yazdım dostlara, yaz tatilinin bizi ayırdığı okul arkadaşlarıma, hiç görmediğim İsveç’teki (hattâ baksana 47 yaşımda hâlâ da görmediğim! Nedeni: kışın gitsem aşırı karanlık ve soğuk, yazın ise mis gibi denizi ve akdeniz iklimini bırakıp kuzeye gidilir mi yahu?) mektup arkadaşım Monica’ya, Brezilya’daki Marcello’ya, Fransa’daki Beatrice’e, dönem dönem değişen sevgililere, birkaç gençlik dergisine, bir defasında öfke ve hayâl kırıklığıyla ananeme - ama (neyse ki) sonra yırtıp attığım… 

Sonra araya rutin hayat girdi ve bu mektup yazdığım insanların hiçbiri artık hayatımda değil.. Bir yaz sırf bana İkinci Yeni’yi sevdirmeye çalıştığı için 40! mektup yazan Cenk bile… O bile hayatımda değil yahu, bu nasıl ve neden böyle oldu?

Bu üzüyor beni..

Bugün hepsi için oturdum, kendime bir mektup yazmak istiyorum. Tam şu an, tam burada. Bir gün kendimden de vazgeçmemek umuduyla..

Haydi bakalım..

25 Ağustos 2025 Pazartesi

Rutin dışı - 1

Yaşasın Neslihan ve tüm katılan dostlar.

Rutin, benim göbek adım. Maalesef. Eskiden böyle değildim, yavaş yavaş ısınan suda fark etmeden haşlanan kurbağa misali, fark etmeden bu hale geldim. Bazen artık çok geç kalmışım, o kaynayan sudan asla çıkamayacakmışım gibi hissediyorum.

Bazense…. bu deniz.


Bugün, bir sene aradan sonra (bknz. Akdenizi denizden saymayanlar) denizime kavuştum. 

Bir zamanlar burada, bitmek bilmeyen 3 aylık rutin yaz tatillerinde ölesiye sıkılırken, şimdi senede bir, bilemedin iki haftalık rutin dışı yaz molalarında ölesiye huzurla doluyorum. Rutinin anlamı nasıl da değişebiliyormuş..

Ah sevgili 15 yaşım; “hayatımın en mutlu ânıymış.. bilmiyordum. Bilseydim bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi?” - Masumiyet Müzesi. Orhan Pamuk.

24 Ağustos 2025 Pazar

Güle Güle Nurtenli

Nurten teyze; Karaburun’da ananemden yadigâr, artık hayatta kalan önü topu üç ya da dört teyzeden biriydi. Bu sabah o da gitmiş.. Öğlende toprağa vermişler. Yetişemedim.. 

Akrabası değildim, yetişmesi gereken biri değildim ama ne bileyim ya, keşke yetişebilseydim… Böyle böyle çocukluğum da tükendi gitti bitti işte. 

Geriye kala kala Edip Cansever’den bir dize kaldı: “Beni bir sardunya büyüttü belki”.

Mekanı cennet olsun, emeği çoktur üzerimde. Anlatmıştım daha önce burada, okumak istersen..

Yeri gelmişken itiraf edeyim; müslüman cenazelerini kaldırmadaki bu hızı, bu aceleyi anlamıyorum…..

23 Ağustos 2025 Cumartesi

Dedi ki

“İnsanın çocukluk arkadaşları bir başka oluyor” dedi ayrılırken. 12 sene olmuş görüşmeyeli. Bana kalda 20 olurdu ya, onun araması sormasıyla yıllara meydan okuyan bu dostluk, kurur giderdi de.. Bana kalsa.. Ben başaramıyorum çünkü başladığım bir şeyleri sürdürmeyi..

7 saat nasıl geçti bilememişiz; ayrılık saati gelince, sarılıştık, hüzünlendik, gözlerimiz doldu.. Ben ister istemez şunu düşündüm: “Zamanında sokakta oynarken üstüne salça sürülmüş bir ekmeği paylaşmışlık var da, ondan….”

“saf bir sevgi ve hafiflik duygusu….”

22 Ağustos 2025 Cuma

Hayat bazen

Buzluktaki dondurma kutusundan donmuş köfte değil de gerçekten dondurma çıktığında yaşanan beklenmedik mutluluktur………

Beklentileri inadına düşürmemek, umudunu inadına yitirmemek.. :)

Öyle güzel bir Ağustos gecesi ki; sıcak bir rüzgar, uyku böcekleri, 28 derece ısı. Daha güzeli olamazdı..

A. Ş. ve gıyabında da S.’ciğime, bugün için teşekkürlerimle…..

21 Ağustos 2025 Perşembe

Royal Kingdom

Biliyor musun, analistim bana “oyun oynama’ görevi verdi. Çünkü hayatın eğlenceli bir şey olduğunu kendime yeniden anlatmam, göstermem, inandırmam gerekiyor….muş.

Royal Kingdom oynuyor musun? İstersen gel bizim takıma :) Birbirimize birşeyler yollarız, seviniriz, güler eğleniriz falan. 

:)



19 Ağustos 2025 Salı

Tatil kitabı

Sen de yapar mısın? Hazzı ertelemek.. Çok seveceğini tahmin ettiğin bir şeye kavuşmayı bile isteye uzatmak. Kedi köpeklerde de basiti var, çok sevdikleri bir yiyecek verildiğinde “yeme de yanında yat” yaparlar bir süre, yiyecekle oynarlar, ta ki artık dayanamayıp bir lokmada mideye inderene dek..

Aşkla ilgili bir yanı mutlaka var bu davranışın.

Ben en çok kitaplarda yaparım. Misal çok merak ettiğim bir kitabı, saklarım, hemen okuyamam. Doğru zamanın gelmesini beklerim. Ortam hazırlarım :)) Alacağım hazzı bekleterek maksimuma çıkarmaya çalışırım…Tabii bazen hayal kırıklığı da olur, olmaz değil. Ama oyunun doğası bu….

Bugün benim için tatilin ilk günü. Tatil Kitabı’nın ilk sayfasını açtım bakalım, göster kendini Münevver Kız!

18 Ağustos 2025 Pazartesi

Pazartesi Masalı - 34

34: Gerçek zenginlik

İsmi lazım değil, başımızdaki bir yönetici oğlunu da alıp İstanbul’un yedi tepesinden birine çıkmış ve demiş ki: “Bak oğlum, buralar heeeep bizim”. Oğlan da babasına dönmüş “ah babacığım ne güzel cevr cumburlop etmişiz, ne zenginiz, ormanlık alan bırakmamış, heryeri betona dönüştürmüş, altı şeritli yollarla denizi bile doldurmuşuz, ay çok “aşırı” mutluyum yahu” demiş.

Ertesi gün, C. ve oğlu Bursa’nın yüce dağının eteğinde benzer yemyeşil son alana doğru bakarlarken, anne oğluna demiş ki: “Bak oğlum doya doya bak, bu doğa, bu ötüşen kuşlar, bu masmavi gök altında yaşama şansına sahibiz, bütün bunlar seyretmemiz ve tafını çıkarabilmemiz için bizim. Kalbin güzelliği görebildiği müddetçe dünyadaki en zengin adam olursun.”

Kıssadan Hisse:

Gerçek zenginlik daha çok mala sahip olmak değil, daha azına ihtiyaç duymaktır.

Haftanın görevi:

Düşün bakalım: Hayatının sadeleştirebileceğin tarafları neler? Seni ne zengin hissettirir ve hayatını bolluk içinde yaşadığını düşünmeni sağlar?

Çili biberli dudak parlatıcı
💄Nedennn ?!? :)))

17 Ağustos 2025 Pazar

Balkon

Onu bunu boşver de, balkonunda çiçek var mı, onu de bana a güzel kardeşim......

;)


Demin Geber Anne'yi (Sezgin Kaymaz) bitirdim. Bir süredir çok çok yorgunum ve üstüne de bu kitabı okuyunca, anne olmak'lar, geber!meler, ölmeler falan, kendi içimde ve yazılarımda didişip durduğum konular haline geldi. Bursa'ya gelince, umarım biter bu didişmeler, en azından bir süreliğine... Biraz dinlenmeye çok ihtiyacım var.... 

Ve şunu düşünmeye: "Kader Allah'ın bilgisidir. Sen onun bildiğini yaparsın. Allah'ın şer işi yok, Allah'ın her işi hayır..."

16 Ağustos 2025 Cumartesi

Muffin

Bugün çoooook uzun yıllar sonra, bir muffin'in "tepesini" tek başıma, kendim yiyebildim. Muffin-top bilirsin, bir muffin'in en kıymetli yeridir ve ben nedense yıllardır bu "kıymetlim"le başbaşa kalamamıştım.

Hakikaten ne güzeldi yahu.. Bir sürü vişne, yumuşacık, serin serin...

Anne olalı bana çok tuhaf bir şey oldu, eskiler buna "boğazımdan geçmiyor" derlerdi, çok saçma bulur, dalga geçerdim ama resmen doğruymuş. Çocukların sevdiği birşeyi sırf kendim için alıp yiyemiyorum.. Haydi bu belki bildiğin bir duygudur da.. peki tavşanlar seviyor diye maydonoz ve ahududu yiyememek, köpek seviyor diye camembert peynir yiyememek? 

Psikolojik yeme bozukluğuna doğru gidiyoruz bakalım......... hayırlısı.

Muffin'i nasıl yedin dersen, çocuklar bugün ev dışındalar ve sabah alınan muffin yarına kaskatı olur, tazecikken değerlendirmek lazım geldi :P Hem benim dışımda kimsenin varolduğunu bilmediği bir muffin, gerçekte varolmuş sayılır mı? ;))

15 Ağustos 2025 Cuma

Kendine ait bir oda

Kayda değer ne oldu bugün dersen.... Çocuk gibi ağlaya ağlaya yeter artık ya gelmeyin bu kadar üstüme diye, odama kaçtım. Sonra odamda "ulan kendime ait bir odam bile yok" diye bir posta da buna üzüldüm, sonra "evin genelini bu kadar sahiplenmem bundan belki de.." diye düşünüp şaşırdım bu buluntuma.. 

Bir odam olsa, belki rahat bırakacağım bu sahiplenme canavarını.. Ama Almanya standartlarında 110mt2lik ve 3 oda bir salonluk bu ev "aşırı büyük" kategorisine giriyor ve aslında 1 odacık daha olsaydı hayatımda ne çok şey değişecekti diye düşünmek de bildiğin kapris, doyumsuzluk, şükürsüzlük oluyor.. Sonuçta bir odada tüm bir aile yaşamak zorunda olanlar var, ona bile sahip olamayan, evsiz kalmış insanlar var... O nedenle haşa dile getirmiyorum ama, ama işte, kaleme getirebilir miyim sevgili Tanrım? 

Sayılmaz de lütfen.

14 Ağustos 2025 Perşembe

Esneklik

Online pilates yapıyoruz. Amacımız daha esnek insanlar olabilmek. 

Ders 18'de başlıyor. Danışanımdan çıkıp, hızla browser'ı açtım, 18.01'de pilates'e girmeye çalıştım. Kapı duvar. 18.01 yahu... İnsanın 1 dakika bile esnekliği yoksa, verdiği pilates dersinden ne hayır gelir? 

Vücuden esnek olmak mı, kafaca esnek olmak mı dersin.....?

Bitse de gitsem.....

Bugün daha yataktan bile kalkmadan, şunu düşündün: "bitse de gitsem......."

Akşama dek koşturdun, gün biteyazarken şunu düşünüyorsun: "bitse de gitsem........."

İnşallah reenkarnasyon yoktur sevgili C., yoksa sıçtın.

Image by Sabine Löwer from Pixabay

13 Ağustos 2025 Çarşamba

Kapı hakkı ne verirsin?

Ahmet Hamdi Tanpınar, "Huzur" romanında bir yerde şuna yakın bir söz eder: "Aç Kapıyı Bezirgân Başı oyununun türküsü devam etmeli....."

Üstad haklı. Çünkü bu türkü de unutulursa, geriye ne kalır, emin değilim......

Burada dursun. Çocukken çok oynardım, çocuklarımla da çok oynadım (hatta bir defasında annem, babam, teyzem, eşim, çocuklar birlikte oynadık) arada sırada aklıma eser evde bu türkü dilime de dolaşır, yani sevgili üstadım, ben elimden geleni, üstüme düşeni yaptım diyebiliriz.....

Hamiş. Bugünlerde yazılar aksıyor, saatler birbirine giriyor, nedeni, çocuklarım 1 Ağustos'ta yaz tatiline girdiler.. Anlayışına sığınıyorum :) Ama dediğim gibi; türkü devam etmeli.......

12 Ağustos 2025 Salı

Banff 2025

Dün gece açıkhavada yıldızlar altında BANFF Dağ Festivali filmlerini izledik. Akşam 19-20 arası parktaki ufak anfitiyatroda piknik örtülerimizi yere serdik, benim evde hazırladığım sandviçler ve meyveleri mideye indirdik, yavaş yavaş inen geceyi izleyerek film saatinin gelmesini bekledik, sonra 21-24 arası bu senenin en iyi beş kısa filmi, kurulan dev ekranda arka arkaya gösterildi.

Kaya tırmanışçısı ADHD’li kızın kayadan düşüşü sonrası yaşadıkları, iki kafadarın Avusturya’dan çıkıp trenle ülke ülke dağları geçip Kayseri’ye Hasan Dağı’na ulaşmaları, muhteşem çekimlerle bisiklet akrobasisi, aynı yaz 3 maraton yarışını kazanan kadın ve son olarak da eko-çiftlik işleten kayakçı adam; hepsi çok ilginçti.

Şunu düşündürdü; obsesif olmadan, olmuyor….

11 Ağustos 2025 Pazartesi

Me-Time


Kızıl ışığın altına yatmış, belimi kütürdetmekte olan terapiste şöyle diyorum: “Bu benim “me-time”ım…”Kadın “ah yazık ama sizeeeeee, böyle acılı me-time mı olur?” diyor cevaben.. 

Olur vallahi olur….. Başka türlüsünün olabileceğini düşünemiyorum bile, o kadar uzak bir olasılık, şu hayat dönemimde.

Fizyoterapiden çıkıp üst kattaki psikanalize gidiyorum, bunu terapiste anlatınca, bu sefer onun cevabı: “Bu kadar yükü sırtlanırsa insan, neden bel ağrısı çekiyorum dememeli” diyor.

Vallahi durum bu. Batı cephesinde başka da bir numara yok sayın izleyiciler, dağılabiliriz….

10 Ağustos 2025 Pazar

Anne olmaya hazır olmak

Danışanım, aslında çocuk isteyip istemediğinden pek emin değil. Fakat son bir senedir erkek arkadaşının bebek konusunu açıp durmasına istinaden, aklı da daha fazla karışıp duruyor.

Geçen seansta unutamayacağım bir söz etti. "Ben aslında.." dedi, "baba olmaya çok hazırım. Ondan hiç şüphem yok da... Anne olmaya hazır değilim....."

:))) Dahice.

Pixabay link

8 Ağustos 2025 Cuma

Çakı ehliyeti

Babam uzun uzun güldü. Senin iki numara torun çakı kullanma ehliyeti alıyor, dediğimde. 

Bisiklet ehliyeti ve dolma kalemle yazma ehliyeti sonrası, bugün de çakı ehliyeti alındı, dediğimde daha da fazla güldü. Dolma kalem ehliyeti nedir? diye sordu, burada 2. sınıftan itibaren dolma kalem kullanma zorunluluğu var dediğimde, iyice güldü..

Eğlenceli ülke vesselam. 

Kendileri eğlence olarak değil baya ciddiye alarak yaptıkları için, dışardan izlemesi daha da eğlenceli oluyor.. 

İmza. Sınav komisyonu :))))

Hamiş. 3 saat araba kullandım oğlanı şehrin öbür ucuna götür geri dön kızı başka yere bırak, git oğlanı geri al, kızı geri al derken.. Canım çıktı. İstanbul’da evlat uğruna bunu her gün yapmak zorunda olan dostlara sarılıyorum….

7 Ağustos 2025 Perşembe

Fotoğrafın ardındaki gerçekler

“Kızımla kahve içiyoruz” diye Instagrama konan fotoğraflar var ya.. Şu an öyle bir andayız ama tek farkı ben çaktırmadan benimkine kahve likörü de ekledim. M.inki ise kahvesiz ve likörsüz, çikolatalı süt ama şeytan diyor ona da koy da bir rahatlasın çocuk..

🤣🤣🤣 

Tatilin 3. Günü durum buysa, korkarım okul açılana dek alkolik olurum ben……

Katil olmaktan iyidir.

6 Ağustos 2025 Çarşamba

Elma ağacı

Çocukken çizdiğimiz resmi hatırlar mısın?

Üçgen çatılı bahçeli ev, tahta bahçe çitleri, bir elma ağacı ki üstü kırmızı kocaman elmalarla dolu.. Hatırladın değil mi?

Büyüyünce çok düşündüm; Türkiye’de böyle ev mi var da biz hepimiz bir örnek bu resmi çizer dururduk? Hayır.. E peki nereden öğrendik biz bu resmi bir toplumsal histeri gibi çizmeyi???


İşte o üçgen ev, tahta çit, elma ağacı, elmalar.. Bugün çektim bu fotoğrafları, sabah yürürken.. :) En azından bir yerde varolduklarını bil istedim..

5 Ağustos 2025 Salı

Öğreten, had bildiren kadın ve adamların ülkesi

Demin saçma sapan bir gerginliğe şahit oldum. Almanya'da çok olan türde.

Marketteki kasada yeni, ergen bir kız çalışmaya başladı. Çinli göçmen bir kız. Haliyle Almancası eh işte, gençliğinden ötürü biraz dikkatsiz de. Kadının biri 9 tane tereyağ almış (arkamdaki adam da 24 tane litrelik süt almıştı, yeni bir pandemi falan var da ben mi bilmiyorum?). Kız dikkatsizlikle 1 yazmış. Bir sürü sıra var, kadın geldi "9 değil 1 yazmışsın" diye kıza çemkiriyor. 

Önce dersin ki a ne kadar dürüst kadın, işte Almanya bu şekilde.. falan filan. Fakat bir süre burada yaşadıktan sonra, olayın bir de şu yönü olduğunu fark ediyorsun: "sen, bunu bilmiyorsun beceremiyorsun, ben sana öğreteceğim". Bu had bildirmedir, büyük bir kibirdir. Çünkü onca sıra varken ve kızın acemiliği gün gibi ortadayken, asık bir suratla, oooof yanlış diye homurdanarak gelmezsin iyi niyetliysen. Kenarda beklersin, sıra sakinleşir, kıza yavaşça dersin, çünkü bilirsin, kasayı geri açması için üstü gelecek, üstü bu hatayı not edecek, büyük ihtimal kız ekstra azar yiyecek.... 

İşte "cehenneme giden yol iyi niyet taşlarından kurulmuştur" sözüne bir örnek sabah sabah ve sinirimi de bozdu açıkcası. Kıza gülümsedim, "sakin ol, acele etme, bu saatte buradakilerin hiçbirinin acelesi yok" dedim ve işi bitince de teşekkür ettim. Gözleri dolu dolu yazık......... 

Ne saçmalık.

dünden.... yine "aptallar" için, açıklamalar

4 Ağustos 2025 Pazartesi

Unutmak, hatırlamak

“İnsan beyni ne acaip bir mekanizma. Acıyı, unutmanın kabuğuyla çevreliyor, korumaya alıyor seni. Sonra belli bir yaşa gelince, gerçeği biri hatırlatıyor sana.” - Defne Suman, Kahvaltı Masası.

Ne tuhaf.. Çocuklarıma mesleğim sorulduğunda, hangisi hatırlayamıyorum ama biri “Annem insanlara mutlu olmayı öğretiyor” demişti. Şimdi bu akşam bu yukarıdaki cümleyi okuyunca, aslında biraz da insanlara unuttukları acılarını hatırlatmak benim mesleğim diye düşündüm…

Ne tuhaf meslek.

3 Ağustos 2025 Pazar

Küçük Beyaz Taşlar..

Ben bi'şi yaptım....

Yani başlayalı bir zaman oldu da. Gitmiyor sanmıştım. 

Gidiyor sanırım, gidecek..

İlgilenirsen diye linki buraya ekliyorum. Seversen, takip edersin artık.

2 Ağustos 2025 Cumartesi

Ferahlık - 2

Yine yağmurlu, serin, evde ve plansız geçen bir gün..

Saatlerce izleyebilirim sanırım...... belki sen de seversin.

1 Ağustos 2025 Cuma

Ferahlık

Ferahlık için ekliyorum.. Tam şu an.

Zira sen oralarda yanarken, ben buralarda tek başıma keyfini tam süremiyorum..