10 Haziran 2022 Cuma

Canola bankı

Tahta bankların mutlaka hikâyesi oluyor. Olmalı yani. Mutlaka vardır her birinin nev-i şahsına münhasır bir anısı, hatırası, hikâyesi.. 

Tahta banklarım var. Üçgen çatılı evlerim, tahta panjurlarım ya da önüme çıkıp duran kalpler gibi, bir de tahta bankların koleksiyonu var zihnimde; tarihe, mevsime, tahtanın tonuna ya da hattâ dokusuna dek arşivlenmiş halde hem de.. Bu tip ayrıntılar içimde öyle çok yer tutuyor ki, asıl hatırlanması gereken şeylere sıra gelince sürekli dalgın ve unutkanım! 

Pişman değilim ki..

Bugünün bankı buydu:


Her şey çok güzeldi çünkü sıradan, sakin, hiçbir özelliği olmayan bir andı sadece.. Binlercesi gibi. Üstelik yalnız. 

Ama es geçmedim. Zihnime arşivledim. Ne işe yarayacak bilmiyorum, gizli gizli şunu umuyorum belki de; yaşlandığımda ve bunadığımda ve yaşamıma dair hiçbir şey kalmadığında aklımda, bu görüntüler sıra sıra geçse meselâ, eski bilgisayarlarda olan screen-saver’lar misali.. Üçgen çatılı evler, rengârenk tahta panjurlar, ordan burdan çıkan kalpler, tahta banklar..