10 Ocak 2025 Cuma

Hell, yes! diyemiyorsan.. Hayır! dır.

İki gün önce Aylin Balboa’nın ağaç evini gördüğümden beri, iki ay önce reddettiğimiz, bahçesinde bir ağaç evi olan ev konusunda pişmanlıklar duyuyorum.. Halbuki reddederken eşime “söz, geri dönüp pişman olmayacağım bu karardan” demiştim.. 

Ama 700 metrekarelik bahçesinde bir ağaç evi olan bir eve taşınmayı reddetmiş olduğum gerçeği, Aylin Balboa’nin güzelim ağaç evini görüp imrenmemle, yüzüme bir tokat gibi çarptı ve bu öğlen ortası karanlığında lamba yakmak zorunda kaldığım çalışma odamda beni “hassss.. çok yanlış bir karar verdim!” ayarına getirdi. 

Ve. Ama. Sonra aklıma şu geldi: 

Hayatımdaki “doğru karar”ların istisnasız tamamında hissettiğim “hell yes!” ya da Türkçesi “kesinlikle evet!” geldi ve bir güneş gibi doğdu içime. Ve dedim ki: “kesinlikle evet!” diyemememin bir anlamı vardır mutlaka. Hayır, bazen de en hayır(lı) olandır.. 

Hem Balboa yaptıysa, ben neden yapamayayım? Sadece az sabır, zamanı gelecek.. İnşallah hızlı gelir!

Hamiş. İnşallah dersen, gönülden, düşünsene seninle içeceğimiz çayları o evde! “Çayı koy, geliyorum” diyeceksin sen, ben de “yanına üzümlü kurabiye getir” diyeceğim. Oturup saatlerce ağaç evimde, ne güzel sohbetler edeceğiz değil mi? Evet!