Geçen gün bahçemdeki ilk çiğdem tomurcuğunu görünce içim çiçeklenmişti ama dün akşam babam çok güzel bir hikaye anlatınca, bugünü yeniden çiğdeme ayırmaya karar verdim.
Bu yazımı sevgili Makbule Öğretmenimize adıyorum çünkü… iyi ki var işte!
Anadolu’da bir gelenek varmış. Yılın ilk çiğdemleri kar altından çıkmaya başlar başlamaz, köyün tüm çocukları bir araya gelir, çiğdemleri toplar, minik buketler yapar ve köyü kapı kapı dolaşırlarmış.
“Çiğdem çiğdem çiçecik, emmim oğlu göçecik, yağ verenin oğlu olsun, bulgur verenin kızı” diye bir mâni söyler ve her evden çeşitli erzak toplar, köy ortasında kocaman bir kazan içinde kocaman bir pilav yaparlarmış ve birlikte baharın gelişini şenliklerle kutlarlarmış.
Bir sene bir köyde denk gelmeyi hem ne çok isterdim….!
Foto. Geçen yıllardan, daha böyle buketlere zaman var ama işte sabırsızlandım ;)