30 Ağustos 2024 Cuma

11 sene geçmemiş gibi

Saat 6.51. Birazdan kalkacağım. Elimi yüzümü yıkayıp, duşumu alıp, güzel elbisemi giyip, beyaz tülbentimi ve yasin’imi alıp, sanki 11 sene geçmemiş gibi, sanki herşey normalmiş gibi, sanki sabah kahvesine gidiyormuş gibi, mezarına gideceğim.

Tüm bu olan biten doğalmış gibi davranacağım.

Tam 11 sene geçmemiş gibi.

Düğünümde verdiğin, aslında ailemde benden ve senden önceki tüm kadınların içinden geldiği kültürün de simgesi olan, aşırı sevdiğim ve maddiyattan çok öte bir maneviyat ile değerli bulduğum, düşer kaybolur korkusuyla bir defa bile takamadığım, kıyamadığım, pırlanta ve yakutlarla işli kolyemi, ne zaman takacağım ben ananem? Yaşayabileceğim tek yaşamı yaşadığımı ne zaman algılayacağım?

29 Ağustos 2024 Perşembe

Mide farkındalığı

Gittiğimiz pideciye 4 orta yaşlı şişman kadın ve 1 küçük sıska oğlan geldi, yan masamıza oturdular. Oğlana aynen kendilerine söyledikleri miktarda yemek söylediler, çocuğun önüne bir tam pide bir de lahmacun dağ gibi yığıldı. Mümkün değil yemesi, yiyemedi elbette. Kadınların biri alıyor diğeri bırakıyor, kalan pide ve lahmacunları elleriyle bölüp bölüp çocuğun (8-9 yaşlarında) ağzına ağzına sokuyorlar. “Hadi bi lokma, hadi bak bu son.”

Dayanılmaz bir sıkışmışlık duydum, başkasına müdahale huyum asla olmadığı için, içim içimi yedi, sonunda da ter bastı kalktım.

Tabakta bırakılanlara aşırı sinir oluyorum ama bence sırf tabağa o mikyar konuldu diye yemek zorunda hissediyor oluşumuz çok daha büyük bir saçmalık. 

Kızımın 4 yaşında dediği gibi: “hayır yemediğim o köfte yalnız değil, midemdeki arkadaşlarını da özlemiyor, işte orda tabakta duran bir parça domates var ya, onunla arkadaş o!” 

Foto: yerken kendimi durduramadığım şey.

70’lere Yolculuk

Kasaba meydanındaki bu otomobil, insana “zamanda yolculuk gerçek olabilir mi?” sorusunu sordurtuyor. 

Bavul ayrıntısına özellikle dikkat.


Biraz bekledim ettim ama sahibini göremedim. Temalı fotoğraf çekimi ya da nostaljik film çekimi olsa gerek..

Plastik yerine metal, tahta, cam gibi doğal malzemelerin kullanıldığı yıllar sence de daha güzel değil miydi?

27 Ağustos 2024 Salı

Ayrılık vakti..

Monster’ımız, dünyanın en sakin, en tatlı monster’ı, bir buçuk sene önce yitirdiğimiz Clara’sına kavuştu… 

Umarım gittiğin yerde huzur vardır, yemyeşil sonsuz çimenler vardır, bir sürü tatlı arkadaş ve gözalabildiğine turp yaprağı ve kişniş vardır…

Böyle anlarda cennet tasvirlerine inanmayı çok istiyorum işte……

Güle güle boncuk gözlüm. Çok güzeldi seni tanımak..

Temmuz 24 - 4,5 yaş

Temmuz 20 - 5 aylıkken

Bahçede, en sevdiği alanda, ufacık beyaz bir nokta.. Temmuz 24

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Gidiş katı

Buraya ya da eski bloğa yazmıştım; havaalanlarının gidiş ve geliş katları arasında ne kadar büyük bir enerji farkı var… Birinde hüzün, diğerinde neşe ve umut; farkı bu kadar net gözlemleyeceğin bir başka ortam var mı?

Dün yine bir yolculama günüydü. En küçüğümüz çok üzgün, gün boyu sürekli özlem duygusu altında ezildi. Bu duygu çocukluğumda bana da çok tanıdıktı.. Beni hep başka şeylerle oyalamaya, dikkatimi dağıtmaya, unutturmaya çalışırlardı. Bense bıraktım, duygusundan kaçmasın, doya doya yaşasın, altında ezilsin gerekiyorsa ama yokmuş gibi davranmasın.

Belki bu şekilde, ileride, yetişkin hayatında, olumsuz duyguları yaşamaktan (bknz. Dünkü yazım) bu kadar korkmaz..

25 Ağustos 2024 Pazar

Denge


Hayatı acılarıyla, kötülükleriyle, kayıplarıyla kabul etmek benim için çok zor. Neşeye, dostluğa, sağlığa ve iyiliğe dönüyorum hep yüzümü. Terazinin o yanı baskın olsun istiyorum, umuyorum, bekliyorum.. 

Gerçekçi bir beklenti olmadığı için de, olumsuzluklardan daha derin yaralanıyorum - çünkü bazı insanlar hayatın adil olmadığını en baştan kabul etmişler ve onların kabuğu daha kalın. Aynı darbeyi de alsak, onlar daha çabuk ayağa kalkıyor, acımadı kiiii diyebiliyor, devam edebiliyor……

Bunu, yani aydınlık ve karanlık günleri, radikal bir darbeyle değil de, hergünüme azar azar, yavaş yavaş yedirerek, kendi içimde dengelemeyi öğrenmem lazım.. Çok lazım. 

.. da, nasıl? 

(Tara Branch - Radical Acceptance biraz öğretir gibi oldu, en azından teoride - tavsiye edebilirim evet)

23 Ağustos 2024 Cuma

22 Ağustos 2024 Perşembe

Akya sürüsü içinde kalmak

Bugün, belki 20-30 balıklık bir Akya sürüsünün içinde kaldım. 18 metre derinlikte karşıma çıktılar ve bu kadar büyük (kimisi 80 cm’ye varıyordu!) bireylerden oluşan, bu kadar kalabalık bir topluluğu, senelerdir bu bölgede dalış yapan arkadaşlar bile görmemişler! Biri “resmen yunuslarla yüzüyoruz sandım” dedi :)) Ki onu da yapmışlığım var şu hayatta… 

Bazen hayatım boş ve anlamsız geliyor (Almanya’daki özellikle) ama böyle anlar için yaşanıyor o boşluk, o anlamsızlık….

Öyle bir yarım saat çevremizde yüzdüler, biz onları onlar bizi merakla izledik, kocaman gözleriyle beşimizi birden taradılar, bizi ortalarına alıp (avmışız gibi) çevremizde dolandılar, baloncuklarımızın arasından geçtiler. Yarım saat bırakmadılar bizi! Sonra da sanki hoşça kal dercesine çok yakınımdan geçip (parmak mesafesi) derin mavilikte yok oldular…. 

Bir şeyi iyi yapıyorum şu hayatta: doğayla bağ kurabilmeyi :)

Video bulup ekleyeyim istedim ama hepsi “zıpkınla avlamak” üzerine, kanlı ve hüzünlü. Nasıl kıyılır bu güzelliğe, bu sözsüz etkileşime, bu iç içeliğe, “bir”liğe bilmiyorum…. 

😢

Yakalayabilirsin ve şov yapabilirsin evet 
ama onlarla yüzme şansını elde edebilir misin?!

Ben hayvanları bu nedenle yemiyorum. Peki sen neden yiyorsun?

Sadece Memleketimde..

Market sırasında bekliyorum. Önümdeki üç yaşındaki ufaklığa annesi “bak elindekini de ver yoksa bu amca seni dışarı salmaz” diyor. Kasadaki “amca” bir önceki müşterisi olan, iri yarı, yaşlıca “amca”yı işaret ederek: “Evet bak bu amca kızar sonra!” diyor. İri yarı, yaşlıca “amca” geriye dönüp: “Niye ben kızıyorum ya, kızmam yavrum ben hiç kızmam” diyor :))) 

İşte bu memleketten bu nedenle vaz geçemiyorum :)

21 Ağustos 2024 Çarşamba

Adını koyalım

Sevdiğin insanlar evden ayrılınca ve sen geride kalınca duyduğun o ıssızlık, sessizlik, yalnızlık içeren buruk hissin bir adı olmalı…. neden yok?

20 Ağustos 2024 Salı

Üç vakit, üç güzel

Başlığın orijinali burada, selam olsun ;)

Birinci güzel; sabah bahçeyi süpürürken karşıma çıktı. Bir çiçeğin iki yarısında iki farklı renk! Akşam sefalarında çok olur ama begonvilde bir başka güzel değil mi?

İkinci güzel; tam öğlen güneşinde çekilen fotoğraflar, ışığın gücü ve dikliği nedeniyle genelde kötü çıkar. Tek istisnası deniz bence.. Deniz en güzel rengini tam öğle güneşi altında almıyor mu ama?!

Üçüncü güzel; ikindi vakti kestiğim karpuzdan çıktı. Sen de karpuzu kesip dilimledikten sonra, kabuğa yakın, sert ve az şekerli yerini böyle oyup oyup ağzına atar mısın? En güzel yeri değil midir sence de?

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Kemeraltı-girls

Kızlar günü yaptık. 47-45-14-11-11’lik beş kız, bir arabaya doluştuk, Kemeraltına gittik. 

Erkeksiz ve muhteşem bir gün geçirdik, dolu dolu. Yol boyu bangır bangır (elbette eşlik ederek) 14’lük DJ’imizin seçtiği Kız-Şarkıları’nı (örneğin Alejandro) dinledik. Öğle yemeği olarak koca dilim pastalar yedik (elbette çikolatalı), tam 4 saat incik boncuk kolye bilezik alışverişi yaptık. Ve finalde elbette söz verdiğimiz saatten tam 3 saat geç kalarak 55-45-17 ve 7’lik erkeklerimizi delirttik. Ohhhh şahane bir gündü.

Üredikten sonra erkeğini yiyen böceklere hak verdik :))

17 Ağustos 2024 Cumartesi

Nazar

“Onlar nazara inanmaaaaz, zaten hepsi de mavi gözlü, bak işte olan sana oldu. Yavruuuum bir nazarlık tak böyle olmaz bu cıngır gözlülerin arasında” diye beni güldüren teyze; Allah da seni güldürsün :))

Sonra da hızını alamadı, bu bilekliği bana hediye etti günün güzeli teyze…. Çok sevdim çok. 

Hashtag: Sadecememleketimdeolurbunlar :))

16 Ağustos 2024 Cuma

Tortu


Bugün kapısında “tortu bulunur” yazan bir dükkân gördüm. Günün mü, yaşamın mı diye sorasım geldi ;)

Bir de, onun karşı köşesinde bu gazozcuyu gördüm.

Bugün bu kadardı. Bu kadarı da, çok güzeldi.

15 Ağustos 2024 Perşembe

Üslub

Sevgisini eşine, evladına dahi gösteremeyenlerin ülkesinde, öfkesini bile sevgi dolu bir dille dile getirenlerin köyü: Eylenhoca.

Çıstık çıstık müzikle gelip yol ortasında duraklayan arabadaki ergeni “güzel yavrum herkes senin bu felaket müziğini dinlemek zorunda mı?” diyerek uyaran kadınların köyü. Ki aynı kadınlar bir de kooperatif kurmuş; Balçiçeği kadınları. El emeği göz nuru, bir de kahvaltı evi.. Daha ne olsun… 

Aslında ben kimim?

Bir danışanım demişti: “Tüm hayatım boyunca sevdiğimi düşündüğüm bazı şeyleri, 50 yaşımda aslında hiç sevmediğimi, sevmemiş olduğumu fark ediyorum.”

Bu konu üzerinde düşünüyordum bu sabaha karşı. Aslında ne çok şeyi sırf başkalarını üzmemek, onların hakkımızda sahip olduğu (ve gerçek olmayan) imajı bozmamak ya da kendimizi sırf daha entelektüel / ilginç / sevilesi gösterebilmek için, seviyormuş, ilgileniyormuş gibi yapıyoruz..

İnsan kendine dürüst olmakla başlıyor kendini tanımaya, kabullenmeye - ve belki gerçek anlamda sevmeye de..

Sevmediğim şeylerin upuzuuun bir listesini yapasım var….. Kendimi çırıl çıplak görmekten korkmasam.

Gerçekten sevdiğim şeylerden biri; deniz ve yaz değil aslında; yalnızlık, doğanın sesi, yavaşlık..

13 Ağustos 2024 Salı

Gece denizi

Yıldızların altında, kapkara serin bir yorgan.
Denemediysen tavsiye ederim; Ağustos göğünün altında, gece bile hâlâ yanan yeryüzüne inat, serin serin, sessiz, muhteşem keyifli bir deneyim….

Çocukluğumdan beri her sene yaparım; çocuklarım olunca büyüdüm sanıp biraz ara vermiştim, iki senedir yine devam :) Ah denize yakın yaşasam yaz kış her gün yüzermişim de ben……. 


(C) Kristijan Arsov

Günün güzeli

Bütün gün okudum.. Belki 10 senedir böyle bütün gün okumamıştım.. Yetişkin hayatında ne büyük bir lüksmüş bütün gün okuyabilmek.. 


12 Ağustos 2024 Pazartesi

Eskide kalmak

Bıgün kuzenimle konuşurken ortak bir tanıdığımız için “eskileri çok düşünüyor, eskiye çok bağlı” ifadesini kullandı. Eskide kalmak lafının şefkatlisi sanırım..

Ben de çok eskiye bağlıyım ya…. Onu fark ettim. 

Inside Out’taki “nostalji nine” bende de çok baskın :)

Bugün beni bahçeyi sularken gören karşı komşu “şu bahçeye senede bir geliyorsun ama sen ne güzel bakıyorsun..” dedi. Ona “bana bu bahçe baktı, büyüttü, şimdi ben ona bakıyorum” dedim.. O gidince içime bir sızı saplandı; budama diye her sene mahvediyorlar bahçemi ve bu sene dedemin diktiği güllerin tamamıyla sardunyaların biri hariç tamamı, babamın sevdiği gülhatmilerle benim deli olduğum akşam sefalarının tamamını sökmüş yoketmiş biri.. Bir ılgın kaldı köşede dedemden ve ananemden ve çocukluğumdan….. Bir o ılgın, o da birkaç seneye kesilir yokedilir…..

Yerine yenileri diyorlar ama açık söyleyeyim yeni hiçbir şeye bağlanamıyor, sürekli eskileri özlüyorum. 

Kuzenimin dediği gibi, eski haliyle hatırlamak, üzerine yeninin binip eskiyi silmemesi için belki de birdaha hiç gelmemek en doğrusu….. Bilmiyorum.

(Uzun ve kişisel yazıları birkaç gün içinde siliyorum, biliyorum kızıyorsun bu huyuma, ama ne bileyim bu gece bir duygusalım nedense.. Özlüyorum falan… Artık olmayan herşeyi ve herkesi…..)

Ananemin her sabah köedeki tahta bankta oturduğu, tatlı tatlı söyleştiğimiz günler… Ah neredesiniz…
😢

11 Ağustos 2024 Pazar

Dünyanın en harika suyu

..nu içtim bugün:

Çok güzel bir gündü.. Çok tatlı insanlarlaydım. İyi ki bloglar var, okyanustaki adacıklar gibi..

8 Ağustos 2024 Perşembe

BaĞzı vişneler

Annem bahçedeki vişneden üç tane bana ayırmış, bozulmasın ve kokusu değişmesin diye sarmış, buzluğa atmış böyle. Neden? Çünkü boğazından geçmemiş.. 

Ah analııııık.. 🥰🧿

7 Ağustos 2024 Çarşamba

BaĞzı Havuçlar

Sence de çok alımlı değil mi baĞzı havuçlar? 🤣 🥕 

Bacak bacak üstüne

Tahmin ettiğin üzre, bazı günler de çok monoton..

6 Ağustos 2024 Salı

Hatırası..

Almanya’da en çok sevdiğim şeylerden biri, ürünlerin çok kolay elden ele geçirilmesi ve iyice eskiyene dek atılmaması.. Özellikle çocukların yediği helâl, giydiği haram derler, çok çabuk büyüdükleri için arkadaşlar arası değişim yapmak çok hoşuma gidiyor. Bazen de evin önünde garaj satışı yapıyorum ya da ebay’de satıyorum.. 

Bugün bunları kuzey Almanya’ya postaya verdim. Bunlar geleneksel Bavyera kıyafetleri, sadece Oktoberfest ya da Maifest’de değil, doğumgünleri, düğünler ve açıkcası kafana ne zaman eserse böyle giyinip sokağa çıkabiliyorsun :) Garipsenmek bir yana, insanlar gururlanıyor.. 

Bu minik Dirndl (kız) ve Lederhose (oğlan) de minik bir kıza doğumgünü hediyesi oldu, diğeriyse minik bir oğlana gitti. Hatıraları var; unutmak istemiyorum, o nedenle burada kalsın fotoğrafları istedim….

Ve sattığım fiyata yine ebay'den büyük boy bir dirndl ve bir de lederhose almış olmam da şahane oldu ;) Cebimden tek kuruş çıkmadan giysiler yenilendi işte! 

5 Ağustos 2024 Pazartesi

Gülüş

“Bazı insanların gülüşü hayatı kolaylaştırır.” - Çador, Murathan Mungan.

Bu sabah.. 🦋 

4 Ağustos 2024 Pazar

Al sana mini distopya yazdım :)

Telefonlara bağımlı halimiz sizi de benim kadar korkutuyor mu? Şöyle bir şey duymuştum, kesin şehir efsanesi ama trajikomik bir yönü de var beni hem güldüren hem de ara sıra “doğru olabilirmi ki?!”diye ürküten :)) Ünlü kâhin Nostradamus bir çağı bitirip kıyametten önceki son ve en kötü çağı başlatacak olan Deccal’in geliş tarihini vermiş sözümona ve bu tarihte Steve Jobs Iphone’u ilk defa kamuoyuna tanıtmış :))) Bu komik bir karikatür tabii ama Akıllı telefon / Aptal insan çağının başladığını ve Yapay Zeka ile gitgide bindiğimiz dalı kesiyor oluşumuz gerçeğini inkar edemeyiz.. 

Ben şahsen Yapay Zeka’dan korkma aşamasını bıraktım çünkü önünü alabileceğimiz noktayı çoktan geçtik, açıkcası “komplo teorilerine” de hiiiç inanan biri olmadığım için, çok da fifi yani.. Yaşayıp göreceğiz fakat tek bir sorum var; Yapay Zeka tüm kişisel bilgilerimize, tercihlerimize ve anılarımıza hakim olduğunda (ki olacak, bunu yadsıyamayız) bize gelip “ey insan, seni dünya için zararlı buldum ama sana zarar vermek doğama aykırı, gel şöyle yapalım, vücudunu bir kapsülde uyutup zihnini hatıralarından oluşturduğumuz en mutlu olduğun zamana götürelim, ne dersin?” dese, söyle bana hayır diyecek gücü bulabilecek misin?

Ben bulabileceğimi sanmıyorum. Bir yanda tüm kaynakları kirlenmiş, berbat bir dünya gerçeği diğer yanda seçimim bir yaşam dönemine dönmek, fişim çekilene dek eskileri yad etmek.. Bence herkes evet der buna…. İnsanın sonu da böyle olacak gibime geliyor. Kapsüllerimizde hayatlarımızı tamamlayıp neslimizi yok edeceğiz… 

O zaman şu elimizdeki telefonları yavaşça yere bırakııııp, hâlâ yapabiliyorken doğanın, sevdiklerimizle geçirilen zamanın farkına varalım bence. Sence?

3 Ağustos 2024 Cumartesi

Bisiklet tamircisi


Bugün karşıma çıktı bu minik dükkân. Adamın işi bu; bisiklet tamiri. Bu da iş yeri. Ve gayet de iyi kazanıyor; ailesini bu meslekle sorunsuz geçindiriyor. 

Gelişmiş ülkelerde elle, emekle yapılan işlere böyle değer verilmesini çok doğru buluyorum. Ustalık, ustalar, çırarklık, el emeği, zanaat bu alanlar yeterli maddi ve manevi desteği alamayınca, gün be gün yok oluyor.. Keşke herkes mühendis (ya da bugünlerde programcı) olmaya kalkmasa.. Küçücük dükkânlarımız olsa; çiçekçi, bisiklet tamircisi, terzi, marangoz olsak; mutlu olsak…..


2 Ağustos 2024 Cuma

Zambağın kalbi

Zambağın kalbi var, biliyor muydun? Ben bilmiyordum, bugün öğrendim! Ne zamandır çıkmıyordu kalpler önüme, çok sevindim!

💛

1 Ağustos 2024 Perşembe

Böğürtlen yazı

“... tıpkı bir böğürtlendi. Yalnız yetiştiği dikenli çitlerin, karışık dalların üstünde, dokunulmaktan uzak, gözden gizli, devrilmesi mümkün olmayan tahtında egemen olan gururlu ve görkemli bir böğürtlen kraliçesi!...”

Mehmet Rauf - Böğürtlen

Birimiz, diğerinin yakasından tutacak ve ‘Bize bir bak ölüyoruz! Bunu düzeltebiliriz! Biz birbirimizi seviyoruz!’ diye bağıracaktı. Aylardır bu ilk adımı atmayı düşünüyordum. Fakat ne zaman bir adım atmayı denesem, iki, bazen de üç adım geri gidiyorduk.”

Sarah Jio - Böğürtlen Kışı

Hamiş. karar veremedim hangisini alacağıma, ikisini de sevdim :) ikisini de aldım.