Bir danışanım demişti: “Tüm hayatım boyunca sevdiğimi düşündüğüm bazı şeyleri, 50 yaşımda aslında hiç sevmediğimi, sevmemiş olduğumu fark ediyorum.”
Bu konu üzerinde düşünüyordum bu sabaha karşı. Aslında ne çok şeyi sırf başkalarını üzmemek, onların hakkımızda sahip olduğu (ve gerçek olmayan) imajı bozmamak ya da kendimizi sırf daha entelektüel / ilginç / sevilesi gösterebilmek için, seviyormuş, ilgileniyormuş gibi yapıyoruz..
İnsan kendine dürüst olmakla başlıyor kendini tanımaya, kabullenmeye - ve belki gerçek anlamda sevmeye de..
Sevmediğim şeylerin upuzuuun bir listesini yapasım var….. Kendimi çırıl çıplak görmekten korkmasam.
Gerçekten sevdiğim şeylerden biri; deniz ve yaz değil aslında; yalnızlık, doğanın sesi, yavaşlık..