Bu sene çilek hem boldu, hem de çok ucuzdu bu diyarlarda.. Çileği azıcık (o da pudra şekerine batırarak, demek ki ekşiydi de) yediğimiz bir çocukluk hatırlıyorum... Halbuki Bursa'da o minicik, kokulu dağ çilekleri (ne kadar da çoktu) toplanır, kilolarca çilek reçeline dönüştürülürdü. Oysa çileğin tazesi, içi şeker dolu reçeline bin basmaz mı?
Bunda mutlaka eskilerin "kışın da yiyelim" mantığı vardı.. Şimdi kışın da bir şekilde şoklama ya da tufan, çilek bulunuyor. Belki de bu nedenle; mevsiminde doya doya çilek yiyebiliyoruz.
Mevsimi bitmek üzere ve bulmuşken, çeşit çeşit şekillerde yiyor ve yediriyorum.. Özenip de ne zaman pasta haline getirsem, "kaynanası sevecek" derler, ya çocukların arkadaşları ya da beklenmedik başka misafirler basıyor evi :)) Çok seviniyorum o zaman, paylaşmak çünkü, çok güzel bir his....
Çileği özleyeceğim. Burada dursun, özledikçe döner döner bakarız.....
