“İnanmazsın belki, hâlâ sırılsıklam aşık bana. Evi tertemiz tutuyor, çocuğu büyütüyor. Hem hiç karışmaz bana. Zaten ben evden işe, işten eve… Neyime karışacak?
Mutsuz değilim, hayır. Bana verilen görevi eksiksiz yerine getirmek, benim de mutluluğum bu. Ölesiye çalıştıktan sonra, akşamları, Mehveş’le oğlan televizyon seyrederlerken sedire yığılıp kalmak.”
“Hayır yapmıyorum artık. Boyaları falan bizim oğlana verdim. Resmi bıraktım. Tehlikeli olabilirdi.
Konuşmak da tehlikelidir. İçte biriken sözcükleri boşaltmak. Hele konuşmayı bir kere unutmuşsan.
Bir şey sızlıyor. Bir eksiklik. Bir özlem.
Bir korku getiriyor yedeğinde: Ya bir gün, bunca yıl kafamda biriktirdiğim sözcükler boşalıverirse? Çene kemiklerim açılırsa? Beynime üşüşen imgeleri durduramazsam?
Ya eve, bir gün yirmi dakika gecikirsem?”
Dikkat Kırılacak Eşya - Tomris Uyar