24 Kasım 2022 Perşembe

Şefkat

Sevgi olmadan şefkat verilemez, dedi kendinden emin. Bu iki kavram iç içeymiş (o buna da girift dedi aslında ama ı-ıh ben eski kafalıyım) ve birbirine öyle karışmış ki (sarnışık kavram dedi sanırım, cümlenin sonunu tahmin ettiğimden dikkatim dağılmıştı, tam dinlemediğim için tam duymadım).

Oysa bak, ben seni hiç sevmediğim halde çayı nasıl içtiğini (balçık gibi iki şekerli ve sütlü! Çünkü İngiltereler görmüş kadınsın) öğrendiğimden beri hiç sormadan önüne iki şekerli sütlü çayını koyuyorum. Üstelik bunu görev gibi değil, içimden gelerek, kibarca, nazikçe yapıyorum, dedim. Hınzırca gülümseyerek.

Onu kızdırmayı seviyorum.

İşte ben de onu diyorum ya, dedi ve Bruce Willis’in yarım gülüşüyle (beni) bitirdi: sen çayı seviyorsun, o yüzden çayı şefkatle hazırlıyorsun.

Eh..! Beyaz oyunu alır :)

Foto: bu sabah ofise yürürken.. bunu da gördü gözüm evet :)) görmediyse senin göz, az büyütüver sol pabucumun önüne doğru..