3 Mayıs 2022 Salı

The lives of others

Şimdi söyleyeceğim şey gözünde beni bir tür sapık yapmaz umarım ama, en sevdiğim şeylerden biri, evlerin ışıklarının tek tük yanmaya başladığı o alacakaranlık saatlerinde, ara sokaklarda yürümek ve tanımadığım sıradan insanların mutfak camlarına bir iki saniye göz atmak.. Israrlı ve meraklı değil de, kaçamak ve ürkek bakışlar bunlar. Zararsız, rastlantısal. Ya da öyle olması için üzerinde incelikle çalışılmış..

Çünkü çok seviyorum sıradan insanların o andaki doğallığını yakalamayı. Mutfak tezgâhında düşünceli bir şekilde ekmek kesen o kadını. Saçlarını dağınık bir topuz yapmış, biraz yorgun bakışlı o yeni annenin gerisinde, mama sandalyesinde oturan bebeğin annenin elindeki biberona odaklanmış anlık heyecanını. Eski bir koltukta oturmuş, karşısında mavi ve kırmızı parlak renkleri ağır basan bir program açık olan tv’ye dalmış o yaşlı adamı. O iki sevgiliyi, kadının sol ayağı adamın dizinde, gözleri kapalı. Upuzun saçlarını ağır ağır tarayan o genç kızı. Koltuktan koltuğa atlayan o yaramaz ikizleri.. 

Hepsini, sadece 1-2 saniyelik varoluşlarıyla beynime kazımayı ve oldukları halleriyle çok güzel bulmayı.

Seviyorum.