18 Mart 2024 Pazartesi

Kürk Mantolu Madonna

Omuzlarından ayak tabanlarına dek inen bir kürkü var. Tilki ya da mink kürk gibi, şimdilerde vintage denen, kahverengi tonlarında bir kürk bu. 17-18 yaşlarında bir kız çocuğunun üzerinde görmeyi yadırgayacağın türde, klasik kesimli, oldukça eski fakat çok güzel bakılmış* bir kürk. 

Yaşıtlarının anksiyete bozukluğu derecesine varan çevre hassasiyeti, vegan yaşam anlayışları düşünülünce, daha da tuhaf geliyor onun üzerindeki bu kürk bana. Kürk ve deri, benim de anksiyete derecesinde kaçındığım, hiç tarzım olmayan tekstil ürünleri olsa da, büyülenmiş gibi, bakışlarımı ondan ayıramıyorum.

Kürkün kalın yakasının içinde, ufacık, gencecik, bembeyaz bir surat. Kısacık, oğlan çocuğu tarzında kesilmiş siyah saçlar, koyu mavi, insana bulanık gölleri anımsatan gözler, bembeyaz yüzde iyice ortaya çıkmış kiraz kırmızısı, dolgun, masum dudaklar. Kaçıp, kürkün içine saklanmış bir masal prensesi, bunalımlı bir pamuk prenses, evsiz bir kontes, kürk mantolu bir Madonna âdeta.

Ve çok güzel.. Ve çok kayıp.. Ve çok yalnız.. Ve çok borderline.

foto internetten, anlattığım madonna ise, gerçekten!

* Birkaç gün sonra, bu kürkü bir bit pazarından aldığını anlatacak bana. "Ben almasaydım, belki de atılacaktı.." diyecek sesi titreyerek. Sıkı sıkı sarındığının kürk değil, o hayvanın yitirilmiş anısı olduğunu o zaman fark edeceğim. Ve, bir hayvanın önce kürkünün çıkarılıp geri kalanının çöpe atılmasının, sonra zamanla bu kürkün de "modasının geçip" çöpe atılmasının arkasındaki saçmalığı düşüneceğim ve yine hayatı hiç anlamadığımı, anladığımı sandığımda da "yanlış anladığımı" fark edeceğim.