Schopenhauer’ın “Hayatın Anlamı”nı yeniden elime aldım. Mütekerrir okumanın şöyle şaşırtıcı bir yanı oluyor; daha önce hiç dikkat etmediğin bir satır, belki de hayatının tam o evresine nokta atışı yaptığı için seni derinden yakalayabiliyor.
Schopenhauer’ın şu ünlü “Dünya bir acı ve ızdırap yeridir” felsefesinin kaynağını Cicero’dan aldığını itiraf ettiği ve onun görüşünü daha da açtığı satırlarda, tam olarak başıma gelen bu oldu: “Ben buna sığınabilirim” hissi.
Biraz inançsız kaldı bu bünye, uzun zamandır küskün. Zamanın neresinde olduğumu bilemiyorum, sorun bu belki de. Bunları neden yaşıyorum hissine neden olan bir inançsızlık ve mozaiğe çok yakından bakıyor oluşun verdiği “görüsüzlük”.. Biraz uzaklaşırsan görüyorsun o ufacık kargacık burgacık parçaların ne anlama geldiğini..
Dünya; bir ızdırap ve acı ve belki de ebedi hayatın cehennemi ise, ölüm de bir bütünleşme, eve dönüş ise, gerçekten korkmanın hiç anlamı yok. Belki de olayı tamamen yanlış anladık diyor Schopenhauer; ebediyette değil tam şu an ve burada yaşıyoruz cehennemi.
.. de cenneti de - bence.. Çünkü şu; cehennem olamayacak kadar güzel ve mutluluk verici: