27 Eylül 2024 Cuma

Çekmeceler

Kocaman bir tahta dolap. Bir sürü çekmece. Birini açıyorum, tıklım tıklım şeylerle dolu. Bir sürü şey rastgele konmuş, sıkıştırılmış. O doluluğun bir düzeni var ki, sığmış onca şey.. Bugüne kadar taşmamış..

Çekmeceye ellerimi sokuyorum. Aslında iki şeyi arıyorum: Özür dilerim kelimesi ve bir de şefkat. İkisini de bulamıyorum. Umudumu yitiriyorum. "Yok, demek ki burada değil" diyorum. Bu çekmeceden vazgeçiyorum. "Başka çekmecede belki de.." 

Fakat daha demin açtığım çekmeceyi, içinden hiçbir şey almadığım halde, geri kapatamıyorum. Daha demin içine sığan herşey artık sığmıyor! Tanrım ne çok şey. Ne çok gereksiz şey... Sığmıyor. 

Sadece iki şey gerekliydi oysa bana; biri bir kelime, diğeri bir his.

Son zamanlarda analizde hissettiğim tam olarak bu. Çekmeceleri açtım, içine baktım, geri kapatamadım. Böyle bir sıkıntı.... Kapatabilecek miyim bilmiyorum. Birşeyleri atmaya başlamam lazım artık.... Yoksa hiçbir şey sığmayacak, o çekmeceler asla geri kapanmayacak..... O tahta dolaplı odadan asla gün ışığına çıkamayacağım.. Böyle bir his. Evet tam böyle bir his......