8 Ocak 2023 Pazar

Eski bahçe

"Yazamıyorum. Bir araya getirdiğim harfler beni anlatmaktan uzak."

Nisan, 2020.

Çağdaşı ve çok sevdiğim bazı diğer kadın yazarların aksine, Tezer tam çağının kadını gibi gelmiştir bana hep. Saçları, bakışları, varoluşsal sıkıntılarıyla 68-75 Tezer'dir.. Tezer 80'lerin ortalarına dek yaşamış olsa da, seksenlere ait değildir ve en güzel eserlerini de seksenler öncesinde vermiştir. Bunlar elbette hep bence..

Çünkü onun dediği gibi, ben de: Okuduğum her şeyden, aynı şeyi anlıyorum.

Sanki kanser değil de seksenler öldürmüştür Tezer'i. Seksenlerden itibaren toplumca yaşadığımız değişim. Biraz kırgınlık, az fazla öfke, bol başkaldırı ve cürettir Tezer. Yakın dostu Leylâ Erbil’in muhteşem tanımıyla: taşkın duyarlılık..

İnsanların yaşlısına Fosil demeyi de ilk Tezer bulmuştur, bilir misin? Çoğunluk bilmez. 

Tezer'i okumaktan da, onu yazmaktan da vaz geçemeyeceğim... Bugün bitirdiğim "Eski Bahçe ve Eski Sevgi"den, üzerinden 40 sene geçse de, bugün, memlekete her geldiğimde, bir kültürden diğerine geçişe alışmaya çalıştığım o ilk günlerde benim de çok fazla hissettiğim, son bir alıntı:

"Çevremde, çocukluğumun geçtiği kentlerde, insanlarda bir tatsızlık var. Bir anlamsızlık.."