Bu sabah, henüz gün başlamadan, çok güzel bir metni, çok güzel bir kadının, çok güzel sesinden dinledim. Linki burada.
Sabahın erken saatleriydi, yeşil bir şeylere bakarak vitaminli suyumu içiyordum. Kulaklıklarımdan gelen yumuşak sese teslim olmuş, hiç bir şey yapmadan ve düşünmeden, onu dinliyordum. Önce gözlerim doldu, sonra aktı pıtır pıtır. Fakat bir şükran dolması (mercimek dolması der gibi - ille işi mizaha vuruyorsun C.) çünkü o metindeki "kadın nedir?" maddelerinin tamamına, evet tamamına sahip olduğumu fark ettim. Ben ki kendimi pek kadın gibi hissetmem aslında, daha ortalarda bir yerdeymişim gibi gelir. Fakat bu sefer, hiç eksiksiz, tam bir kadınmışım gibi hissettirdi bu metin bana.. Dünyayı kucaklayacak kadar büyük bir sevgi, şefkât duyabilmek.. Yumuşacık ama gerektiğinde çok güçlü olabilmek.. Acıyı kuşkuyu aşkı yalnızlığı onuru ama aynı zamanda sevinci ifade edebilmek.. Korkan birini gördüğünde tut elimi diye elini uzatmak..
Bir tür; kimliğimle, cinsimle kucaklaşma hali, bir şükür vesilesi, bir gurur anı oldu bu metni bu güzel sesten dinlemek. Ve büyük motivasyon oldu. Evet, hatam da var, kendi değerimi asla unutmamalıyım!
Diyorum ki, kadınsan, sen de dinlesene bi'.. Sana da iyi gelecek gibime geliyor, ne bileyim, mevsim geçişleri zorluyor ya bizi.......