27 Ocak 2024 Cumartesi

Pörsük

Pazartesi markete gelen çiçeklerin satılmayanlarını Cuma sabahı çöpe atıyorlar, çünkü Cuma akşamı ikinci dağıtım yapılıyor ve yeni çiçekler geliyor. Çöpe atmadan önce, bu çiçekleri marketin çıkışına "isteyen alsın" diye koyuyorlar.

Bu beni mahvediyor.. Müstakbel sahiplerini susuz bir kova içinde beş gün boyunca bekledikleri için, daha açmadan pörsümeye başlayan ama tam da bozulmayan, daha goncayken ölmekte olan çiçekler bunlar.. Belki "mükemmel" değiller ama bir zamanlar en az diğer çiçekler kadar umut doluydular. Doğadaki türdeşlerinden farklı olarak; sadece açma, çevrelerini mutlu etme, ölme döngüsü içindeki "kesilmiş çiçek demetleri"... Açamadan ölmek.

Çiçeği koparmaya bile kıyamazken, sırf bu nedenle, eve buket buket çiçek getiriyorum Cuma sabahları...... Çünkü, potansiyeline ulaşamadan hayattan kopartılan çiçekler (ve aslında insanlar) beni mahvediyor...... Bu düşünceyi kaldıramıyorum.

Ve eve gelip suya kondukları an hızla açmaları... (Hele bir de sürpriz güneşi buldularsa!) Minnet mi, şükran mı, kısacık yaşamlarının birden anlamlanması mı, yaşayamadıkları ömrü dolu dolu yaşama azimleri mi...

Bu konuyu terapiye götürmeliyim. Evet.