Sana tuhaf şeylerin koleksiyonunu yaptığımı söylemiş ve fotoğraflarını biriktirdiğim tahta güneşlikli evleri göstermiştim. Gülmüştün. Bir de bunlar var.. Öylesine önüme çıkıveren kalpler koleksiyonumu gururla sunarım:
karda bir iz
yağda çift sarılı yumurta
evi süpürürken karşıma çıkan "kir"
sokaktaki "çöp"
elma ikram edersen, sonuç bu olur.
ama salçalı tost yiyişlerim de efsanedir..
pilav için şehriyeyi tavaya dökersem, böyle olabilir..
ya da pasta yap dersen, hiç şaşmaz.
Ammaaa;
kardeş sen benle dalga mı geçiyorsun yahu?
Bu ne şimdi, tam da yazıyı toparlamaya çalışırken!
Ben de seni seviyorum sevgili patates! Hem de çok.. :)
Hamiş.
Al Pacino; "yaşamdaki kalp kırıklıklarını göğüslemenin tek yolu, mizah ve hayâl kurmaktır" demiş. Francis Bacon ise "hayâl kurmak, insana olmadığı kişiyi olabilme yetisi; mizah ise olduğu kişiyi kabul edebilme tesellisi verir" demiş. O zaman, bugün de böyle; yaşasın mizah gücüm ve hayâlciliğim..
Self-note.
"I am very much aware of my own double self. The well-known one is very under control; everything is planned and very secure. The unknown one can be very unpleasant. I think this side is responsible for all the creative work - he is in touch with the child. He is not rational; he is impulsive and extremely emotional." - demiş Ingmar Bergman. Böyle günler ve durumlar için, zulaya atmalı.