31 Ocak 2022 Pazartesi

Külliyat

Bu kelimeyi pelesenk ettiğimi fark ettim demin, bir blogdaş sayesinde. Hakikaten doğru, dikkatimi çekmemişti ama son zamanlarda sık kullanıyorum. Üstelik korkarım genel anlamından da farklı bir şekilde kullanıyorum; çünkü tek bir konudaki ya da tek kişiye ait tüm eserler anlamında değil de, hayata dair biriktirdiklerim(iz) anlamında kullanıyorum. Hayat külliyatı.. 

Neden pelesenk ettim acaba diye düşündüm ve şunu fark ettim: Son beş on senedir aşırı minimalist bir yaşam tarzı içindeyim; sadece eşyada değil, sosyal hayata ve maneviyata dair sahip olduklarımda da bir sadelik içindeyim.. Ama insan olarak bir şeyleri "biriktirmek" bizde ihtiyaç ve ben dışımda biriktirmek yerine, içimde biriktirmeye başlamışım. Belki bu nedenle kimsenin dikkatini çekmeyenler benim için önemli, elzem, yangından ilk kurtarılacaklar olmaya başladı.. Ayrıntılar külliyatı.

Ne işime yarar bilmiyorum. Bir şekilde bundan doyduğumu biliyorum sadece. Eksiklikleri bu şekilde kapattığımı. Nüanslar, ayrıntılar, ufak incelikler, hatıralar, sözler ve şaşkınlıklar koleksiyonu.

Bak meselâ, haftasonu yürürken karşıma bu çıktı:


Göremedin sen tabii haklısın, normal gözün görmesi na-mümkün ama benim algıda seçicilik uzmanı gözlerim hemen seçti o grilik içindeki maviliği. Bak büyüteyim senin için:


Hayır dokunmadım, zihnime arşivledim, hayat külliyatıma kattım, devam ettim. Dokunmadım çünkü benden sonra gelecek birinin daha dikkatini çekmesini istedim. Onu da beni ettiği kadar mutlu etmesini, devam etmeye dair ufak bir sebep olmasını. Bunu neden istedim? Bilmiyorum.. Sanırım etrafta daha fazla kendim gibi bakan, gören, hissedenlerin olmasını istedim. Daha az grilik, daha az mutsuzluk, daha az özensizlik, umursamazlık, huzursuzluk da istemiş olabilirim. Bilmiyorum.. 

Önemli de değil aslında, neden bunları hayat külliyatıma katıyor olduğum. Sadece hoşuma gidiyor, o kadar. Kendi kendime, hayatla oyalanma şekillerimden biri işte, önü sonu bu.